Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda Cumhur ittifakı ile ilgili bir konuşma yapan CHP Çorum Milletvekili Av Tufan Köse, AK Parti ile MHP arasında ‘Milli İttifakı’ eleştirerek; “15 Temmuz’da artık iş birliğini, diyalogları, demokrasiyi daha da genişletelim, daha da büyütelim diyorlardı. Bunların hiçbirisi kalmadı. İki tane parti, bir de kendilerine “millî yerli ittifak” filan diyorlar. Millî yerli ittifakmış, biz ne oluyorsak. Biz millî değil miyiz? Bakın, millî ve yerli ittifakı şu anda bizim milletvekillerimiz Kars’ta, Erzurum’da, Erzincan’da NBŞ’nin holdinglerine, kartellerine karşı şeker fabrikalarının önünde kurdular, mücadele veriyorlar bütün partilerin tabanlarıyla birlikte. Bu, millî ve yerli bir ittifak değil.” şeklinde konuştu

2019 yılında yapılacak seçimler için seçim güvenliği ile ilgili bir konuşma yapan Köse, CHP olarak endişelerini dile getirdi.

16 Nisan referandumunda ortaya çıkan mühürsüz oy tartışmalarının yaşanmaması sandık mührü olmayan oyların geçersiz sayılması gerektiğini belirten Köse, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Bugün bizim yapacağımız düzenleme işin esasında bir yolsuzluğa, bir hukuksuzluğa kılıf uydurmak, 16 Nisanda yaşadığımız yolsuzluğa, hukuksuzluğa. Bakın, kanun metni çok açık, birçok şeyle beraber söylemiş, demiş ki: “Sandık kurulunun mührünü taşımayan oylar geçersizdir.” Net, kanun açık. Yok Anayasa’da seçme seçilme hakkı, yok millî irade sandığa yansıyacaktı, yok sandık kurulunun hatasından bunları nasıl sorumlu tutarız falan diye bunların hiçbirisi gerekçe değil. Bakın, eğer biz hukuk devletiysek o kanun da orada durduğu sürece o kanunun iptal edileceği yer belli, değiştirileceği yer belli. Bunlar yapılmadığı sürece bunu uygulamak zorundayız. Bunu YSK uygulamadı. Ben Sayın Bakana sormak istiyorum. Yarın YSK “İlçe seçim kurulunun mührünü taşımayan birçok pusula geldi, birçok zarf var. Millî irade sandığa yansımayacak, ilçe seçim kurulunun hatasını bu millet çekmek zorunda mı, ben onları da geçerli sayıyorum.” dese biz ne yapacağız? Yani filigranlı oy pusulaları bugün çıkmış değil, filigranlı oy pusulası o kanunda sayılmış, yazılmış, filigranlı oy pusulası olacak, ilçe seçim kurullarının mührü olacak, sandık kurulunun da mührü olacak ki hangi oy hangi sandıkta kullanıldı bilinsin. Bu seçim güvenliği millî irade kadar önemli arkadaşlar. Eğer güvenli bir seçim yapmazsanız, o oyları düzgün saymazsanız millî irade sandığa yansımamış olur. Yani insanları aldatmayalım, bu konu çok net, çok açık; eğer sandık kurulunun mührü yoksa geçersiz. Biz şu anda, geçen sene yaşadığımız bir hukuksuzluğa ve yolsuzluğa kılıf hazırlamanın derdindeyiz. Şimdi, değerli arkadaşlarım, yine, kendi dönemlerinde çıkan bir kanun vardı. Ben bu bölümde teknik konuşma yapacağım. İşte, siyasi partiler sandık kurulu başkanlarını atıyordu. İyi yönleri vardı, kötü yönleri vardı, ayrı bir şey. Şimdi daha çok kötü yönleri var diye bunu değiştirdik, yeniden sandık kurullarını liyakatli devlet memurları arasından ilçe seçim kurulu ya da il seçim kurulu seçecek, koyacak. Yani bir sandık kurulu o mühürleri mühürleyecek, liyakatli olacak, öyle anlaşılıyor. Hâl böyleyken mesela bir düzenleme yapılmış, diyor ki: “Eğer sandık kurulu başkanı kolluk kuvvetlerini çağırmaz ya da çağıracak durumda olmazsa…” Bu ne demektir? Çağırmaz ya da çağırmak durumunda olmazsa, herhangi bir vatandaş da kolluk kuvvetlerine sandık kurulunda yaşanan bir olayı ihbar edebilir. Yani polis eline sopayı alacak, sandık kurulunu basacak. Bunun anlamı budur arkadaşlar. Bu yasayla birlikte siz yeniden sopalı bir seçim getiriyorsunuz. Yazık ediyorsunuz bu memlekete. Yani birisi üç gün daha iktidarda fazla kalacak, birisi Parlamentoda temsil edilecek diye yüz elli yıllık, iki yüz yıllık parlamenter demokrasi geleneği olan bu ülkeye yazık ediyorsunuz, etmeyin.”