FATİH BATTAR
Saadet Partisi olarak ittifak şartlarını açıklayan Cıdık; “Bizim ilkelerimiz var. Bir şeyin başına milli eklemekle milli olunmaz. Sonuçta Milli Piyango’nun başında da milli var. Saadet Partisi’nin ilkeleri belli; en başta adaletin tesis edilmesini istiyoruz. Gücün hukukunu değil hukukun üstünlüğünün esas alınmasını istiyoruz. Kutuplaştırıcı değil, kucaklayıcı bir politikanın benimsenmesini istiyoruz. Tüketim değil, üretim ekonomi politikasına ihtiyacımız var. Tayinlerde liyakat muhakkak gözetilmelidir. İhalelerde şeffaflık olmalı. Yolsuzluk ve israf ile sonuna kadar mücadele edilmelidir. Yolsuzluğun kökü kazınmalıdır. Kimse kanmamalı ve kandırılmamalıdır. Dış politika da bir o yana bir bu yana savrulma olmamalı. Şahsiyetli bir dış politika izlenmeli. Biz bu ilkeleri benimseyen, bu ilkeler üzerinden hareket eden, herkesle görüşür, her kesimle oturur konuşur ve bir arada olabiliriz. Türkiye’de huzur ve barış ancak böyle olur.” şeklinde konuştu
AK Parti ile MHP arasında ki Cumhur İttifakı’nı da değerlendiren Cıdık; “İttifaklar daha seçim yok iken ülkenin gündemine getiriliyor. Bir plan var. Biz bunu seçime müdahale planı olarak görüyoruz. Bu milletin oyunu çalmak manasını gelir. Eğer böyle gerçekleşirse biz endişeliyiz. Hükümet bu endişemize dikkat etmese bir gün ayağına dolanır. Bir ittifak var ancak bu ittifakta nelerin yapılacağı bilinmiyor. Tarımda neler yapılacak, dış politikada ihtilaflar nasıl çözülecek. Eğitimi nasıl düze çıkaracak. Bir sürü problem var. Bunlardan hiçbir tanesi konuşulmuyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle ittifak görüşmesi yok” diye konuştu
‘SEÇİM GÜVENLİĞİ YOK’
TBMM’den geçen uyum yasasının başta mühürsüz oylar ve seçim güvenliği olmak üzere yasaya birçok alanda sıkıntılar doğuracağını belirten Cıdık, seçime gitmeden ittifakların oluşumuna imkân veren uyum yasasının meclisten geçmesinin seçim güvenliğini ortadan kaldırdığını söyledi. Mühürsüz oyların yasal düzenlemeyle birlikte kanuni hale gelmesinin adil olduğunu göstermediğini ifade eden Cıdık; “Bu düzenlemelerde tamamen keyfilik var. Acı bir gerçek olarak söylüyorum. Hükümet, valilileri partisinin il başkanı olarak görüyor. Sayın Cumhurbaşkanı parti il başkanlarına hitap ederken, ‘benim parti başkanım’ diyor. Valiye gelince de aynı şekilde ‘benim valim’ diyor. Devlet memurları ile parti üyelerine aynı tavrı sergilemesini istemiyoruz. Çünkü onlar bu makamlardan tarafsızlık değil, tarafgirlik bekliyorlar. Şimdi uyum yasalarında hâkimlerde olan haklar valilere ve kaymakamlara veriliyor. Bu doğru değil. Bu yanlış hesapları yapanlar bir gün bu hesapların ayaklarına dolandığını görecektir. Verilen oylara müdahale kesinlikle millete ihanettir. Hırsızlık bir kişinin malına tecavüzdür. Ancak milletin oylarına müdahale milletin kararını ters çevirmektir. Sandık kurulu başkanlarının memurların tayininde valilerin etkili olması en büyük problemdir.” dedi
FABRİKALARI KAPATIRSANIZ GÖÇ ARTAR
Şeker fabrikalarının kapatılmasının iç göçü artıracağını vurgulayan Cıdık; “TÜİK’in yaptığı tespite göre, bir yılda 2 milyon 619 bin 403 kişi doğduğu toprakları terk ederek farklı şehirlere göç etmek zorunda kalmış. 15 milyon nüfusa sahip İstanbul’da, İstanbul doğumlu olanların sayısı 6,5 milyon. Bunlar 2016 yılı rakamları. 2017 açıklandığında eminiz ki daha fazla çıkacak. Bunları neden dile getiriyoruz. Bu göç neyden kaynaklanıyor? Şimdi hükümete soruyorum. Şeker fabrikalarını satıyorsunuz. Fabrikalar satılınca ne yapacak bu insanlar. Fabrikalarda çalışanlar, pancarla uğraşan bu insanlar kendi çalıştıkları fabrikalarını terk edip batı ilerine göç edecek. İlla bir şey güncellenecekse özelleştirme ve tarım politikalarının hepsinden önemlisi yönetim politikalarının güncellenmesi lazım” diye konuştu 

ÖZELLEŞTİRMEDE BİR KOMEDİ VAR
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesini tam bir komedi olarak adlandıran Cıdık; “Hükümetin tarımı ilgilendiren konularda her adımı tarıma bir darbe oluyor. Tütün, fındığa darbeler vuruldu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde de tam bir komedi durum var. Tarım Bakanlığı diyor ki, ‘ben şeker fabrikalarına talibim’. Sen kimsin devletin bir parçası değil misin? Bu  nasıl  bir iştir. Bu el ‘ben satarım’ bu el diyor ki, ‘ben satın alacağım’. Allah akıl fikir versin gerçekten.” şeklinde konuştu.