Depreme karşı tedbirleri ikiye ayırıyoruz.  1- Devletin üzerine düşen tedbirler. 2- Vatandaşın üzerine düşen tedbirler.
DEVLETİN ÜZERİNE 
DÜŞEN TEDBİRLER
Her şeyden önce, 1984 yılında yürürlüğe giren imar kanununun yeniden düzenlenerek, kuralların yeniden koyulması gerekiyor. Aradan geçen 40 yıldan sonra, kanuna giren ek maddeler ile kanun uygulanamaz hale gelmiştir. Bir takım ana prensipleri ortadan kaldırılmıştır. Büyük Şehir Belediyesi kanununa, ek maddelerin  konulmasını gerektiriyor. 
Mimar ve mühendislere, kendine ait inşaata ruhsat verilmesi sırasında kolaylık tanınmalıdır. Halen kendi arsasına inşaat yapacak mühendisten, müteahhitlik belgesi istenilmektedir. Aynı belge, mühendis olmayanlardan da istenilmektedir.  İnşaat sektöründe mühendisin, hiç bir ayrıcalığı bulunmamaktadır. Bu oluşumu da bizzat, kendi meslektaşları yapmaktadır. Mühendis odalarının da bu konuda girişimi yoktur. Odalar daha çok siyasi konular ile ilgilenmektedir. Avukatın mahkemelerde baro odası bulunmakta, orada gerekirse bilgisayarda yazısını yazmakta, fotokopisini çekmektedir. Mühendis ise, belediye ve kamu kuruluşlarında kapı önünde beklemektedir. 
Yapı denetimi: Devletin inşaatları doğru olarak denetlemesi gerekiyor. Yapı Denetimi uygulamasının iyi ve kötü yönleri var. 
İyi yönleri: İstenildiğinde yapılar çok güzel denetleniyor. Denetim beton dökümü, demir döşenmesi, su basman kotunun kontrolü seviyesinde olmaktadır. Yapı Denetimde çalışan elemanların eğitimden geçirilerek, imar kanununu ve yönetmeliklerden bilgi sahibi olması gerekiyor. Bunun seviyesi,  projesinde olmayan bir uygulamanın, kanun ve yönetmenliğe uygun olup olmadığını ayıracak seviyede olmalı, uygun değilse aykırılığın giderilmesi, uygun ise tadilat ve tashihat projesine işlenmesini temindir. Eline metreyi alıp, havalandırma bacasının 20 cm küçük veya büyük olmasını sorun etmek değildir.
Yapı denetim ücreti hakkaniyet sınırını aşmaktadır. 120 dairelik bir binanın yapı denetim ücreti, 2 milyon lirayı geçmektedir. Bu miktar, binanın inşaat maliyetinin % 4’ünü buluyor. Müteahhit bu parayı kimden çıkarıyor? Tabiki daireyi alan vatandaştan. Uygulamada bu göz ardı edilmektedir. Yapı denetim ücretinin maksimum-minimum seviyesi olmalı, yapı denetimin inşaat denetimindeki m2 alanlar, buna uyumlu olmalıdır. Yani maksimum ücretten sonraki alanın m2’si hak kaybı sınırından ayrılmalıdır. Yapı denetim hak kaybına uğramamalı. Her türlü kamu yatırımı inşaatlarıda, yapı denetim kapsamına alınmalıdır. Depremlerde ve kendi halinde yıkılan kamu inşaatlarının denetimini nasıl izah edebiliriz? İhale kanunu elden geçirilerek, ihalelerin tekelleşmesi ortadan kalkmalıdır. Müteahhitlik karnesini, sadece mühendis olanlar almalıdır. 
Yapı denetimde belediyeler, göz ardı edilmiştir. Belediyelerde yapı denetimde görev almalı, sorumluluğu birlikte götürmelidir. Belediyeler sivil yapılarda olduğu gibi, kamu yatırımlarınıda denetlemelidir.
Müteahhitlere kimlik belgesi verilerek, yaptığı inşaatlara not verilmeli, usulsüz inşaat yapandan inşaat yapma yetkisi alınmalıdır.
Müteahhitler belediyelerin gelir kaynağı olmamalı, her adımda harç almaktan vazgeçilmeli. Bürokrasi en aza indirilerek, işleri hızlanmalıdır.  İnşaat ruhsatı için müracaat ettiğim belediyede, mimari proje, dört kere kırmızı tashihat aldıktan sonra, ancak beşincisinde onaylanmıştı.
İmar kanunu- yönetmelikte bulunmayan hususları, belediye kendi kararı ile işleme koymuştu. Çatıyı betonarme çatı olarak kabul etmemiş, ahşap çatı olarak mimari projeyi onaylamıştı. Merdivenden  kata girişe, kapı koy durmamışlardı.
Devlet devletliğini, vatandaş vatandaşlığını bilmelidir.
Vatandaş, yaptığı işin bilincinde olmalı, yapılan konutlarda insanın barınacağı bilincine varmalıdır. Belediyecilik yaptığım dönemde ısı yalıtımını, demir vizesini ilk defa belediyemizde biz uygulamaya koymuştuk. Yaptıklarımız için kimse bize iyi yaptınız demedi.
1984 yılında Keçiören’in Çubuk Çayı etrafı, belli miktarda dere koruma bölgesi ilan edilmişti. Daha sonra bu bölgeden koruma kararı kaldırılarak, yapılaşmaya açıldı. Gölbaşı ilçesinde gölün temiz kalması için, yapılaşmaya kısıtlama getirilmişti. Şimdi Gölbaşı'nda kısıtlamalar kalkmış, dört katlı bina yapılmaktadır. 
Ankara'nın en riskli bölgesi Demetevler Mahallesi’dir. Kentsel dönüşümün Ankara’da, ilk defa bu mahallede uygulanması gerekirken; 10 yıldır bu kentsel dönüşüm uygulaması yapılmamıştır. Uygulama ranta dönük, emsal artırımı yapılan parsellerde yapılmıştır. Ankara çevresinde bulunan ilçelerden fay hattı geçmektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan Demetevler Mahallesi kentsel dönüşümü ile ilgili toplantıda, yıkılan MİT Lojmanları’nın rezerv konut olarak kullanılıp, acilen Demetevler’de kentsel dönüşüm uygulamasının yapılması teklif edilmiş, bu teklif reddedilmiştir. Anılan lojmanlarda  yıkıldı. 
Kentsel dönüşüm kanununun yeniden ele alınması gerekmektedir. Bu kanuna dayanarak yapılan inşaattan, belediye bazı harçları almamaktadır. Bu sefer inşaat ruhsatı alımı sırasında hak sahiplerinden, belediyeye bağış yapması istenilmektedir. Spor kulüplerine bağış adı altında, inşaat ruhsatı verilirken bağış alınmaktadır. 
Ankara'da Konya Yolu’na cepheli, Emek Mahallesi’nin üzerinde bulunan yeşil bant iptal edilerek, konut bölgesine dönüşmüştür. Benzer şekilde yeşil alanlar, konuta çevrilmektedir. Bunun bir benzerini de ben, Keçiören Ayvalı Mahallesi’nin üzerinde yaşamıştım. 
Belediyelerin elinden, imar planı yapma yetkisinin alınması tartışılabilir. O zaman imar planlarını kim yapacak? Bu işi siyasetten kim soyutlayacak. Bunlar gündeme gelmektedir.
Görüyorsunuz tartışacağımız, iyileştirmesi gereken birçok konu var. En acilini bile, Ankara için Demetevler Mahallesi konusunu bile halledemedik.