11. Binayı 10 - 15 saniye içerisinde terk etme imkânız yoksa kaçmaya çalışmayınız.( Bir deprem anında, apartmanın 8'nci katında bulunanda kaçmaya çalışıyor, birinci katında bulunanda. Sekizinci kattan kaçmaya çalışan vatandaş en fazla altıncı kata kadar kaçabiliyor ve muhtemelen burada mahsur kalıyor veya merdivenlerin çökmesi neticesinde hayatını kaybediyor. ''Savaşlarda savaşanlardan çok, kaçanlar ölür'' diye bir atasözümüz var. Depremlerde aynen buna benziyor. Depremlerde bilinçli olarak korunanlardan çok, bilinçsiz olarak kaçanlar zarar görüyor )
12. Şöminelerden, ocaklardan, tuğla ile örülmüş yerlerden uzak durunuz.
13. Mutfak, (Şunu bilmeliyiz ki, biz bu korunma önlemlerini daha çok Japonya'dan almışız. Ancak; onların mutfakları deprem hesap edilerek dizayn edilmiştir. LPG tüpleri, buzdolapları, dolap kapakları vs. sabitlenmiş olup, olası depremde düşmez. Bizde ekseri çoğunlukla kap- kacak ne varsa üzerimize gelebilir. Bunu hesap etmekte fayda var) banyo, kiler, WC de hayat üçgeni oluşturulacak uygun yerlerdir. (Buralar yıkılsa bile dar alan olması nedeniyle, yükseklik meydana gelecek ve sivil savunma ekipleri önce yükseklik olan alanlardan kurtarmaya başlayacaktır. Bu sayede daha erken bize ulaşma imkânı doğabilecektir. Aynı zamanda buralarda su bulunacağından, bilhassa yaz günlerinde patlayan borular toprağı nemli hale getirecek ve su ihtiyacımızı belirli bir süre karşılayabilecektir. Çünkü insanın böbreği 40-50 saat geçtikten sonra zarar görmeye başlar))
14. Çamaşır makinesi, çelik kasa, kanepe, koltuk vb. ağır eşyaların yanında cenin vaziyeti (çocuğun anne karnındaki gibi) alınız. (Bu sayede hem az yer kaplarız hem de, iç organlarımızı daha rahat koruyabiliriz.)
15. Çıplak ayakla kaçmayınız. (Muhtemelen ortalarda cam kırıkları olacaktır)
16. Durum müsait olup ta kaçmanız gerekiyorsa tutunarak kaçınız.
17. Ailenizle aynı yerde korunmaya dikkat ediniz. ('Acılar paylaşıldıkça azalır. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır' der büyüklerimiz. Bu bağlamda; bulunduğumuz bina yıkılır veya yarı hasarlı olurda içeriden çıkma imkânımız olmazsa ve çocuklarımızın çığlığı yan odalardan gelirse daha çok panikleriz. Acaba yavrum ne halde diye… Fakat yanımızda eşimiz ve çocuklarımız varsa acı olur ama birazcık daha farklı olur. Belki fırsat olursa motive etme imkânımız bile olabilir. Veya son anında yanında bulunmamız bile bir teselli kaynağımız olabilir)
Deprem Sonrasında Bilinmesi Gerekenler:
1. Panik ortamını en aza indirerek bilinçli hareket etmeye çalışınız. Çünkü panik en az deprem kadar tehlikelidir. Aşırı bir şekilde panikleyen insan ne yapacağını şaşırır. Tabiri caizse eli ayağı tutuşur. Bilinçsiz hareket eder
2. Tahliyeye başlamadan önce binanın dışında içinden daha çok tehlike olup olmadığına bakınız. Deprem sonrası hemen kendimizi dışarı atmaya çalışıyoruz. Özellikle yağmur yağıyorsa, çatı saçakları altında, balkon altında bekliyoruz. Artçı bir deprem olması durumunda hasarlı baca çatıdan uçabilir, kiremit düşebilir. Bir diğer husus bina yıkıldığı zaman genelde yüksekliğinin yarısı kadar alana yayılır. Bununda hesap edilmesinde fayda vardır
3. Dışarı çıkış yolları açık mı?
4. Alternatif çıkış yolları açılması gerekiyor mu?
5. Yangın veya başka riskler var mı?
6. Fısıltı haberlere asla itibar etmeyiniz.(Fısıltı haber depremden daha tehlikelidir. Öncüsü olmayan bir depremin nerede, ne zaman, hangi saatte olacağını hiç kimse bilemez. Önemli olan depremlerin olması değil olduğunda bizleri nasıl bulacağıdır. Hazırlıklı mı yoksa vurdumduymaz mı?
7. Yetkililerin uyarısına uyunuz.
8. Su - elektrik - gazı kapatınız. Önce gazı, daha sonra elektriği, suyu vs. kapatınız
9. WC - küvet deliğini kapatınız. Özellikle alt katlarda deprem sonrası evleri su basması olabilir
10. Kapıları dikkatli açınız.
11. Ailenize, çocuklarınıza depremle ilgili doğru bilgi veriniz. Bunu verebilmek için, zamanında doğru bilgi öğreniniz. Onları anlamaya çalınız. Çünkü onlar daha çok korkabilir ve bir daha olacak mı diye sık sık soru sorar. Yeter, sus artık, bir şey olmaz demeyiniz. Olabilir ama şu şekilde hareket edersek zarar görmeyebiliriz veya en az zarar görürüz şeklinde cevap veriniz.
12. Öğrencilerinizin korkuyla durmadan soracakları soruları sabırla dinleyiniz. Özellikle yatılı okullardaki idarecilerin, öğretmenlerin, diğer görevlilerin bilhassa böyle durumlarda çocuklara anne- baba şefkatiyle yaklaşmaya çalışması gerekmektedir.
13. Geçici barınma yerlerini güvenli alanlara kurunuz. 7' i katı terk edip, hemen evin kenarına çadır kurmayınız
14. Arabanızı ihtiyaç kadar kullanınız. Ana yolları çok mecbur kalmadıkça kullanmayınız. Ana yollar acil araçlar içindir.
15. Telefonları asla meşgul etmeyiniz. 5-10 dakika içinde hatlar kilitlenir. İnsanlar yakınlarına ulaşamaz. Korku, endişe, panik had safhaya çıkar.
16. Biraz tok gözlü olmaya çalışalım. Keşke ihtiyacımız kadar almayı alışkanlık haline getirebilsek. Çünkü gerisi tekrar dağıtılacaktır. Japonya'da bir depremden sonra devlet birebir yardım dağıtmıyor. Her şehirde depolar mevcut olup; depoların birinde ekmek, diğerinde battaniye, su vb. var. Böyle olunca; devlet sadece depolara ulaşımı sağlayacak ana yolları acil açıyor ve vatandaşına hangi depoda, hangi malzemenin gösteren kroki dağıtıyor. Bir bayan tüm depoları gezer ama bir şey almaz. Bu durum; incelemelerde bulunmak üzere Japonya'da bulanan Türk yetkilinin dikkatini çeker. Tercüman aracılığı ile bayana 'Neden hiç bir şey almadınız?' diye sorar. Cevap muhteşemdir. ''Efendim bana sadece su bardağı lazımdı, onu arıyorum bulamadım, başka bir şeye acil ihtiyacım yok'' der. Bakıyoruz; adamların dini bize uymuyor, dili bize uymuyor ama küçük yaştan itibaren aldığı eğitim takdire şayan. Çünkü halkıyla yazılı olmayan sosyal bir sözleşmesi var. Bir hata yaparsa halkın kendisini dışlayacağından korkuyor ve bardağı bulamayınca, çayı, şekeri kapıyım demiyor.
Birde aynı depoların bizde olduğunu ve afet sonrası kendimizin o depodan nasıl malzeme alacağını düşünelim. Eğer Japon bayanın yaptığını yapamıyorsak, bir yerlerde hata yapıyoruz demektir. İstanbul'da afetlere hazırlık olarak 260 adet konteynırın içerisine malzeme konduğunu ama bunlardan bir kısmının içerisindeki malzemelerin çalındığını basından okuduk…
Özeti: ''Türkiye ikinci bir 6 Şubat'ı kaldıramaz'' (Murat Kurum Bakanımız) O halde buyurun topyekün bilinçlenmeye ve gereğini zeminden zirveye kadar yapmaya ve ''Depremle Yaşamak'' kitabımı okumaya. Benden temin edebilirsiniz. 6 Şubat ve diğer afetlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum. Rabbim devlete zeval vermesin.
(Son)