Güneydoğu Anadolu depremi. 10 ilimizin alanında meydana gelen depremle 16.2.2023 tarihi saat 21.00 itibarı ile 36000 ölü, 110000 yaralı var. 
400 yıldır uyuyan fay hattı uyandı, yurdumuzun en büyük afetine dönüştü. Bir taraftan soğuk hava, öbür yanda afetin meydana getirdiği yıkım, insanlar evsiz barksız hale dönüştü.
Hasar tespiti için Gaziantep'e giden arkadaşıma, depremin meydana getirdiği yıkım ve sebepleri hakkında kanaatini sordum. Tespiti şöyle;
1-Kolon-kiriş bileşiminde üst kat kolonu ile birleşim yerinde en az 80 cm. filiz bırakılması gerekirken, 15-20 cm. filiz bırakılmış. Bu filizlerde depremde kolondan sıyrılıp ayrılmış. 
2- Kolon-kiriş birleşim yerlerinde etriye aralıkları 10 cm olması gerekirken, 20-25 cm etriye aralığı bırakılmış. Bu sebeple kolonlarda burkulma ve yırtılma meydana gelmiş.
3- Bölgede hava çok sıcak olduğu için, yazın dökülen beton sulanmamışsa, betonda yanma meydana gelmiş. Beton dayanımı büyük oranda kaybolmuş.
4- Bazı binalar, beton karkas-yığma bina olarak karışık yapılmış. 
5- Yıkımın en büyük nedeni de, zemin kaynaklı olmuştur. Zemin etüdü yapılmayan binalarda seçilen temel türü, deprem hareketini karşılamadığından temel ve sömellerde kırılmalar meydana gelmiştir.  
Ankara’da Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nda çalışıyordum. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir ilçe belediyesinden yazı geldi. Yazıda diyor ki- "İlçemizde bulunan fay hattı, Belediyemiz meclis kararı ile 50 metre yukarı alınmıştır. İlçemiz İmar planın da yeşil alanda bulunan bu alanı, konut alanı olarak revize edebilir miyiz?" 
Bende cevaben "Deprem fay hattının yeri, meclis kararı ile değişmez. Böyle bir plan değişikliği yaparsanız, suç işlersiniz." diye cevap vermiştim. Gülelim mi-ağlayalım mı? 
İnşaatları denetlemek için "Yapı Denetim Kuruluşları" oluşturuldu. Daha önceden bu işi belediyeler yapıyordu. Belediyeler inşaat ruhsatı verirken, yapı denetimi diye bir harç almıyordu.  Şimdi yapı denetime bina maliyetinin %4 kadar ücret ödenmektedir. Bunun yanında projeler, inşaat ruhsatı, su, kanal, elektrik, doğalgaz bağlantısı gibi birçok ücretlerde devreye girmektedir.
1985’li yıllarda inşaat ruhsatını almak için 30 imza gerekli ise, şimdi bunun iki katı imza ve bürokrasi gerekiyor. Rahmetlik Özal bürokrasiyi azaltacağım demişti. Şimdi ise dahada çoğaltıldı. 
Mühendis olarak kendime ait arsaya inşaat yapmaya kalktığımda, benden müteahhitlik belgesi istenildi. Müteahhitlik belgesini temin etmeye Bayındırlık İskân İl Müdürlüğü’ne gittiğimde, ortaokul mezunu birisi ile aynı muameleye tabi oldum. Bendende aynı evrakları ve ücreti istediler. 
Proje tasdikinde, imar yönetmeliğinde bahsedilmeyen konularda, uygulama yaptılar. Örneğin beton çatı yapmak istedim, bina emsali delinir diye, ahşap çatı yaptırdılar. Mimari projem, dört defa kırmızı tahsisattan sonra, beşincisinde onaylandı. 
Belediye meclis toplantılarında, imar planı kararları meclis gündeminde çoğunluk teşkil ediyor. 1000 imar planları onaylandıktan sonra, aynı adada 3-4 parsel için plan değişikliği kararı alınıyor. Ada bazında plan düşünün, adanın tek parseli harici için emsal artırımı yapılıyor. Tek parsel, plan harici kalıyor. Bu durum nasıl izah edilebilir?
İstanbul’da Saray Burnu’ndan sonraki sahil kenarına, yüksek katlı binalar yapılıyor. Bu binalar sanırım, kıyı kenar şeridini ihlal ettiğinden, deniz dolduruluyor. Bir gün gelecek o deniz, kendinden alınanı geri alacak. Bunu İzmit-Gölcük’te görmüştük. Binaların zemin katlarını deniz suyu basmıştı. 
Belediyeler müteahhidi sağılır inek yerine koyuyor. Müteahhitten ne alınırsa kazanç sanıyorlar. Haklı olarak müteahhit de masraflarını satacağı dairelerin üzerine koyuyor. Bundanda vatandaş zararlı çıkıyor. Bürokratik işlemler azaltılmayıp, çoğaltılıyor. Kamu kurumu niteliğindeki Enerjisa, Başkent Doğalgaz gibi kurumlarda, vatandaş olarak derdini, sorununu anlatmak için zemin kattan üst katlarda bulunan kurum yetkililerine çıkmaya izin verilmiyor. Bütün bunlar, inşaat yaparken gidilmesi gereken yerlerdir.
Derdin, sorunların bitmesi için bürokratik işlemlerin azaltılması, vatandaşın düşünce ve kanaatinin dinlenmesi gerekmektedir. Vatandaş meslek odalarına yüklü miktarda aidat ödemektedir. Bu odalar vatandaşın, hangi sorununu çözmektedir? Ankara'da TOB Hastanesi var. Odalara aidat ödeyen vatandaşlar, burada sağlık hizmetini indirimli alabiliyor mu? Statükonun kaldırılıp, sorunların çözülmesi. Devletin ve kurumlarının vatandaşın hizmetinde olması en büyük dileğimizdir.