Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı hemşehrimiz Talip Geylan, memur ve emeklilerin alım gücündeki kayıp, 3600 ek gösterge gecikmesi ve ekonomik darboğaza karşı acil düzenleme çağrısında bulundu.

Açıklamasında kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik daralmayı gündeme taşıyan Talip Geylan, enflasyonun etkisiyle memur maaşlarının hızla eridiğini belirtti.

TÜİK’in Temmuz–Ekim döneminde açıkladığı %10,83 enflasyon oranına dikkat çekerek şunları söyledi:

Ahlatcı'dan şehit Emre Beker’in isminin verilmesi için girişim
Ahlatcı'dan şehit Emre Beker’in isminin verilmesi için girişim
İçeriği Görüntüle

“Resmi veriler kamu çalışanlarının alım gücünün düştüğünün ispatıdır. İğneden ipliğe yapılan zamlardan dolayı memur ve emeklilerinin bütçesini her geçen gün biraz daha sarsıldığını kaydeden Genel Başkan Geylan, “Kiraların olağanüstü artması, yüksek enflasyon, temel yaşam giderlerindeki artışlardan dolayı memurlarımız ve emeklilerimiz pazardan marketten kaçar hale gelmiştir. TÜİK’in verilerine göre sadece Temmuz-Ekim arasındaki dört aylık dönemde enflasyon %10,83’e ulaşmış; temmuz ayında memur ve emeklilere verilen %5’lik maaş artışı içinde tamamen eriyip yok olmuştur. Resmi verilere göre bile kamu çalışanlarının alım gücü üç ayda 5,83 puan azalmıştır. Güneş balçıkla sıvanmaz oldu. Yetkililerin şunu görmesi gerekir: Enflasyon oranında maaş artışları bir zam değil, sadece önceki ayların kayıplarını kurtarmaktır. 8. Dönem Toplu Sözleşme masasında ifade ettiğimiz taleplerde ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıkmıştır. Artık gerçek rakamlar üzerinden hareket edilmesi gerekmektedir.

Bu amaçla, refah payı uygulaması kalıcı hale gelmelidir. Enflasyon farkı, maaşlara aylık olarak yansıtılmalıdır. Seyyanen zam uygulaması ile kamudaki ücret adaletsizliği giderilmelidir. Vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmelidir.” dedi. Ömür boyu çalışmanın karşılığı yoksulluk olamaz.

Yıllarca devlete fedakârca hizmet etmiş emeklilerimizin açlık sınırında yaşadığına dikkat çeken Genel Başkan Geylan, “Emeklilerimiz yoksulluk ile baş etmeye çalışıyor.” dedi. Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Emeklilerimiz gerçek anlamda ekonomik darboğazdadır. Çalışan ile emekli arasındaki gelir farkının giderek büyümesi özellikle emeklilik planları yapan öğretmenlerimizi belirsizliğe sürüklemektedir. Alım gücünü artıracak kalıcı bir maaş artışı yapılmadan sorun çözülemez!

Bu noktada tüm ek ödemeler emeklilik kesintisine dâhil edilmelidir. Bir kamu çalışanı şu an emekli olduğunda, çalışırken aldığı maaşın en fazla yüzde 45’ini alıyor. Dolayısıyla emekli maaşı ikramiyesinde de kayda değer artış olmalıdır. Ek ders ücretleri emeklilik kesintisine yansıtılmalıdır.

Bilindiği gibi kamu çalışanları 2023 yılında 8.077 TL seyyanen zam aldı. Ancak bu haktan memur emeklileri faydalanamadı. Türkiye Kamu Sen olarak seyyanen zam memur emekli aylıklarına da yansıtılmasını ve bu mağduriyetin giderilmesini istiyoruz.

1.dereceye inmiş tüm kamu çalışlarının ek göstergelerinin 3600 olması 8. Dönem Toplu Sözleşme masasında da nihayete kavuşturulmadı. Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda sözü var: Birinci dereceye gelen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilecekti. Ne bekleniyor bilmiyoruz. Türkiye Kamu Sen olarak talebimiz 3600 ek göstergenin hemen Meclis gündemine taşınmasıdır. 3600 ek gösterge ile ilgili süreci tekrar hatırlatma fayda var. 7. Dönem Toplu Sözleşme mutabakatında ‘1.Dereceye inmiş kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesiyle ilgili çalışma yapılacak denilmişti. Oysaki mutabakatta ‘çalışma yapılacak’ değil de, ‘1.Dereceye inmiş tüm kamu çalışanlarının ek göstergeleri 3600’dür’ denilseydi, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren kamu çalışanları bu haktan faydalanmış olacaktı. Ama sürüncemede bıraktılar. Aradan bir yıl geçti 3600 konusunda tüm yetkililer kulağının üstüne yatıyor. Talebimiz 3600 ek göstergenin bir an önce Meclis gündeminde yer almasıdır.

2025 Aile Yılı olmasından dolayı aile birliğini esas alan talepleri muhataplarımıza ilettik. Öte yandan aile birliği mazeretinden ataması yapıldıktan sonra, norm kadro fazlası öğretmenlerin aile birliği mazeretine uygun olmayan bir başka ilçeye atanması üzerine sendikamızın açtığı davalarla elde ettiği kazanımlar söz konusudur. Bu minvalde bir kez daha altını çiziyoruz: Özellikle eş durumu mağduru öğretmenlerin aile birliğinin sağlanması hususunda hiçbir gerekçenin engel teşkil etmemesi gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tayin taleplerini eksiksiz karşılamasını istiyoruz.”

Muhabir: Çorum Hakimiyet