İlk, orta, lise ve dengi okullarımızda seçmeli derslerin tercih süreleri Ocak ayının 04 - 21 tarihleri arasındadır. Seçme oranına göre de kitapları basılarak, Eylül ayında açılacak olan yeni eğitim ve öğretim yılına hazır edilir. Yani tercihlerde yarın son gün.                                                                                                                            
Okullarımıza konulan seçmeli Kur'an-ı Kerim ve meali, peygamberimizin hayatı, temel dini bilgiler dersleri güzel bir imkân olmuştur. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın, yunan filozoflarının hayat hikâyelerini ve görüşlerini örendikleri kadar, değerler eğitimi kapsamında olan milli, manevi, dini, ahlaki ve insani değerlerimizi de öğrenmeye ihtiyaçları vardır. Eğer bu imkânları iyi kullanabilirsek, çocuklarımızın dînî ve ahlâkî değerlerini öğrenerek değişim ve dönüşüm üzerine bir kırılma ve gelecek nesillerimiz adına inşallah güzel günlerin doğum arifesi olacaktır. Bu derslerin seçiminde anne babalara çok büyük görevler düşmektedir.     
Çocuklarımızı okullarına kayıt yaptırırken ve daha sonraki yıllarda, mutlaka takip ederek bu imkânı iyi değerlendirerek bu dersleri seçtirmez isek bu güzel fırsatı kaçırmış oluruz. Eğer bu dersler seçilmeyerek anlamını yitirirse vebalden de kurtulamayız. Belki bizler çoklarımıza evlerimizde veremeyeceğimiz dînî ve ahlaki değerler eğitimini, çocuklarımız devletimizin imkânları ile ehil öğretmenler tarafından burada alma imkânlarını yakalayacaklardır. Tabi bu arada velilerimiz kadar okul idarecileri de bu derslerin seçilmeleri konusunda ders eşleştirmesi yaparken üzerlerine düşeni yaparak sâyu gayret göstermezler ve koltuklarında otururlar ise onlarda vebalden kurtulamazlar. Eğer bu konularda varlığınızı hissettiremiyorsanız bir anlam ifade etmiyorsunuz demektir. Yine aynı şekilde bu derslere giren öğretmenlerimiz de ellerinden geldiği kadar bu dersleri sevdirmeye çalışmaz, bunun için gayret göstermez ve bir yıl sonra bu derslerin seçilmesini cazip hale getirmez iseler onlarda bu vebalden kurtulamazlar. Deizmin yaygınlaştığı bir dönemde hepimiz de elimizdeki imkânları en iyi bir şekilde değerlendirmek zorundayız. Çocuklarımızın fani olan dünya hayatlarını düşündüğümüz kadar baki olan ahiret hayatlarını da düşünmek zorundayız. Çocuklarımızın iyi bir dünya gelecekleri olsun diye, okullara kayıt yaptırırken araştırarak en iyi okullara, orada da başarılı öğretmenlerin sınıflarına kayıt yaptırmaya çalışıyoruz. İyi bir liseyi kazanması için kurslara gönderiyor, özel hocalar tutuyoruz. İyi bir Ünv. iyi bir bölümünü kazana bilmesi için yine aynı şekilde gereken her şeyi yapıyoruz. Bunlar gayet normal, güzel ve yapmamız gereken şeylerdir. Bunları yaparken ebedi bir hayat olan ahiret yurdu içinde böyle endişeleniyor ve üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirebiliyor muyuz? Zira Cenabı Mevla; "Kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun" (Tahrim 6), "De ki: Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar, hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet günü hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun ki apaçık hüsran işte budur. (Zümer15) Bilhassa aile yapısının bozularak gençlerimizin manevi değerlerinden uzaklaştığı bu süreçte; veliler, idareciler ve o derslere giren öğretmenler olarak Allah (cc) rızası için hiç olmazsa bu konuda üzerlerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmez isek yarın mahşer günü bunun hesabını veremeyiz…  
Peygamberimiz; "Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğreteninizdir." Hz. Ali'de Nehcül- Belagâ da, anne babanın çocuklarına karşı 3 görevi vardır. "Güzel bir isim koymak, Kur'an-ı öğretmek ve güzel ahlaklı olarak yetiştirmektir." Elhamdülillah her ilde hafızlık Kur'an kurslarımızda binlerce öğrenci hafız olabilmek için Kuranı hıfzetmeye çalışıyorlar. Binlerce evlatlarımız İmam Hatip orta ve Liselerinde ve hatta düz orta ve liselerde seçmeli derslerde Kur'an'ı Kerimi öğrenmeye ve anlamaya çalışıyorlar. Ülkemiz insanlarının yıllardır kaybettiği ve hasretini çektiği sevdasına kavuşması, susuz ve yağmursuz kalan toprakların suya kavuşması gibi oldu. Kur'an dokunduğu her şeye ve herkese Rahman'ı Rahim'in nurunu yansıtır, gönüllere diriliş meşalesi yakarak şifa verir. İnsanlarımız yıllardır bunun hasretini çekti. Kelamullah'ın eğitiminin, peygamberimizin hayatının, temel dini bilgilerin okullarımızda yıllar sonra yeniden okutulmaya başlanması mü'min gönüllere verilen bir ferahlık ve güzel bir imkân oldu. Bizlere düşen ise, inşallah nesillerimize sahip çıkarak, çocuklarımıza ve yakınlarımıza bu derslerdeki seçilme oranlarını en yükseğe çıkarmak suretiyle, büyük oranda sorumluluktan kurtulmaktır.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, okullarda yeterli ve doğru dini bilgiler devlet eliyle verilmelidir. Bu yapılmazsa herkes kafasına göre bir din algısı oluşturur. Buda fitneye sebep olur ki inanç sömürücüleri için son derece olumlu bir ortam hazırlanmış olur. Günümüzde etrafları bin bir türlü tehlikelerle dolu olan gençlerimizi ancak manevi değerlerini öğreterek sahip çıkabilir ve onları şeytanın desiselerinden ve kötü niyetli insanların tuzaklarından koruyabiliriz. Kalp ve gönüllerinden Allah sevgisi-korkusu ve dînî değerleri çekip alır veya vermezseniz ortaya sorumsuz, bencil, sadece kendisini düşünen, gelecek endişesi olmayan, olaylara sadece dünya penceresinden bakan, hedefsiz ve ilkesiz bir gençlik ortaya çıkar. Bu da genç nesillerimizi yoldan çıkarma, onlar üzerinden para kazanma hesapları olan, esrar, eroin gibi uyuşturucu mafyalarının oyuncağı haline getirir. Bundan da hepimizde Allah (c.c) indinde sorumlu oluruz. Çocuklarımızın okullarına giderek seçip seçmediklerini kontrol edelim. Seçmediler ise ikna ederek seçmelerini sağlayalım. Cuma günü mesai bitimine kadar tercih dilekçelerini değiştirme hakkınız var.
Din sadece bir kültür değil aynı zamanda bir hayat tarzı ve yaşam biçimidir. Bunun için eğitimi de verilmelidir. 
Değerler eğitimini konu alan bu derslerde; Güzel ahlaki davranışlar, Allah ve peygamber sevgisi, doğruluk, dürüstlük, yardım severlik, kardeşlik, vatanseverlik, nezaket, görgü kuralları, sabır, aile birliğine önem vermek, adil olmak, sorumluluğunu bilmek, hoşgörü, misafirperverlik, büyüklere saygı küçüklere sevgi, beden-kalp ve gönül temizliği gibi davranışların bir hayat tarzına dönüşmesi amaçlanmaktadır. 
Uzun yıllardır bir türlü doğru düzgün rotasını bulamayan dini değerlerimiz, ülkemizin normalleşmeye başladığı bu süreçte, tam istediğimiz gibi olmazsa bile elhamdülillah doğru istikametini bulma yoluna girmiştir. Çocuklarımıza, haklarımıza ve değerlerimize sahip çıkalım.