RECEP MEBET

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere yönelik performans sistemi ve sınav uygulamasını eleştiren eğitim sendikaları dün Milli Eğitim Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması yaptı.

Eğitim-Sen, Eğitim-Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Özgür Eğitim-Sen, Anadolu Eğitim-Sen ve Anadolu Eksen Çorum Şubeleri’nin katılımıyla gerçekleşen açıklamada, ‘Öğretmen Performans Değerlendirme Sistemi’ ile ‘Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri’ni içine alan düzenlemelere tepki gösterildi.

Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Tahir Eşkil, Eğitim-İş Şube Başkanı İlhan Yaşar, Anadolu Eğitim-Sen Şube Başkanı Nihat Örs ve Özgür Eğitim-Sen Şube Başkanı Serdal Efe ile bazı sendika üyelerinin de hazır bulunduğu eylemde basın açıklamasını Eğitim-Sen Şube Başkanı Mustafa Gül okudu.

‘KABUL ETMİYORUZ!’

“Bakanlığın performans ve sınav dayatmasını kabul etmiyor, mesleğimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Kamusal bir hizmet olarak eğitimin hızla özelleştirildiği ve ticarileştiği bir dönemde öğretmenlik mesleği, siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından doğrudan hedef alınmakta, çalışma ilişkilerimiz 'rekabet', 'verimlilik', 'kalite' ve 'müşteri memnuniyeti' gibi piyasacı kavramlar üzerinden yeniden tanımlanmak istenmektedir. Bakanlık tarafından gündeme getirilen 'performans sistemi' ve 'sınav' dayatması, uzun bir süredir eğitim alanında yaşanan piyasacı dönüşümün önemli ayaklarından birisidir.

MEB'in performans değerlendirme sisteminde öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok 'yüksek performans' üzerinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, okullarda herkesin birbirinin 'rakibi' olduğu düşüncesinin gelişmesine ve iş barışının bozulmasına neden olacaktır. Bu uygulamanın okullarda görev yapan öğretmenlerin, her açıdan siyasallaşmış okul yöneticileri başta olmak üzere, işverenle ilişkilerde mutlak bağımlılık ilişkilerini daha da geliştirmesi kaçınılmazdır. Böylesi bir uygulama öğretmenin iktidara olan bağımlılığını artıracak; öğretmenleri, iş güvencesinin sürekli tehdit altında olmasından dolayı kendilerinden beklenen rolleri oynamak zorunda bırakacaktır.

‘ORTAK TEPKİ DİKKATE ALINMALI’

Öğretmenin her taraftan kuşatılarak tamamen etkisizleştiği ve itiraz edenin, farklı olanın çalışma koşulunun kalmayacağı rekabete dayalı, acımasız bir istihdam rejimi oluşturulmak istendiği açıktır. Öğretmenlik mesleğinin ilkelerine, işlevine ve doğasına tamamen aykırı olan böylesi bir girişimin, öğretmenlerin tamamına yakını tarafından reddedilmesi dikkate alınmak zorundadır.

Öğretmenlerin gelişimi ve mesleki yeterliliklerinin sağlanmasının temel koşulu, onların yaptıkları işi anlamlı bulmalarına, mesleki özerkliğe sahip olmalarına, okul ikliminin sağlıklı, özgür ve demokratik olmasına bağlıdır. Bu temel özelliklerin olmadığı bir ortamda, eğitime ilişkin her soruna eğitim biliminin değil, iktidarın siyasal ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşan bir anlayışla öğretmenlerin ve eğitimin niteliğinin artmasını beklemek söz konusu olamaz.

MEB'in tüm itiraz ve eleştirilere rağmen hayata geçirmeyi düşündüğü, öğretmen, öğrenci ve velilerin hepsinin değerlendirme sürecine dahil edildiği böylesi bir uygulama örneğini, dünyanın hiçbir ülkesinde görmek mümkün değildir.

‘DERHAL VAZGEÇİLMELİ’

Öğretmenlik mesleği eğitim süreçleri, atanma sorunları, çalışma koşulları, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar, yetersiz maaşlar nedeniyle yeterince itibarsızlaştırılmış ve değersizleştirilmiştir. Öğretmen yeterliliklerinde bilimsel, objektif ve evrensel standartlar yerine, öğretmenleri her açıdan baskı altına alacak olan 'performans değerlendirme' ve 'sınav' dayatmasındaki ısrar, MEB'in asıl niyetinin 'üzüm yemek' değil, 'bağcıyı dövmek' olduğunu göstermektedir.

Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirerek onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, performans baskısı altında angarya çalışmaya zorlama girişimleri kabul edilemez.

MEB tarafından uygulanmak istenen performans değerlendirme ve sınavın öğretmenlerin niteliğine ve mesleki gelişimlerine katkı sunmaktan ziyade rekabeti ve eşitsizliği derinleştirecektir. İş güvencesi başta olmak üzere sahip olduğumuz hakları geriye götüren, mesleğimizi değersizleştiren bu uygulamayı durdurmak, mesleki ilke ve değerlerimize sahip çıkmak için topladığımız imzaları Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderiyor, eğitimde performans ve sınav dayatmasından derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.”

Basın açıklaması sırasında zaman zaman sloganlar da atan katılımcılar, düzenlemeden vazgeçilmesi amacıyla topladıkları imzaların yer aldığı dilekçeleri Bakanlığa iletilmek üzere Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teslim ettiler.

Editör: Haber Merkezi