Demokrat Parti İl Başkanı Ahmet Damar, yaptığı açıklamada belediyeye yönelik eleştirilerde bulundu.
Çorum Belediyesi'nin idari aygıtında peş peşe tezahür eden ve kamu vicdanını derinden yaralayan ciddiyet mahsulü iddiaların, mevcut yönetim erkinin ahlaki temellerini ve kamu kaynaklarını idare biçimini kökten sorgulattığını belirten DP İl Başkanı Ahmet Damar, “İşte, şeffaflık ilkesinin yerle bir edildiği, hesap verebilirliğin askıya alındığı bir yönetim tablosunun temel fiyaskoları ve kamuoyuna yansıyan muammalar” diyerek bunları şöyle sıraladı:
Hal'deki Zimmetin Sümenaltı Edilmesi: Bahsi geçen Hal kompleksindeki zimmet vakasının, kamuoyu nezdinde hiçbir iz bırakılmaksızın, sessiz ve sedasız bir surette kapatıldığı iddia edilmektedir. Bu durum, yolsuzlukla mücadele kararlılığının yokluğunu açıkça gözler önüne sermektedir.
Can güvenliğini tehdit eden hileli yazılım skandalı: Ülke gündemine bomba gibi düşen ve vatandaşın can güvenliğini dahi tehlikeye atan hileli yazılım olayının, iddia edildiği üzere yetkisiz kurumlarca verilen onaylarla hasıraltı edilmesi, kabul edilemez bir yönetim zafiyetidir. Bu fiyaskodan mesul hiçbir kişi ya da kurumun cezalandırılmaması, adaletin değil, bizzat halkın cezalandırıldığı algısını kuvvetlendirmektedir.
Terminalde ki zimmet olayında zararın vahim boyutu ve resmi açıklamanın muğlaklığı: Otogar/Terminalde iddia edilen 1.500.000 TL’lik zimmet meblağının, gerçekte 4-5 milyon TL’ye ulaştığı şayiaları, durumun vahametini derinleştirmektedir. Her ne kadar belediye, ilgili personelin iş akdinin feshedildiğini, idari soruşturmanın tamamlandığını ve zararın yasal faiziyle tahsil edileceğini beyan etse de, bu resmiyet, örtbas iddialarının gölgesinde kalmaktadır.
Örtbas ve yönetimsel çelişkiler: Zimmetin muhatabı olan şahsın idari soruşturmaya iştirak etmediği, iş akdinin feshedilmediği, aksine emeklilik talebiyle istifa ettiği iddiaları, belediyenin beyanlarıyla taban tabana zıt bir tablo çizmektedir. Zimmetin ne suretle ve hangi ölçüde karşılandığı meçhul kalırken, personelin emeklilik ikramiyesinin dahi belediye kasasına aktarıldığı konuşulmaktadır. Personelin "içime şeytan kaçtı" gibi alaycı bir gerekçeyle tatilde olduğu iddiaları, trajik bir kamu kaynağı kaybını mizaha dönüştüren vicdansız bir duruma işaret etmektedir.
Şeffaflık talebinin ihmali: Kamuoyu, bu olayın bütün boyutlarıyla şeffaflıkla aydınlatılmasını beklerken, yönetimin halkın haklı taleplerini görmezden gelerek, mesaisini pazarcılarla ihtilafa ayırması, durumu "örtbasın yeni manevrası" olarak yorumlatmaktadır.
Şirket değişikliğinin ardındaki yönetimsel kargaşa: Belediyeye ait Beltaş şirketinin kapatılarak yerine yeni bir teşekkül kurulduğu gerçeği, yönetimsel bir fiyaskonun itirafıdır.
Sayıştay denetimi ve gizleme çabası: Bu değişimin ardındaki asıl gerekçenin Halk Ekmek ve Halk Otobüslerindeki düzensiz idare, denetim boşluğu ve fahiş personel alımı olduğu, Sayıştay denetimi sonrasında apar topar personel transferiyle yönetimsel hataların gizlenmeye çalışıldığı iddia edilmektedir.
Çalışanlar üzerindeki tahakküm: Personelin yer değişikliği sırasında, farklı birime geçmeme yönünde taahhütnameye zorlanması, çalışanlar üzerinde kurulan baskıyı ve gelecekteki olası itiraz yollarının keyfi olarak kapatılma çabasını gözler önüne sermektedir.
Zararın faturasının çalışana kesilmesi: Personel şirketinin mali sıkıntıya düştüğü gerekçesiyle maaş hesaplama sisteminin değiştirilmesi, zararın faturasının doğrudan çalışana kesilmesi anlamına gelmektedir.
Yevmiye gaspı ve taksitli avans dayatması: Ayın 15'inde ödenen maaş sisteminin değiştirilerek, personelin 14 günlük yevmiyesinin belediye kasasında tutulması hedeflenmektedir. Bu 14 günlük yevmiyenin dahi avans olarak verilip, daha sonra maaşlardan 3-4 taksitle kesilerek belediyeye iade edilmesi planı, işçinin alın terinin sömürülmesi ve mali yükünün artırılmasıdır.
Hukuksuz kesintiler: Belediyenin bazı şirketlerindeki personelin banka promosyonlarından, hukuki dayanağı belirsiz, keyfi kesintiler yapıldığı iddia edilmektedir.
Çalınan hayaller ve kayıp 7.000 TL: 90.000 TL olması beklenen promosyonun 53.000-54.000 TL’ye düşürülmesi ve yeni işe girenlerden dahi kesinti yapılması, personelin meşru beklentilerinin gasp edilmesidir. Halkbank'tan kredi kartı olmayan personelin bile 7.000 TL’sinin "kayıp" olduğu iddiası, bu kesintilerin ve kayıpların, belediye kasasındaki 20-25 milyon TL’lik mali açığı kapatma çabası olduğu şüphesini kuvvetlendirmektedir.
Çifte kamu israfı: Kültür Sitesindeki "demir kubbe"nin inşasına harcanan ulusal servetten sonra, şimdi de keyfi bir kararla kaldırılması için yeniden kamu kaynağı harcanacak olması, sorumsuzluğun zirvesidir.
İntikam ve hurda spekülasyonu: Bu eylemin, eski yönetimin icraatlarını silme gayesi taşıyan intikamcı bir hamle mi, yoksa demir hurdasından elde edilecek paranın belediyenin mali ihtiyacını karşılama hesabı mı olduğu hususu, acı bir spekülasyon olarak kamuoyunun önünde durmaktadır.”
Bu iddialar silsilesinin, Çorum Belediyesi yönetiminde şeffaflığın, hesap verebilirliğin ve kamu vicdanının tamamen terk edildiği, keyfiyetin ve suistimalin kurumsallaştığı bir döneme işaret ettiğini iddia eden Damar, “Kamu malının şüpheli kullanımı, zimmet vakalarının örtbas edilme teşebbüsü, yönetimsel beceriksizliğin faturasının gariban personele kesilmesi ve hukuku hiçe sayan uygulamalar, "Çorum'u aldatan bizden değildir" şiarının ayaklar altına alındığını kanıtlamaktadır. Sayın Başkan'a yapılan ihtarlar gayet açıktır: Cumhurbaşkanı'nın "medyada şov yapmayın" talimatına riayet, vekillik yolunun popülist vitrin gösterilerinden değil, halka dürüst, şeffaf ve hesap verebilir hizmetten geçtiği hakikatiyle sabittir. Çorum halkı, bu yönetimsel infialin hesabını sormakta azimlidir” ifadelerini kullandı.
(Haber Merkezi)





