Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı ve yazarımız Tonguç Erbaş bu haftaki yazısında resesyona dikkat çekti. 

Geçen hafta açıklanan ABD enflasyon verileri sonrasında küresel olarak enflasyonun bir noktada kontrol alınmaya başlandığı algısı oluştuğunu belirten Erbaş, yazısında şunlara değindi;

Çorum’da tarım işçilerinin günlük yevmiyeleri belli oldu Çorum’da tarım işçilerinin günlük yevmiyeleri belli oldu

" ABD'de yılın son ayında yıllık enflasyon yüzde 6,5 ile beklentilerin altında kalırken, uzun süre sonra aylık enflasyon ilk olarak negatif gerçekleşti (yüzde -0,1). Bu gelişme bu hafta açıklanacak ve Kasım ayında negatif gerçekleşen Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verisinin de düşmeye devam edeceği beklentisini beraberinde getirdi. Genel olarak baktığımızda 2022 yılının en önemli sorunu küresel olarak enflasyon olduğu düşünüldüğünde ve majör merkez bankaları yüksek faiz artışlarına yılın genelinde devam etmeleri ile enflasyonun düşüyor olması sevindirici olabilir. Diğer taraftan enflasyonun düşmeye devam edeceği beklentisi yine küresel piyasalarda ABD dolarının değer kaybetmesine ve özellikle ABD tahvil faizlerinin de aşağı yönlü fiyatlamaların gerçekleşmesine neden oldu. Borsalara can suyu olan enflasyon verileri sonrası sadece borsalarda değil Petrol gibi son dönemde sert aşağı yönlü fiyatlamalar gördüğümüz emtiada da yükselişlerin gerçekleştiğini gördük.
Bu gelişmeler olurken 2023 yılı için daha umutlu olabileceğimizi düşünerek enflasyon ile birlikte geçen yıl olduğu gibi bu yılda, yılın daha ilk ayında küresel büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edilmeye devam etmesi bu yıl için yeni tehlikenin daralan ülke ekonomileri ve iki çeyrek negatif büyüme ile değerlendirilen resesyon endişelerinin daha fazla konuşulacağını gösteriyor. Dünya bankası 10 Ocak tarihinde paylaştığı beklentilerinde majör ekonomilerde bu yıl için yüzde 95'inde büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Beklenen yavaşlama nedenleri olarak ise yükselen enflasyon ve yükselen faiz oranları ile azalan yatırım iştahı ve Rusya-Ukrayna işgali ile tedarik zincirinde yaşanan aksamaların devam etmesi olarak özetliyor. Mevcut başlıklara ek olarak geçen yıl olduğu gibi veya Covid-19 yıllarında yaşanan bilinmeyen risklerinde gündeme gelmesi ile birlikte son 80 yılda daha önce yaşanmamış aynı 10 yıl içinde 2. kez durgunluk yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu açıklamış. Dünya bankası küresel ekonominin 2023 yılında yüzde 1,7 büyümesini beklerken, küresel piyasalar için dünyanın yüzde 2,5 altında büyümesi resesyon anlamına gelirken bu beklentinin yılın devamında değişmemesi durumunda resesyonun kaçınılmaz olduğunun ispatı olarak değerlendirebiliriz. Aynı raporda 2024 yılı içinse yüzde 2,7 büyüme beklerken 2023 gelişmekte olan ülke grubunda ise yüzde 70 oranında büyüme beklentisini ülke bazlı aşağı yönlü revize etti.
Dünya Bankası 2023 yılında ABD'nin yüzde 0,5 büyüme gerçekleştireceğini bu oranın resmi durgunluk dışında 1970 yılından bu yana en düşük büyüme seviyesi olmasını bekliyor. Diğer taraftan aynı yıl Avrupa'nın daha önce yüzde 1,9 büyümesi beklenirken bu oran yeni raporda yüzde 0 olarak güncelledi. Bu açıklama ile birlikte Avrupa'nın şu anda 2023 yılında yüzde 80 oranında resesyon yaşaması beklenirken neredeyse bu yıl Avrupa'nın resesyon yaşamasına kesin gözü ile bakılıyor. Aynı Raporda dünyanın üretim üssü olarak değerlendirilen Çin'de ise daha önce yüzde 5,2 olarak beklenen büyümenin yeni revize ile yüzde 4,3 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Çin için yüzde 5 seviyesi altında büyüme ekonominin devamı ve güçlü bir istihdam piyasası için gerekli olduğunu değerlendirirsek bu büyüme beklentisi Çin ve diğer dünya ülkeleri için büyüme konusunda çanların çalmaya başladığını gösteriyor.
Uzun vadeli bu beklentileri aklımızda tutarak bu hafta Piyasalarda beklentilere gelince; Pazartesi günü ABD piyasaları tatil nedeniyle kapalı olması sakin bir hafta başlangıcını beraberinde getirecektir. Haftanın ikinci işlem gününde ise Çin tarafında büyüme verisi ön plana çıkarken özelikle Almanya enflasyon rakamları Avrupa için gösterge olmaya devam edecek. Çarşamba günü Japonya merkez bankası (BoJ) faiz kararını açıklarken, haftanın en yoğun veri akışı olan günde Avrupa ve İngiltere enflasyon verileri takip edilecek. ABD'de ise büyümenin en önemli göstergelerinden sanayi üretimi açıklanırken, geçen hafta beklentilerden fazla düşüş gösteren enflasyon verisi sonrasında bu defa Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) açıklanacak. Perşembe günü Avrupa'da Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde konuşması beklenirken yurt içinde haftanın en önemli verisi TCMB PPK toplantısı gerçekleşirken faiz kararı açıklayacak. Haftanın son işlem gününde Almanya ÜFE verisi beklenirken Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde tekrar açıklamalarda bulunacak.
Bu şekilde yoğun bir haftayı geride bırakırken bu haftada kur tarafında yatay fiyatlamanın devam etmesini bekliyoruz. Para birimleri ABD dolarında yaşanan değer kaybı ile dolara karşı güçlenirken bu gelişmenin bir süre daha devam etmesi ile EURUSD paritesinde 1,1700 seviyesi üzerinde kalıcılığın devamı beklenebilir. Ons altında bir kez daha Kasım ve Şubat ayları arasında yaşanan genel yükselişin bu dönemde de yaşandığını görüyoruz. Geçen haftayı 1920$ seviyesinden kapatan ons altında yükselişlerin 1950$ ve üzerine doğru devam etmesi beklenebilir. Gram altında ise özellikle ons altında yaşanan yükseliş ile birlikte 1100TL üzerinde kalıcılık sağlandıktan sonra 1160TL test edilmesi yükselişin ons altınla birlikte devam edeceği göstergesi olarak düşünebiliriz. Bu hafta en önemli merak edilen Borsa İstanbul'da geçen hafta yaşanan 5600 endeks seviyesinden 4600 endeks seviyesine gerileme sonrası 4950 50 günlük ortalama üzerinde kapanışın haftalık olarak gerçekleşmesi sonrasında yönün nasıl devam edeceği. Bu noktada hafta genelinde psikolojik seviye olarak 5000 üzerinde kalıcılık olması durumunda 5050, 5100 ve 5200 endeks eviyeleri direnç bölgeleri olarak takip edilebilir. Geri çekilmelerin devam etmesi ve özellikle 5000 seviyesi altında kalıcılık devam ederse 4950, 4850 ve 4800 endeks seviyeleri destek bölgeleri olarak öne çıkacaktır.