FATİH BATTAR

9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü nedeniyle Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde düzenlenen ‘Tütün Kontrolünde Türkiye Deneyimi’ konulu konferansta konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bili Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazmi Bilir, Akciğer Kanseri’nin %90’ının sigaradan kaynaklandığını belirterek; “Akciğer kanseri öyle bir insanın kolay kolay sahip olabileceği bir hastalık değil. Akciğer Kanseri olabilmek için bir kişinin 20 yıl günde 1 paket sigara içmesi lazım. Bunun para karşılığı 100 bin liradır. Yani Akciğer Kanseri olabilmek için 100 bin lirada para ödemeniz gerekiyor. Öte yandan Akciğer Kanseri’nin tedavisi için 170 bin lirada para harcanıyor. Akciğer Kanseri’nin tedavisi yoktur ancak 170 bin lira ile hastanın yaşam kalitesi ve ömrünü biraz daha uzatılıyor.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de Tekel’in varlığı nedeniyle uzun yıllar tütün kontrolü konusunda özel çaba gösterilmesi gerekmediğini aktaran Bilir; “Türkiye’de tütün ve tütün mamullerinin üretimi ile satışı konularının devlet tekelinde olması nedeniyle uzun yıllar tütün mamullerinin kullanımını arttırmaya yönelik reklam ve tanıtım şeklinde bir etkinlik söz konusu olmamış, tütün kullanımının kontrolü bakımın-dan da özel bir çaba gösterilmemiştir. Cumhuriyetin ilk kurumlarından olan ve 1924 yılında kurulmuş olan Tekel İdaresi, uzun yıllar boyunca tütün üretimini planlamış ve üretilen tütünün tek müşterisi konumunda çiftçinin ürettiği tütünün tamamını satın almış, sigara ve diğer tütün ürünlerini üreterek “devlet kontrolünde” pazarlamasını yapmıştır.” dedi

1986 YILINDA ÇIKARILAN YASA İLE SİGARA KULLANIMI ARTTI

Türkiye’de sigara kullanım oranının 1986 yılında çıkarılan yasa ile arttığına dikkat çeken Bilir, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Dünyadaki gelişmelere paralel olarak çeşitli alanlarda devletin rolünün azaltılması düşüncesi ile 1984 yılında yabancı sigaraların Türkiye’ye ithal edilmesine olanak veren bir yasa çıkarılmıştır. Yasa, yabancı sigaraların ithal ve satışı yetkisini Tekel’e vermekteydi. Ancak bu yasanın hemen arkasından 1986 yılında, tütün ürünlerinin ithali ve satışı konularındaki “devlet tekeli”ni kaldıran bir başka yasa çıkarılmıştır. Bu durum, uzun yıllar boyunca sigara reklamının yapılmadığı ülkemizde, yabancı sigara firmaları tarafından yurda ithali yapılan sigaraların reklamı konusunu gündeme getirmiştir. Yabancı sigaraların çekiciliği ve reklamlar etkisini göstermiş ve izleyen yıllarda Türkiye’de özellikle gençler arasında sigara kullanımı hızla artarak, kullanılan sigara markalarında da yerli markalardan yabancı markalar yönünde değişim olmuştur. 1996 yılında yapılan bir değerlendirmede değişik gruplarda sigara içenlerin %4-11 kadarı yerli marka sigaralardan yabancı markaya geçtiklerini belirtmiştir. Türkiye’de sigara kontrolü konusundaki çalışmalarda ilk kez bu yıllarda başlamıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından 1987 yılında toplanan bir “Danışma Kurulu”nda sigara kullanımının sakıncaları dile getirilmiş ve sigara kullanımının kontrolü için plan yapılmış, bu konuda bir yasa hazırlığına başlanmıştır. Birkaç yıl sonra1991 yılında ülkemizde sigara konusunda birbirine zıt iki etkinlik birarada yaşanmıştır. Hükümet bir yandan “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair” bir yasayı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nden geçirmiş, bir yandan da yabancı sigara firmalarının ülkede sigara üretimi yapmak için fabrika kurmasına ola-nak veren bir başka yasayı kabul etmiştir. Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair olan yasa Cumhurbaşkanı tarafından, sigara reklamlarının yasaklanmasının ticaret özgürlüğüne aykırı olduğu görüşü ile veto edilerek geri çevrilmiş, bu arada yabancı firmalar Türkiye’de fabrika kurarak sigara üretimine başlamıştır.

1991 yılında ülkemizde sigara konusunda birbirine zıt iki etkinlik birarada yaşanmıştır. Bir yandan “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair” yasa TBMM’de kabul edilmiş, diğer taraftan da yabancı sigara firmalarının ülkede sigara üretimi yapmak için fabrika kurmasına olanak veren bir başka yasa çıkarılmıştır.

Bu değişiklikleri izleyen yıllarda Türkiye’de sigara tüketiminin artması üzerine tütün kontrolü amacıyla çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu amaçla yapılan ilk bilimsel toplantı olan “Sigara ile Mücadele I. Ulusal Kongresi” 1992 yılında Ankara’da yapılmıştır. Toplantıya katılan akademisyenler, milletvekilleri ve medya mensupları ülkede sigara kullanımını kontrol etmek için yapılması gerekenleri tartışmışlardır. Bu sempozyumun yol açtığı önemli bir gelişme Sigara ve Sağlık Ulu-sal Komitesi’nin kurulması olmuştur. Ülkede sigara mücadelesi konusunda çaba gösteren ve sayıları 60’ın üzerinde olan kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarını biraraya getiren ve 1995 yılında kurulan Ulusal Komite, daha önce veto edilmiş olan yasanın yeniden hazırlanarak TBMM’ye sevk edilmesi yönünde çaba göstermiştir. Bu çabaların sonucunda 4207 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun” TBMM’de 7 Kasım 1996 günü kabul edilmiş ve 26 Kasım 1996 günkü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasa teklifinin Meclis’teki görüşmeleri sırasında Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Cumhurbaşkanını, TBMM Başkanını, siyasi parti gruplarını ve çeşitli milletvekillerini ziyaret ederek bu yasanın önemini dile getirmesi bakımından önem taşımaktadır. Türkiye’de Çerçeve sözleşmesinin kabul edilmesinden daha önce tütün kontrolü bakımından çeşitli çabalar gösterilmiştir. Sözleşmenin TBMM tarafından onaylanmasının arkasından Sağlık Bakanlığı, daha önceden başlatılmış olan “Ulusal Tütün Kontrol Programı” hazırlanması ile ilgili çalışmalara hız vermiştir. Ulusal tütün kontrol programında 4207 sayılı yasa ile de belirlenmiş olan çeşitli uygulamalar bulunmaktadır. Bu arada 2002 yılında 4733sayılı yasa ile kurulmuş bulunan Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu(TAPDK) tarafından da bazı yönetmelik ve tebliğler yayınlanmış, bu şekilde 4207 sayılı yasanın uygulanması ile ilgili bazı aksaklıkların giderilmesi yoluna gidilmiştir.”

Konferansa, Vali Yardımcısı Recep Yüksel, İl Sağlık Müdürü Ömer Sobacı, Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mete Dolapçı, Hitit Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Erçen Diken, Yeşilay Çorum Şube Başkanı Dr. Türker Ejder, kurum müdürleri, STK temsilcileri ile hastane personeli katıldı.