Ne çok ihmal var yaşantımızda. Ne çok görmezden gelişler. Hayatın gayesi açık ve net iken, insanın merkezi heves ve ihtiras oluyor. Yüzler düşük suratlar asık. Bir dakika öncesini unuttuğumuz kavgalar ile yaralar alıyoruz. Ne acı!
Doğaya baktığımızda lezzet alıyoruz. Oradaki ahenk büyülüyor bizi. Doğaya beslenen aşk, doğaya baktığımız kadar birbirimize bakamıyor oluşumuzdan kaynaklı belki de. 
Bir ışık olsam yine de insan kadar aceleci olur muydu maharetim. Bitimsiz telaşla nereye varacağını bilmeden geçen ömre düşen cemre değil de sabırsızlık oluyor. Tuhaf gelmeyecek tuhaflıklar yaşar olduk. Hayret makamından nasibini almamış yeni hallere alışma süremiz kısaldı. Oysa iyilikte yarışması gereken insanın hayır hasenatta bir arpa boyu yol alamıyor olması mesele bile olmuyor. Ne acı!
Çağımızın hastalığı unutkanlık. Unutuyoruz her bir şeyi. Yaşarken acı tecrübesini tattığımız kareler siliniyor bir bir aklımızdan. Keşke taş duvarlar değil de, içimizdeki duvarlar yıkılsa doğal afetlerde. İnsanlar yakınlarını kaybedip evsiz barksız kalacağına, önyargılarını kaybetse... 
Ne oluyorsa kötülüğe dair. Yapıp ettiklerimiz yüzünden oluyor. Bir oturup düşünsek ne dersler var çıkarmamız gereken. Ama olmaz! Bir yere yetişme telaşı içinde adımlarımızı temkinli atmayı ıskalıyoruz. Ne acı!
Geleceğe dönük hayaller atlası kaf dağında gizli bir hazine. Yaşamaksa elimizle koymuş gibi bulacağımız güzellik. Ucu açık hayallerle fütursuzca harcadığımız hayat elimizdekinin nankörü kılıyor bizi. Bizim gibi düşünmeyenlere duyacağımız saygı evvela kendimize duyacağımız saygı olduğunu kabul ederek başlamalı. Çünkü her şey zıttı ile kaimdir. Farklılıkları zenginlik olarak gördüğümüz gün birçok şey düzelecek.
Ve zorluklar kendimizi keşfetmek için yaşamamız gereken bir parkur. Sabrın meyvesini yemeyi başarının yaşayacağı haklı bir gurur. Bilinmelidir ki zorluk bir kolaylığa gebe kalmadan bırakmaz bizi. Ve şüphesiz her gecenin bir gündüzü her derdin bir dermanı vardır. Ama mademki cuma günü akşam vaktinde kopacak kıyamet. Kıyamet akşamının gündüzü ahirettir. Gül bahçesinde olmak yetmez. Gül müyüz yoksa diken mi? Onu belirlemeli...