1.    Kendinize güvenmiyorsanız, moraliniz çok kötüyse veya kullanacağınız aracın özelliklerini bilmiyorsanız trafiğe çıkmayınız.
Hastanelerin mağazalar gibi vitrinleri olsaydı ve araç kullanacaklara mecburi ziyaret konsaydı, trafik kazaları belki bu kadar çok olmazdı.
Sürücü koltuğuna oturduğunuz andan itibaren kafanızdaki her şeyi atmayı ve dikkatinizi sadece yola vermeyi alışkanlık haline getirmeye çalışınız.
Dalgınlıkla yapılacak bir hatanın faturası can ve malla ödenir. Geriye sadece acısı kalır.
Babacığım ne olur,  arabamızın kontağı açarken bizi düşün ve trafik kurallarına titizlikle uymaya çalış. Çünkü seni çok seviyoruz ve sensiz bir hayat istemiyoruz.  
Usta sürücü probleme girmeyen sürücüdür. Karşısına çıkabilecek her türlü tehlikeyi önceden görebilir, ona göre tedbirini önceden alır. Sonradan problemlerle uğraşmaz 
2.    Emniyet kemeri kullanmayı alışkanlık haline getiriniz.
Kısa, uzun yol ayrımı yapmayınız veya uzun bir yolun son 10-15 dakikasına yaklaşıldığında kemeri çözmek gibi bir hataya sakın düşmeyiniz. Birçok sürücü, kısa yolculukta emniyet kemerinin hiçbir işe yaramadığını düşünebiliyor. Ancak emniyet kemeri kullanımını en çok gerektiren aslında kısa mesafeler oluyor. Çünkü ölümlü trafik kazalarının % 80'i sürücülerin evlerine 30-35 kilometre uzakta ve 55-60 kilometre hızın altında gerçekleşiyor.
Bazı sürücüler, düşük hızdaki çarpmalarda araç içinde sıkıca tutunup etkiyi düşüreceğine inanıyor. Bunu yapmak için öncelikle saniyenin dilimlerini kullanabilmesi ve çok güçlü kol kaslarına sahip olması gerekiyor. Kol kasları 25 kilogramın üzerindeki bir güce çok fazla dayanıyor. Ancak bir duvara 50 kilometre hızla çarpma esnasında iki tonu geçen bir etki oluşuyor ve buna engel olmak için 75 kilogram güç gerekiyor. Kollar bunu engelleyemiyor, sadece 2,5-3 tonluk bir etkiye direnebilecek şekilde tasarlanan emniyet kemeri, kol ve bacakların parçalanmasını önleyebiliyor.
Yapılan araştırmalar kaza anında en iyi yerin aracın içi olduğunu ortaya koyuyor. Aracın dışına fırlatılma durumunda, ölüm riski 25 kat daha fazla oluyor. Araçtan fırlayan kişi, yumuşak ve yeşil çimlerin üzerine düşmüyor. Fırlama ile kişi aracın ön camına, kaldırıma veya başka bir araca çarpması halinde sonuç daha da vahim oluyor.
Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların %25'i hiç zarar görmeden kazayı atlatırken, emniyet kemeri kullanmayanlarda bu oran %6,3 'de kalıyor.
Çarpmalarda başın hızla arkaya kayması nedeniyle -ikinci darbe- denilen boyun kırılmasıyla gelebilecek felç ya da ölümleri koltuk başları önler. Tabi emniyet kemeri takılmak kaydıyla… Lütfen onları sökmeyelim ve aksesuar olarak görmeyelim.
Aracınız size çarpmaz, siz aracınıza çarparsınız. Tabi emniyet kemerini takmamışsanız  
Çarpma sonucu araçtan fırlamışsanız, hep söylene geldiği gibi  -emniyet kemeri sıkıyor beni-  sözünü belki bir kez daha söyleme şansına sahip olamayabilirsiniz 
Unutmayınız, emniyet kemerleri tekerlekli sandalyeler kadar sıkıcı ve bağlayıcı değildir.
Araç suya gömüldüğünde veya araçta yangın çıktığında emniyet kemeri bağlı ise ölüm riskinin arttığı kanısı vardır. Oysa emniyet kemeri takılmadığında çarpma sonucu genelde bilinç kaybı oluşur ve kazazede bu nedenle dışarı çıkamaz. Kemer takıldığında başın alacağı darbe azalacağı için bilinç kaybı oranı azalacaktır. Dolayısıyla bilinci yerinde kazazede ister su altında olsun, isterse yangın tehlikesi olan araçta olsun, emniyet kemerini açarak veya keserek dışarı çıkabilecektir.
Afetler unutulduğunda, trafik kazaları ise kurallara uyulmadığında meydana gelir.
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve -hikâyeden şiire sızan- Susamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak (tanesi 50 TL) veya Osmancık'ta Topçuoğlu Mağazası'ndan temin edebilirsiniz.