Her türlü pisliğin arkasında olan, terör örgütlerinin hamisi ve destekleyicisi ABD, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık sürecinde, 15 Temmuzda, başaramadığı ve yarım kalan işini, şu anda kur saldırıları ile ülkemizi kaosa sürüklemenin yollarını arayarak tamamlamaya çalışıyor. 
Ülkemize ve insanlarımıza kur saldırıları ile açıktan açılan ekonomik savaş taarruzları devam ediyor. Arkasında da ABD ve Siyonist İsrail'in bulunduğu ayan beyan ortadadır. ABD Başkanı Joe Biden'ın, Başkan namzedi iken bir seçim konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek "Başkan seçilirsem, Türkiye'de muhalefetle de iş birliği yaparak bu diktatörü devireceğim!" dediğini unutmadık. Küresel sistemin tefecileri, akıllarınca Türkiye'yi hizaya getirmeye çalışıyorlar. Eskiden olduğu gibi hiçbir şeye karışmayan, hiçbir dış politikası olmayan, ne isterlerse baş üstüne diyen, terör örgütlerine yaptıkları finansmanı görmezden gelen, gücünü ve milli gelirini terör örgütleri ile mücadele ile tüketen, kendisini bile savunamayan, Müslümanlara yapılan haksızlıklara, zulümlere ve sömürülere sessiz kalan bir ülke istiyorlar. Özelliklede savunma sanayinde, Ülkemiz çok büyük mesafeler kat etti. Bu yeni ürettiği silahlarla PKK nın belini kırdı. Kandilden bile kafasını çıkamaz ve eylem yapamaz hale geldi. Tabi buda ABD nin Türkiye'yi bölme planlarını boşa çıkardı. Devletimizin feraseti ve politikaları sayesinde, ABD nin, İsrail'e hizmet edecek olan bir Kürt devleti kurma hesapları suya düştü. Yine Herkeste biliyor ki 28 yıldır işgal altındaki Karabağ, Türkiye sayesinde Ermenilerin işgalinden kurtarıldı. ABD ve Sudi Arabistan'ın Katarı yemelerine engel olundu ve şu anda orada üssümüz var. Katar Ekonomik olarak da hep yanımızda olan bir ülke. Yine hakeza Libya'daki oyunlarını bozduk. Türkiye her tarafta petrol ve doğal gaz arıyor. Bu vb. şeylerde başta ABD ve Avrupa ülkelerinin hoşuna gitmiyor.
Döviz ve altındaki aşırı dalgalanma yeni değil. Daha öncede Rahip Brunson'u alabilmek içinde aynı yola başvurmuşlardı. Bunların asıl amaçları halkımızı sokağa dökerek kargaşa yaratmak bu yolla da hedefine ulaşmak. Elhamdülillah 15 Temmuzda olduğu gibi Milletimiz dimdik devletinin yanında, bir kale gibi de Hükümetinin arkasında. Korkuları ve endişeleri orta ve uzun vadede, Türkiye'nin toparlanarak, bölgemizi toparlayacak bir birlikteliği hedeflemiş olması. Buda onlara göre onların sömürü çarklarına çomak sokmak anlamına geliyor. ABD'nin de, Avrupa ülkelerinin de bundan çok rahatsız oldukları ortada. İki asırdır Batılılar tarafından sömürgeleştirilen İslâm dünyasının mazlum insanları, İslâm dünyasını toparlayabilmesi için tek umut olarak Türkiye'ye bakıyor, bekliyor ve dua ediyorlar. Geçmişte Afganistan ve Irak işgal edildi, Suriye ve Libya perişan. Pakistan, atom bombası yaptı diye yapmadıklarını bırakmadılar. Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesinin zeminini hazırlamak için her gün yeni senaryolar sahneye koyuyorlar. Karıştırmadıkları ve fitne ateşini yakmadıkları yer kalmadı. Türkiye de içeriden ve dışarıdan kuşatma altına alınarak karıştırılmaya çalışılıyor. Yüz yıl önce her şeyini yitiren Türkiye, yüz yıl sonra tekrar yeniden umut hâline geldi. Onlar istedikleri kadar uğraşsınlar. Terörist sevicisi ve destekçisi ABD bizden şunları istiyor S-400 iptal et. Rusya'dan uzak dur. Suriye'den çekil. Suriye'de Terör Koridoruna karışma. Kıbrıs'tan ve Akdeniz'deki Enerjiden vazgeç. FETÖ-PKK'ya dokunma. Savunma Sanayii dondur. Katar-Somali'den çekil. Büyük İsrail'e sesini çıkarma. 
Sömürgeci güçler, "Diktatör" dedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, seçimlerle, meşru yollardan deviremeyeceklerini anlayınca, kur savaşına başvurdular. Bu defa taktik değiştirerek sahaya yeni silahlar sürdüler. Bu sebeple altın, döviz ve faiz kurşunlarını namluya sürdüler. Propaganda yoluyla da psikolojik savaşın fitili ateşlendi. Bu arada fırsatçılar da zam ve stoklarla destek vermeye başladılar. Bunların suçu, işgal askerleriyle iş birliği yapmaktan farksızdır. İktidarlar, darbelerle devrildiği gibi psikolojik harp ile de devrilebilirler. Psikolojik harpte itibarsızlaştırma ve kargaşa çıkarma esastır. Bunu yapmanın en kestirme yolu da piyasayı pahalandırmak, geçimi zorlaştırmak, millî parayı değersizleştirmekle olur. Covid-19 salgınından bütün devletler olumsuz yönde etkilenmiştir. Buna rağmen bilindiği üzere Türkiye, yılsonu itibarıyla yüzde 9 büyüme seviyesini yakalamıştır. İhracat ve turizm gayet iyi durumdadır. Yatırımlar devam etmektedir. Sömürgeciler, içerideki ve dışarıdaki hain ve gafilleri de yanlarına alarak psikolojik yangına, odun, psikolojik savaşa da mermi taşıyorlar. Unutmamak gerekir ki kur artışları olmasaydı, koyun kuzu hikâyesin de olduğu gibi başka şeytani tuzaklar peşinde olurlardı. Zira maksatları Türkiye'nin güçlenmesine engel olmaktır. Türkiye, 20 yıl içinde altyapıda, sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayiinde muazzam hamleler yaptı. 40 yıllık terör mücadelesinde hiç bu kadar başarılı olamamıştı. 2013 Gezi İsyanı, 15 Temmuz 2016 Darbe ve İşgal Teşebbüsü bastırıldı. 15 Temmuz'dan bu yana PKK, FETÖ ve diğer terör örgütleriyle amansız mücadele verildi. Suriye'nin kuzeyinde bir taşeron devlet kurma projesi suya düştü. Kıbrıs'ta, Gaz ve petrol aradığımız Akdeniz'de, bir buçuk asırdan bu yana en güçlü vaziyetteyiz. Diğer taraftan millî insansız hava silahları, tanklar, helikopterler, denizaltılar, tüfekler vs. yapıyor, fezaya uydularımızı yolluyoruz… Bunlarda sömürgecileri rahatsız etmektedir.
Hepimize de sorumluluklar düşmektedir. Bu ihanet, 15 Temmuz'un devamıdır. Şer ittifakı karşısında herkes, üzerine düşeni yapmalı ve devletine, hükûmetine, istikbaline sahip çıkmalıdır. Bir tarafta müstemleke devletleri, faiz lobisi, tefeciler, diğer tarafta iş birlikçi çıkarcılar, beride de safdil gafiller var. Muhalifler Millî varlık ve beka surlarımızı faizle, dövizle dövmeye çalıştıkları gibi birkaç koldan da kuşatmaya çalışıyorlar. Gün, birlik olma ve safları sıklaştırma günüdür. 
Kısacası sömürgeci ABD, Türkiye'nin anahtarını istiyor! Her yokuşun bir inişi, her karanlık geçenin nurlu bir sabahı, herkesin kendine göre bir hesabı vardır. Cenabı Mevla'nın da bir hesabı vardır ama hiç kimsenin hesabına benzemez. Görelim Mevla neyler neylerse güzel eyler. Yeter ki bizler sağlam duralım.