Çorum'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kurulan "yakın bakım ünitesi" bir yandan hastaların daha kısa sürede yoğun bakım ünitesinden çıkarak psikolojik açıdan rahatlamasını sağlarken diğer yandan da ağır geçen yoğun bakım tedavi sürecinin izlerinin silinmesine olanak sağlıyor. 

Sağlık Bakanlığının 2018 yılında Türkiye'de tek kalemde yaptığı en büyük hastane yatırımlarından olan 650 yataklı Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görülmesinin ardından salgınla mücadele çalışmalarına başlandı. 

Kovid-19 tanılı hastalarla diğer hastaların temasını engellemek amacıyla hastanenin yarısı, salgınla mücadeleye ayrıldı. Çeşitli servislerden doktor, hemşire ve destek personeli takviyesi yapılan Kovid-19 bölümünde yoğun bakım servisindeki yoğunluğu azaltmak amacıyla "yakın bakım ünitesi" de kuruldu. 

İki uzman doktor ile çok sayıda asistan, hemşire ve destek personelinin görev yaptığı serviste sağlık durumu yoğun bakımı gerektirmeyen ancak yakın takibe ihtiyaç duyan hastalara hizmet veriliyor.
Uzun süren yoğun bakım tedavisi sürecinde hareketsiz kaldığı için hareket kabiliyeti kısıtlanan hastaların servise alınmadan önce sağlık personeli gözetiminde günlük hayata adapte ettirildiği serviste, salgınla mücadelenin en önemli sorunlarından "refakatçı" meselesinin de önüne geçiliyor. 

Serviste görev yapan iç hastalıkları uzmanı Dr. Muhammed Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yakın bakım ünitesinde bugüne kadar 255 hastaya hizmet verildiğini söyledi. 
Salgının başlangıcından bu yana Kovid-19 hastalarıyla ilgili çalıştığını belirten Kaya, "Yaklaşık 3 ay önce yakın bakım ünitesini kurduk. Ünitemiz, Türkiye'de ilk defa Çorum'da uygulanan bir sistem. Başka şehirlere de örnek olmuş bir sistem." dedi. 

İmkanlar dahilinde Kovid-19'a karşı savaş verdiklerine işaret eden Kaya, "Yoğun bakımdan çıkan ancak yakın takip gereken, bunun dışında servislerde takibinde zorlanılan ve durumu ağır olan hastalarımıza bakıyoruz. Hastalarımızın durumu merkezi sistemli monitörlerden 24 saat takip ediliyor. Serviste 4 hastaya 1 hemşire düşecek şekilde hizmet veriyoruz. Refakatçı sorununu da imkanlar ölçüsünde hastane personelimizle çözmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Hastaların servis ve oda şartlarında tedavi görmesinin hasta psikolojisi açısından önemli olduğunun altını çizen Kaya, şöyle devam etti:

"Çünkü yoğun bakıma girmek, sürekli makinelere, ekranlara maruz kalmak hastaların psikolojisini etkiliyor. Mümkün olduğunca geç evrede ya da hiç olmamasını tercih ediyoruz. Bu nedenle serviste takibi olamayacak ağır hastaları mümkün olduğunca burada takip edip yoğun bakıma vermeden izlemeye çalışıyoruz. Ayrıca daha fazla hemşire ve personel olduğu için imkanlar ölçüsünde mümkün olan en iyi bakımı vermeye çalışıyoruz."
Kaya, yakın bakım ünitesinin yoğun bakımdan çıkıp servise alınacak hastalar için "basamak" işlevi gördüğünü aktararak şunları kaydetti: 

"Yoğun bakımdan servise çıkması düşünülen ancak halen kliniği sıkıntılı, tam olarak normale dönmemiş, servis takibine uygun olmayan hastalar için de ara basamak olarak kullanıyoruz. Yoğun bakımdan servise geçene kadar birkaç gün daha takip edilmesi amacıyla servisimizde misafir edip uygun hale geldikten sonra servise alıyoruz. Hastaları yoğun bakımdan daha erken alıp oda şartlarında takip edilmesini sağlayarak konfor açısından da rahatlamalarını sağlıyoruz. Böylelikle hastanın yoğun bakım yatış süresi kısalıyor, ruhsal olarak kendini daha iyi hissediyor. Aslında yoğun bakım şartlarına yakın şartlarda takibi ve tedavisi devam ediyor burada." 

Editör: Haber Merkezi