Ziraat Mühendisleri Odası Çorum İl Temsilcisi Necati Gül, ‘Toprak Varsa Hayat Var’ diyerek kamu yararı adı altında birinci sınıf tarım arazilerinin ortadan kaldırılmasını eleştirerek, “OSB’ler boş ve alternatif alanlar var iken ülkeler başka ülkelerden toprak kiralayıp toprak satın alırken, mutlak (1. Sınıf) tarım arazisine, 3-5 kişiye istihdam sağlayacak diye amaç dışı kullanım için kamu yararı kararının altına imza atmak bir vebaldir” dedi.

1945 yılında yürürlüğe giren 4760 Sayılı Kanunla birlikte her yıl 11 Haziran'ı takip eden ilk Pazar gününün ‘Toprak Bayramı’ olarak, 11-17 Haziran tarihlerinin de ‘Toprak Haftası’ olarak kutlandığını hatırlatan Necati Gül, mesajında şu ifadelere yer verdi:

OKA, gıda imalatında teknoloji ve inovasyonu destekliyor
OKA, gıda imalatında teknoloji ve inovasyonu destekliyor
İçeriği Görüntüle

“Toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak, planlı arazi kullanımını sağlamak amacı ile 19 Temmuz 2005 tarihinde 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve yakın zamanda da bir değişiklik yapılmıştır. Bu kanunun çıkmasında kimlerin emeği varsa Allah onlardan razı olsun. Bu kanun arazi ve toprak kaynaklarının bilimsel esaslara uygun olarak belirlenmesi, sınıflandırılması, arazi kullanım planlarının hazırlanması, koruma ve geliştirme sürecinde toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarının katılımcı yöntemlerle değerlendirilmesi, amaç dışı yanlış kullanımların önlenmesi ve korumayı sağlayacak yöntemlerin oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.

TOPRAĞI TEKNOLOJİ İLE ÜRETEMEZSİN

Toprağın teknolojik usullerle yapay olarak üretilmesi mümkün olmadığı gibi kaybedilmesi durumunda yerine ikame edilecek başka bir kaynak da bulunmamaktadır. Toprağın yaşayan bir canlı varlık ve hayat kaynağı olduğu bilimsel bir gerçektir.

‘Toprak Varsa Hayat Var’ artık bir ilkedir. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, erozyon, çoraklaşma, aşırı ve gereksiz gübre kullanımı gibi nedenlerle topraklarımız kaybedilmektedir. Tüm canlıların ve yaşamın kaynağı olan topraklarımızı yok etmeden ve de kirletmeden gelecek nesillere bırakmak hepimizin görevidir.

Toprak; bütün biyolojik varlıklar için vazgeçilmez bir yaşama ortamı, doğal bir mekandır. Toprak; insanların yaşamında çok önemlidir. Besinlerimizi elde edebilmemiz toprağa bağlıdır. Toprak; sadece insanlar için değil, tüm canlılar için önemlidir. Toprak; tüm canlıların hem beslendiği hem de barındığı yerdir. Doğal zenginlik kaynaklarımız olan ormanların, bitkilerin, evcil ve yabani hayvanların yaşaması, ancak toprak sayesinde olur. Toprağın hem kendisi hem de üzerinde bulunan ormanlar, bitkiler ve hayvanlar birer doğal zenginlik kaynağıdır.

Arkeolojik araştırmalar toprağın ilk insanlar tarafından bitki yetiştirmek amacıyla kullanılmasının Milattan en az 8000 yıl önce başladığına işaret etmektedir.”

‘TOPRAĞINA HER İSTEDİĞİNİ YAPAMAZSIN!’

Son zamanlarda oluşturulan toprağıma ne istersem yaparım’ şeklindeki yanlış bir algıdan bahseden Gül, “Özellikle son zamanlarda oluşturulmak istenilen bir yanlış olgu var. Benim arazim, benim toprağım, ne istersem yaparım. Bu düşünceden tez zamanda kurtulmak lazım. Arazi yani toprak; senin değil, insanlığın. İstediğini de yapamazsın. İstediğin gibi arazinin yüzey toprağını almazsın. İstediğin gibi imara açamazsın. İstediğin yere de fabrika yapamazsın.

‘KAMU YARARI!’ DİYEREK İMZA ATANLAR…

Son olarak ‘kamu yararı kararı’ belgesi altına imza atan yetkililerimize sesleniyorum. Gerçek kamu yararı fabrika, imar, işyeri vb. değil, topraktır. OSB’ler boş ve alternatif alanlar var iken ülkeler başka ülkelerden toprak kiralayıp toprak satın alırken, mutlak (1. Sınıf) tarım arazisine, 3-5 kişiye istihdam sağlayacak diye amaç dışı kullanım için kamu yararı kararının altına imza atmak bir vebaldir. Bir fabrikanın ömrü en fazla bir asırken; toprağın insanlar amacına uygun kullanıldığı sürece ömrü ebede kadardır. Kamu kararı verilmesi gereken durumlar yok mudur? Tabii ki vardır. Toplumun bütününü ilgilendiren şehirlerarası yol gibi yatırımlar, ancak kamu yararına girebilir. Marjinal araziler var iken rant uğruna, sırf hafriyat maliyetleri yüksek olmasın diye kamu yararı kararı vererek mutlak tarım arazilerini imara açmak, geçmişe ihanet edip, gelecek nesillerimizin hakkını çalmaktır. Vatan, millet ve bayrak sevdası naraları atıp, üç beş kuruş kazanmak uğruna tarım arazilerini plansız, programsız amaç dışı kullanıma açanlara da diyorum ki; sevda söylemle değil, eylemle olur.”

Gül, açıklamasının sonunda Anadolu’da atalarımızın kurduğu köylerin konumunu düşünmeye davet ederken, paylaştığı bir fotoğrafa ise ‘topraklarımızı ne hale getirdiğimizi takdirlerinize bırakıyorum.’ notunu düştü.

Muhabir: Haber Merkezi