Dr. FATİH TUNCEL
Klâsik Türk Müziğinin son ustası Prof. Dr. Alâeddin Yavaçca hocamızı da ruhlar alemine yolcu ettik.

O Rabb’ine kavuşmanın huzuruna ererken biz sevenlerine de hüzün ve hasret miras kaldı. Dualarımız da artık o asil ve mütevâzı insan için olacak inşaAllah. Yıllar önce merhum Avni Anıl hocamız ile birlikte Çorum’a şeref verdiklerinde başlayan dostluğumuz biteviye devam etti. Teşrifleriyle duyduğum mutluluk vesîlesiyle o günlerde yine ÇORUM HAKİMİYET sütunlarında, ”ULU ÇINARLAR ARAMIZDA“ diye bir yazı yazmıştım. 

Bayramlarda ve doğum günü olan 1 Mart tarihinde onu hep arar kısa süreli de olsa bu telefon sohbetlerinin hazzını yaşar mesrûr ve bahtiyar olurdum. Henüz altı yaşında iken memleketi Kilis’de müzik öğretmeni Naime hanıma terennüm ettiği ilk şarkı icrasından sonra geçen 89 yıllık süre onu bir müzik otoritesi ve duayeni yapmıştır. Nakış nakış işlenmiş, severek, iştiyakla ve titizlikle yapılmış takdire şayan emeklerinin ürünü, birbirinden güzel 650’yi mütecâviz bir beste repertuarı ortaya çıkarmıştır. Bestekârlığı yanın da döneminin en temâyüz etmiş icracılarından biriydi. Ses renginin güzelliği , o dönemin tavrı olan gırtlak nağmelerini bihakkın kullanması pek çok icracıya rol model olmuştur. 

Kezâ kendi tarzını oluşturana kadar, merhum Bekir Sıkı Sezgin dahî, O’ndan mülhem bir tarzla icracılık yapmıştır. Büyük sanatkarlığı yanında çok başarılı bir hekimdi. Başhekimliği ve klinik şefliğini yaptığı İstanbul Zeynep Kâmil Doğumevi’ndeki hizmetleri de hep takdire şayan bulunmuştur. O hep beyefendi, dürüst, prensiplerinden asla taviz vermeyen, en güzel insânî hasletlerle müzeyyen başı önünde dolu bir başak gibiydi. Vefalı ve sevgi dolu yüreğiyle iyi bir eşdi. Hep huzurlu ve mutlu bir yuvaları olmuştu. Fakîrin, amatörce yaptığım solo icralarımdaki ilk eser, sözleri de kendine ait olan Alâeddin hocamın “ Gönlümün bülbülüsün…”diye başlayan nihavend şarkısı idi. Husûsî sohbetlerimizde, mahiyeti hep bende kalacak özel anekdotlar da hocama beni gönülden bağlayan esbabdı. 

Kültürümüze kattığı nadide eserleriyle ve güzel insan olma örneğiyle O’nu hep sevgi saygı ve rahmetle anacağız.. O, o neslin en nadide bir çiçeği idi.. Kokusu, rengi hiç kaybolup solmayacak.. Ve özlemimiz de hiç kaybolmaksızın..
Hocama Cenab-I Allah’tan  rahmet diliyorum. Rabb’im, Rahîm ve Rauf sıfatlarıyla tecellî buyursun inşaAllah.. 
Mekânı cennet, makamı âlî olsun.. 

Ulu Çınar’a son görevimizi yapmak muradıyla İstanbul’a revan olduğumuzun ertesi günü 25 Aralık’ta öğle namazını Fatih Camiinde kılarak, dua niyetiyle cenaze  merasimini de ifâ ettik çok şükür. Orada, bu son vazife merasimine katılan tüm sevenlerinin gözleri puslu, gönülleri de hocamızdan ayrılmış olmanın ızdırabıyla enîn notalarla nakşedilmiş hüzzam bir ilâhi söylüyor gibiydi.. Muhterem hocamın değerli eşi AYTEN YAVAŞÇA hanımefendîye hem kendi adıma hem de Çorumlu hemşehrilerim adına taziye dileklerimi ilettiğim an duygusallığım zirve yapmıştı..

Vedamız da O’nun güzel bir hicaz eserinin sözleriyle olsun… 
“GÜN BATAR, BÜLBÜL SUSAR, GÜLLER SOLAR / GİTTİN ARTIK GÖZLERİM HEP YAŞ DOLAR /  AY BÜRÜNMÜŞ MATEME, DALGIN SULAR / GİTTİN ARTIK, GÖZLERİM HEP YAŞ DOLAR”