Çorum’da Abide Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu seçimin milletin iktidarını kurma seçimi olduğunu belirterek, “Devletin temellerini adalet üzerine oturtacağız. Bu kötü, bu ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı dil bu ülkeye fayda vermiyor. Artık ‘ben’ değil, ‘biz’ demenin dönemi. Türkiye’nin yeniden güvenli, mutlu, huzurlu olması için milletin iktidarını hızlıca kurmamız gerekiyor” dedi. 

Devletin kaynaklarının vatandaşların yararına harcanması gerektiğini ifade eden İmamoğlu, “Ben, bu 21 yıllık iktidara soruyorum. Allah aşkına, 21 yıldır iktidarsınız. Bu milletin evlatlarına hak, reva gördüğünüz standart bu mu? 21 yıldır iktidarsınız. Bu milletin gençlerine reva gördüğünüz gelecek bu mu? 21 yıldır iktidarsınız. Bu milletin çocuklarının, pırıl pırıl gençlerinin, güzel kızların, yakışıklı delikanlıların hayallerini çalmaya utanmıyor musunuz? 21 yıldır iktidarsınız. Bu milletin vatandaşlarına vereceğiniz söz mü kaldı sizin Allah aşkına? Tarım yok olmuş, hayvancılık bitmiş. Sanki dün iktidara gelmiş gibi vaatlerde bulunuyorsunuz. Bugüne kadar neredeydiniz? Tahıl ambarı olan bu ülkenin vatandaşlarının soğana, patatese muhtaç hâle geleceğini oradaki benim ağabeylerim, ablalarım duysa inanır mıydı. Allah aşkına? Yöneticiler, vatandaşların en temel gereksinimlerini karşılayabilmek için var. Sizi, millet, onun için seçti. Vatandaş zora düştüğünde yanında olmak zorundasınız. Devletin kaynaklarını vatandaşların yararına harcamalısınız. Kendilerini bu yoldan ayırdılar. Kendilerini sadece bir avuç insanın cebini doldurmaya adadı bunlar. Başka dertleri yok. Halbuki yönetici, devlet yöneticisi, vatandaşının hizmetkârıdır”şeklinde belirtti.

Yeniden Refah’ın meclisteki üye sayısını 3’e çıktı Yeniden Refah’ın meclisteki üye sayısını 3’e çıktı

İmamoğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Çok güçlüyüz, çok kararlıyız. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener Hanımefendi’yle geliyoruz. İttifakımızın tüm liderleriyle geliyoruz. Benim sevgili dostum Mansur Yavaş Başkan’ımla geliyoruz. Bir şahsın, bir grubun, bir partinin seçimi değil bu seçim. Bu seçim, milletin iktidarını kurma seçimi. Devletin temellerini adalet üzerine oturtacağız. Bu kötü, bu ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı dil bu ülkeye fayda vermiyor. Sevgi dilini hâkim kılalım. Büyükler hatırlar; bundan 21 yıl önce rahmetli Bülent Ecevit Başbakan iken onun hastalığıyla ilgili şimdiki Cumhurbaşkanı dalga geçmişti. Neler neler söyledi. Hepimiz yaşlanacağız. Allah hepimize sağlıklı bir yaşam versin. Şahsına da sağlıklı bir yaşam diliyorum. Onun için siyasete meze yapılmaz bu tür şeyler. Ayıptır, günahtır. Kısa süre önce kendisi de ciddi bir sağlık sorunu yaşadı, naklen yayında. Nelerin yaşandığını hepimiz anladık. Programdakilerin telaşlarını yüzlerinden hatırlayın. Millet İttifakı’ndan bir kişi bile bu konuyu ağzına almadı. Bu sağlıksız durumu oy uğruna istismar eden bir kişi gördünüz mü? Yok. Hatta erdemli bir şekilde, olması gerektiği bir şekilde 13 Cumhurbaşkanı’mız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine geçmiş olsun mesajı yayınladı. Budur, bu olmalı. Allah korusun, bu olay Sayın Kılıçdaroğlu’nun başına gelseydi ben eminim, onun dilinden neler dökülürdü neler.

İşte o yüzden diyoruz ki ya bu ülkede normalleşelim. Kavgacı, bağırıp çağıran; doktorundan mühendisine, kadınından çocuğuna, herkesi azarlayan bu dil bu memlekete yakışıyor mu? Kavga etmeden konuşulmaz mı, düşmanlaştırmadan siyaset yapılmaz mı? Severek bu ülke yönetilmez mi? Milletini sev. Allah aşkına insan ayırma. Sana oy veren, vermeyen ayırma. Allah şahit, benim kalbim bu memleketin her insanına o kadar sıcak ki ben, her çeşit insanımı gördükçe kendimi daha zengin hissediyorum. Bu insanları inancıyla, mezhebiyle, etnik kökeniyle ayırmaya hep birlikte son verelim. Kalbimizde sevgi olsun. Her seçim, bu iktidarın aynı cümleleri kurmasını ve kurduğunu yaşadık; ayrıştırdılar. Şimdi ne diyorlar? Efendim, bak sen ya, ‘Yedi düvel 14 Mayıs’ı bekliyor’. Dünya onlara karşıymış. Hemen iş oldu, beka sorunu. Diyorlar ki 14 Mayıs’ı onlar kazanırsa milli irade, millet kazanırsa darbe olacakmış. Ben, size kahkahalarla gülerim. Size gülmeye diyaframım yetmez. Ekonomiyi batırmış; işsizliği, enflasyonu patlatmış, depremde beyefendi talimat verecek diye bekleyip 48 saat depremzedeleri yalnız bırakmışsınız, ama ne olacakmış? Bunlar giderse devlet bitermiş. Hadi oradan. Devleti siz çökerttiniz. Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini mülakat altında elediniz, ezdiniz. Torpilli akrabalara güzel makamlar sıraladınız. Size söz gençler; mülakat çöpe, liyakat makama.

‘MİLLET YUVA KURAMIYOR’

Bunların iktidarı döneminde memlekette evlilik oranı yüzde 30- 40 azaldı, niye biliyor musunuz? Millet yuva kuramıyor, utanın. Biz ne yapıyoruz? Belediye olarak çiftlere maddi destek veriyoruz, ‘gidin evlenin’ diye. Çiftlerimize destek oluyoruz. Her türlü yardımı yapıyoruz. 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere diyoruz ki ‘Senin yeter ki yuvan olsun. Çocuklarınla İstanbul’u bedava dolaş. Bedava dolaş’. İstanbul’da yüz bin 500 aile faydalandı. Onun için biz, bütün kurumlarımızı ailelerimiz için çalıştırıyoruz. Bunlar konuşsun. Toplumun temel taşı aile. Şu fantastik dünyalarına bakarsan… Bunları bir bırak, görürsün ne yaptığımızı.

Artık ‘ben’ değil, ‘biz’ demenin dönemi. Türkiye’nin yeniden güvenli, mutlu, huzurlu olması için milletin iktidarını hızlıca kurmamız gerekiyor. Zengin daha zengin olsun diye değil, herkes eşit olsun diye geliyoruz. Yoksulun, muhtacın, çocuğun, gencin, kadının yanında durmak için geliyoruz. Çok az kaldı. Çok çalışacağız gençler. Ayrışmak yok. Oyumuz Millet İttifakı’na, oyumuz Kemal Kılıçdaroğlu’na. Ayrışmak yok. İlk turda bitirelim.” (Haber Merkezi)