Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, seçim ziyaretleri programı çerçevesinde Çorum’a gelerek il ve ilçe belediye başkan adaylarına destek verdi.

Anitta Otel’de partililerle bir araya gelen Ali Babacan ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çorum’da iktidara sarı kart gösteren Babacan, 31 Mart’ta milletin iktidara sarı kart göstereceğini, genel seçimlerde ise kırmızı kart göstererek oyun dışı bırakacağını söyledi.

Çorum’un sanayi ve tarım  kenti olduğunu, ihracatta Karadeniz’de birinci Türkiye’de ise 18.il olmasına rağmen Çorum’un ülkeye verdiğini, iktidarın Çorum’a veremediğini belirten Babacan, Çorum ve Çorumlunun hakkının yendiğini ifade etti.

İlhami Türksal babasını kaybetti İlhami Türksal babasını kaybetti

‘BİR KENT BU KADAR YATIRIMSIZ BIRAKILMAZ’

Türkiye’ye dolar kazandıran bir kentin bu kadar yatırımsız bırakılmasına anlam veremediğini aktaran Babacan;

“Çorum, Karadeniz bölgesindeki 18 il içerisinde, ihracatta 1. sırada. “Anadolu Kaplanı” diye bir tabir vardır ya, örnek kent Çorum. Ülkeye milyar dolarlık ihracat getirisi kazandırıyor. Tarıma gelirsek; nohut, mercimek, şekerpancarı, ayçiçeği, soğan hepsi burada ama iktidar bu kente gereken yatırımı yapıyor mu? Çorum’un ülkeye verdiğini, iktidar Çorum’a verebiliyor mu? Nerede havalimanı? Yok. Nerede hızlı tren? Yok. Nerede otoban? Yok. Arkadaşlar, her yerde diyoruz, bu bir yerel seçim. İktidarı değiştirmek elbette bu seçimlerde elimizde değil; ama uyarmak, sarı kart göstermek elimizde. Türkiye’ye dolar kazandıran bir kent, bu kadar yatırımsız bırakılır mı? Siz hiç bir ticaret merkezinin lojistiksiz olduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz arkadaşlar, yüz yıl önceye gidin, yine göremezsiniz. Bu ayıptır, günahtır; bu Çorum’un hakkını, Çorumlunun hakkını yedirmektir.” dedi

‘SİLMKENT’TE 6 YILDA SADECE YÜZDE 10’UNUNU TESLİM ETTİLER’

Konuşmasında Silmkent TOKİ bölgesinde yaşanan sorunları da dile getiren Babacan;

“İktidarın bu ekonomi politikası yüzünden enflasyon patlamış durumda. Konut kiraları uçtu; her yerde üçe dörde katladı. Çorum’da deprem fay hattı yakınında, riskli bir bölge. Kentsel yenilenme nasıl? O da yok. Ya yok, ya yavaş, ya eksik. TOKİ, Kuruçay’da konut yapımına girişti. 6 yıl önce 743 konut sözü vermişlerdi; %10’unu ancak teslim ettiler. Teslim ettikleri evlerin de kiminin mutfak dolabı yok, kiminin tezgahı. Kentsel yenilemede, depremle mücadelede iktidar sınıfta kaldı; muhalefet de ondan farksız değil. Deprem bölgesinde bir tane istifa eden çıktı mı? Hayır arkadaşlar, çıkmadı. Muhalefetten de iktidardan da istifa eden yok. Yetmedi, muhalefet aynı adayı yeniden aday bile gösterdi. 2024 Türkiye’sinde, afetlere verecek tek bir canımız yok. Kentsel yenilenmeye hız vereceğiz, yereldeki teşvikleri artıracağız. İnsanlara yaşayacakları güvenli evler sunmak için harekete geçeceğiz. Biz, insan onuruna yaraşır bir yaşam için yola çıktık; bu yaşamın içinde afetlerde ölmek de yok, saldırgan sokak hayvanları tarafından tehdit edilmek de yok.  Saldırgan sokak hayvanları sorunu, Türkiye’ye, Çorum’a yakışmıyor. Bu soruna hâlâ çözüm bulunmamış olması, 2024 Türkiye’si için büyük bir ayıp, büyük bir utançtır. Belediyesiyle, iktidarıyla hepsinin de ortak sorumluluğudur. Biz bu sorunu da çözeceğiz. Sokakların her yaştan insan için güvenli olduğu bir şehir kuracağız. Toplu taşıma araçlarının durağa zamanında geldiği, gideceği yere zamanında ulaştığı, çarpık kentleşmenin olmadığı, doğasına sahip çıkılan bir Çorum kuracağız. Biz, iktidara bir şehir nasıl yönetilir göstereceğiz ki, ülke nasıl yönetilir anlasınlar. Sizler de, 31 Mart günü oy pusulasını elinize alıp, damgayı DEVA logosuna basacaksınız.” şeklinde konuştu

 Ülkedeki sorunların başlıca kaynağının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu anlatan Babacan, iktidara ve muhalefete yüklenerek, şunları söyledi;

Milletimizin çoğunluğu “Tamam” dedi, 2017 referandumunda “al sana yetki, yeter ki işini yap” dedi. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildi. Tek yetkili o oldu. Ama yok.  Olmadı. Yönetemedi. Mazeretler çoğaldı. Herkes iç düşman oldu. Yedi düvel dış düşman oldu. Düşman bitmedi. Depremler oldu, insanlar öldü. Ekonomi çöktü, insanlar mahkemelik oldu. Mazeretler bitmedi. Bu kez ne yaptı? “Helallik” istedi, “toparlayacağız” dedi, “son bir seçim daha” dedi. Ama yok. Yine olmuyor, yine yönetemiyor. Yine mazeretleri sıralıyor. Şimdi de ne diyor? “Bir son seçim daha” diyor. Ordu’ya doğalgaz götürmesi için, bu seçimleri de kazanması lazım. Hatay’a hizmet etmesi için, bu seçimleri de kazanması lazım. Yıllardır dilinden düşürmediği Filistin’e, Gazze’ye yardım etmek için, bu seçimleri de kazanması lazım. Buradan soruyorum: Sayın Erdoğan, Tek yetkili sizsiniz. İmza sizde, ferman sizin elinizde. Bu ülkeye hizmet etmek, ekonomiyi düzeltmek için size kaç seçim lazım? İstanbul’a, Ankara’ya, Çorum’a hizmet etmek için size kaç seçim lazım? Gazze’ye yardım etmek için size kaç seçim lazım? Mazeret üretmemeniz için size kaç lazım? Söyleyin, insanlar da bilsin, biz de bilelim.

‘İKTİDARI DA AYNI MUHALEFETİ DE AYNI’

Hizmet üretemeyen, mazeret üretiyor. Sanmayın ki muhalefet farksız. İktidarı da muhalefeti de aynı. Muhalefet olmaktan memnun olanlar var. Muhalefeti profesyonel bir iş alanı olarak görenler var. “Ben muhalefet olayım, az biraz oy alayım, hazine yardımı da geliyor, işime gücüme bakayım” diyenler var. Bu iktidar yirmi yıldır iş başındaysa, bunda sanmayın ki muhalefetin payı yok. Şiddet kültürünü besleyen, büyüten sadece bu iktidar mı? Muhalefete bakın: Onlar da nefret saçıyor. Biri seçmenle kavga halinde. Bir diğeri neredeyse atılan yumruğu alkışlıyor. Avukatlarını, vekillerini vekaleten şiddeti savunmak için gönderdi. Dedik ya; yok birbirinden farkları. Sözüm ona ülkenin yarınlarına siyaset vadediyorlarmış. Sözüm ona bu iktidarın alternatifi onlarmış. Sözüm ona ülkeye barış getireceklermiş, demokrasi getireceklermiş. Kendi ülkesinin insanına düşmanlık yapan zihniyet demokrasi getirebilir mi? Kendi içinde kavga eden, ülkeye barış getirebilir mi? Arkadaşlar; siyaseti bu öfke kültüründen arındırmalıyız.  Her gün yeni düşman üreten iktidardan da, muhalefetten de arındırmalıyız. Biz; bu kavgacı, ötekileştiren, nefret tohumları ekmek dışında bir şey bilmeyen, çözüm üretmeyen muhalefetin de tam karşısındayız. Önce, yerel seçimlerde, bu şiddet kültürünün beslendiği her türlü kanalı elimizle şöyle bir kapatacağız. Sonra da inşallah, genel seçimlerde; siyaseti öfke, şiddet, bağırma, hakaret etme zannedenleri ülke siyasetinden uzaklaştıracağız. Ayrımcılığa son vereceğiz. Bu karşılıklı nefret siyasetine son vereceğiz Haksızlığın her türünü alaşağı edeceğiz.”

Sorunların çözümünün sandık ve halktan geçtiğine vurgu yapan Babacan;

“Biliyoruz; çözüm sandık, çözüm halk, çözüm sensin. Ne diyoruz? Âlem talansa, yolsuzluksa; DEVA sensin. Âlem, parti üyeliklerine göre dağıtılan sosyal yardımlarsa, DEVA sensin. Âlem güvensiz sokaklarsa, yanmayan ışıklarsa, susuzluksa; DEVA sensin. Âlem geçim sıkıntısıysa, yüksek kiralarsa; DEVA sensin. Âlem buysa; DEVA sensin. Âlem buysa, DEVA sizsiniz arkadaşlar siz! DEVA milletimiz.  O yüzden, biz buradayız; O yüzden, Çorum’dayız. Biz, zaman, yeni bir şeyler yapma zamanı diyoruz. Zaman, yeni bir yol çizme zamanı diyoruz. Zaman, bu siyaset zihniyetini değiştirme zamanı diyoruz. O yüzden, biz buradayız; O yüzden, Çorum’dayız.

‘ÇORUM’A GÖZÜ GİBİ BAKACAK’

DEVA Partisi Çorum Belediye Başkan Adayı Yunus Emre Özdemir’in Çorum’a gözü gibi bakacağını dile getiren Babacan; “Kendisi bir hukukçu. Bir avukat. Çorum’u tanıyor, Çorum’u biliyor; İnşallah Çorum’a gözü gibi bakacak; İnşallah Çorum’u layık olduğu şekliyle, en iyi şekilde yönetecek. 31 Mart’a kadar hep beraber, çok yoğun bir şekilde çalışacağız;  Ve halkımızın teveccühüyle Çorum’u ve ilçelerini DEVA Belediyeciliğiyle buluşturacağız inşallah.  Şehrimize, ülkemize hayırlı olsun.” İfadelerini kullandı

Muhabir: Fatih Battar