Emekli eğitimci köşe yazarımız Ethem Erkoç, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Abdülkadir Ozulu ile ilgili duygularını ve anılarını kaleme aldı.

17 Ağustos 2022 Pazartesi sabahı, Murat Ozulu aradı. Genellikle acı haber, ya sabah erken ya da gece çalan telefonla gelir derler.

Bu da öyle oldu. Babam, Hakk'a yürüdü dedi. Allah rahmetiyle karşılasın dedim ama içimi bir hüzün kapladı.

Abdulkadir Ozulu ağabeyimizi ta öğrencilik yıllarımda tanıyordum. Ben İHO birinci sınıf öğrencisiyken o mezun olmuştu. Bir sene de liseye devam ettikten sonra Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünde öğrenciydi.
Ama ünü okulumuzda devam ediyordu:

Bando takımının ve Mehter takımının başında görev yaparmış. Güzel şiir okurmuş, hitabeti çok iyiymiş.

Yüksek Okulu bitirdikten sonra Nevşehir Kız Öğretmen okuluna Edebiyat öğretmeni olarak atandı. O dönemde "Gecekondu Çocuğu" ve "Vatan için" adlı iki öykü kitabı yayımlandı.

Askerlik görevinden sonra Çorum İmam Hatip Okulu'na atandı. Burada Türkçe ve edebiyat derslerine girerken müdür yardımcılığı görevini de üslendi. Bu dönemde uzun süre birlikte görev yaptık.
Anadolu Lisesi'nin açılışına karar verildiğinde Abdulkadir Ozulu, orada önce kurucu müdür olarak göreve başladı. 1984 yılından 1993 yılına kadar burada müdürlük yaptı. Emekli olunca da eğitim hizmetine devam etti. Yedi yıl kadar bir dershanede hizmetini sürdürdü.

Emekliliğinde de sosyal faaliyetlerine devam etti. 1993-2010 yılları arasında TEMA Vakfı Çorum İl Gönüllü Temsilcisi olarak görev yaptı.

Emeklilik yıllarını Çorum yerel kültürü ve tarihi üzerine araştırma çalışmaları yaparak değerlendiriyordu. Yazılarını önce Çorum Haber Gazetesi'nde yayınlıyordu. Bu dönemde gazetenin kültür-sanat eki olarak (Yazılıkaya)nın çıkışına öncülük etti. Uzun dönem yazılarıyla bu ekin yayınına destek oldu.

Sonra yazı hayatına Çorum Hakimiyet Gazetesi'nde devam etti. Bu defa yollarımız burada kesişti. Çorum tarih ve kültürü ile ilgili yazılarını sürdürüyordu. Ben de dini konuların yanı sıra ilimizin manevi mimarlarının hayat ve menkıbelerini yayınlıyordum.

Ozulu'nun teşviki ve öncülüğü ile "Hale" isimli kültür ve sanat eki çıkartmaya başladık. Yazılarımızla bu derginin de yaşaması için özel gayret gösterdik. Yüz sayıyı aşkın devam etti.
Bu arada Hoca Kamil Efendi'nin çıkartmış olduğu Çorumlu Gazetesi'nin yeni yazıya çevirmeye karar verdi. 1921-1926 yıllarında harf inkılabından önce çıkmış olan gazeteleri sabırla yeni yazıya çevirdi. Önce bunları Çorum Hakimiyet Gazetesi'nde bölüm bölüm yayınladı. Sonra 2008 yılında Çorum Belediyesi tarafından iki cilt halinde kitaplaştırıldı.

Ozulu bu çalışmasının bir bölümünü "Milli Yıllarında Çorum Gazetesi'nde Yayınlanan Makaleler ve Şiirler" adıyla kitaplaştırdı. Onu (1921-1925 yılları Çorum İl Genel Meclisi Tutanakları) adlı eseri izledi.
Bu arada "Hititler" adlı bir kaitap hazırladı ve Mustafa Tütüncü'nün hatıralarını kitap haline getirdi. Bu arada "Çorum Basın Tarihi Notları" ve "Çorum'da Oyun ve Eğlence" adlı eserini de zikretmek gerekir.
2005 yılında başlayan haftalık olarak uzun dönem devam "Uluçınarlar Sohbetleri" Velipaşa Konağı'nda yapılmıştı. A.Ozulu bunların 17 tanesini yönetmişti. O konuşmaları kasetlerden deşifre ederek "Uluçınarlarla Konak Sohbetleri" adıyla kitaplaştırdı. Onu da 2015 yılında yine Çorum Belediyesi yayınladı. O kitapta adı geçenlerden altı tanesi, artık aramızda değil.

Ozulu'nun önemli bir hizmeti de Eşref Ertekin'in eski evine gidip oradaki eserleri gün ışığına çıkartmak oldu. O eserlerin tasnifi için beni çağırdı. Koşarak gittim. Bazı eserler Arapça idi. Onların kapak kısmına eserin adını ve konusunu yazdım. Osmanlıca basımlarda da aynı yolu izledim. Bu eserleri, Hasanpaşa Elyazmalar Kütüphanesine birlikte götürüp teslim ettik.
Diğerlerinden önemli eserleri ayırdık, tamir ettik. Üniversite Kütüphanesine verilmek üzere kolilere yerleştirdik.

Eşref Ertekin'in özel kütüphanesinden çıkan birkaç defteri de Ozulu kendine ayırmıştı. Onları yeni yazıya çevirdi. 2017 yılında "Bir Zamanlar Çorum" (Eşref Ertekin Günlükleri) adıyla Doç. Dr. Meral Demiryürek ile birlikte kitaplaştırdılar. Yine Çorum Belediyesi, basımını gerçekleştirdi.

O günlerde Ozulu Ağabeyime bu kitapları ne yapacaksın, diye sordum. Zira büyük bir dükkan dolusu kitap vardı. Bunların bir kısmını çocuklar okur ama çoğunluğunu bir yere vermek lazım dedi. Ben de daha önce İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi'ne kitap bağışladığımı hatırlattım. Yine biraz daha kitap bağışlayacağımı söyledim. Hani derler ya "Ne verirsen elinle, o gider seninle" diye. Biz de sağlığımızda elimizle verelim dedim. O da kabul etti.
Ben kitaplarımın yarısını İlahiyat Kütüphanesi'ne, yarısını da Üniversite Kütüphanesi'ne ayırdım. A. Ozulu da birazını İlahiyat'a, büyük çoğunluğunu da Üniversite'ye ayırmıştı. Böylelikle kitapları yerine yerleştirmiş olduk. Bundan sonra biriken kitaplarımı dolaplara yerleştirmeye çalışıyorum.

Abdulkadir Ozulu, tam bir kültür insanıydı. Çorum tarih ve kültürünü ilmek ilmek dokudu. Sözlü kültürün pek çoğunu yazılı kültüre aktardı. Onun bu özelliğini bilen üniversite camiası, özellikle Fen-Edebiyat Fakültesi hocaları onu sık sık konferans vermeye davet ediyorlardı. Fakültenin bodrum katındaki konferans salonunda ben de pek çok konferans verdim. Ama Ozulu'nun konuları, genellikle edebiyat ve edebiyatçılar üzerineydi. Kadir kıymet bilen Fen Edebiyat Fakültesi ve Üniversite yönetimi, 21 Ekim 2017 tarihinde Fen-Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'na "Abdulkadir Ozulu Konferans Salonu" adını verdiler. Böylece A. Ozulu Ağabeyimiz de mutlu oldu.

Sanıyorum ertesi yıl, Devlet Tiyatro Salonu'nda bir vefa gecesi düzenlendi. Geceyi Prof. Dr. Meral Demiryürek, Başkan Yardımcısı Turhan Candan ve Halit Yıldırım organize etmişti. Çok güzel konuşmalar yapıldı. Halit Bey de bir şiirini besteleyip okumuştu. Ozulu da duygulu bir konuşmayla programı yapanlara, katılanlara teşekkür etmişti.

Abdulkadir Ozulu Beyle üniversitenin düzenlediği pek çok sempozyumda bildiriler sunduk, katkıda bulunduk. Pek çok panelde birlikte görev aldık. Bunları tek tek sıralamamız mümkün değil. Bir iki örnekle yetineceğim.
2011 yılı Mayıs ayının ilk haftasında Kültür Müdürlüğü Abdulkadir Ozulu paneli düzenledi. Turgut Özal İş Merkezi'nde yapılacak panelde Muzaffer Gündoğar, Bahri Güven, Hasan Tuluk ve ben birer sunum yapacaktık. Arkadaşlar konuları paylaşmışlar, bana da sen de bir konu bul dediler. İki gün izin istedim. Sonunda "Kent Kültürü ve Kentin Meşhur Simaları ile Söyleşi Bağlamında Abdulkadir Ozulu" başlığını teklif ettim.

Konuya kültür adamı olarak Ozulu'yu takdim ederek başladım. Matbaacı Amcalar, singer Yaşar, Hoca Kamil Efendi, Recep Hafız, Noter İhsan Amca, Ahmet Lütfi Kazancı, Eczacı Talat Ceritoğlu, Abdullah Kavukçu, Mustafa Tütüncü'den alın da urgancılar, mutaflar, semerciler, kuşbazlara kadar çok farklı kişileri ve meslek sahiplerini yanıttığı söyleşilerini sıraladım. Dolu dolu bir sunum oldu. Ozulu Bey, daha sonra bu sunumdan dolayı bana teşekkür etti.
2016 yılında Hitit Üniversitesi'nin kuruluş yıldönümünü kutlamak için bir panel düzenlemeye karar vermişler. Panel, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Turgut Özal İş Merkezi'nde yapılacaktı. Konu: "Lisesiz Günlerden Üniversiteli Hayata Çorum'da Eğitim."

Adeta bir kentin eğitim tarihi ele alınacaktı. Konuşmacılar; Hasan Tuluk, Abdulkadir Ozulu, Ethem Erkoç. Burada birlikte birer sunum yaptığımız için çok mutluyum.
Abdulkadir Ozulu, çok yönlü bir insandı. Edebiyatçıydı. Çorum tarih ve kültürüne sevdalıydı. Duyduğu bir halk oyununu veya halk hikayesini not ederdi. Değişik kesimden insanlarla buluşmaktan çekinmezdi. Hep sevecen ve duyguluydu. Sabırla dinler, kırmadan uyarırdı. Sanat Dostları topluluğunun toplantılarına sağlığı elverdiği sürece katıldı. Oradaki şair ve yazarlar, ona danışmaktan çekinmezlerdi. Uyarılarını da dikkate alırlardı.

Abdulkadir Ozulu ağabeyim, benim için iyi bir dosttu. Samimi bir eleştirmendi. Çorum'un kültür yapısını ve toplumsal yaşantısını iyi bilirdi. Pek çok insanın bilmediğim yönünü ondan öğrendim. Benim için bir ağabey, bir danışman, bir yol arkadaşıydı. Çorumla ilgili bir sorusu olan genellikle ikimizi arardı. Daha çok onun ilgi alanına giren konularda kişileri ona yönlendirirdim. O da benim çalıştığım konularda sorusu olanları bana gönderirdi. Onun hasta olduğu yıllarda bütün sorular bana yöneldiği için Ozulu ağabeyimi daha çok arar oldum. 

Hastalık durumunu sormak için telefon açtığımda sesini iyi hissedersem mutlu oluyordum. Nefes darlığının şiddetli olduğu anlarda ben de üzülüyordum. Son dönemde hastaneye gittiğini ve yoğun bakıma alındığını duyduğumda dünyam başıma yıkıldı. İçimi bir umutsuzluk kapladı. Eşini ve oğlunu sık sık rahatsız etmek de istemiyordum. Ama acaba iyi haber alabilir miyim diye yine de arıyordum. Murat bey, babam bugün daha iyi deyince biraz ferahlıyordum. Ama yoğun bakım sürecini iyi bildiğim için yine de endişeliydim.

17 Ağustos 2022 Pazartesi sabahı, o arzu etmediğim haberle sarsıldım. 1941 yılında doğan Abdulkadir Ozulu, 81 yaşında Hakk'a yürümüştü.
Önce eşi ve çocuklarının, sevenlerinin ve dostlarının, hatta bütün Çorum halkının başı sağ olsun. Ozulu ağabeyime Allah rahmet eylesin, kabrini pürnur ve makamını ali eylesin.

Not: Aynı gün Abdulkadir Ozulu beyi Çorum'da toprağa verirken okulumuzun emektar başmuavini Nurettin Doğmuş da Ankara'da defnedilmiştir. Rabbim, her ikisine de rahmet eylesin. 
Ayrıca dostum ve akrabam Mali Müşavir Abdullah Ateş'in vefatını da üzüntüyle öğrendim. Allah rahmet eylesin.