''Bir şey her şey için, her şey bir şey için vardır.'' 
Vaktiyle koskoca bir gemide küçücük bir cıvata vardı. Bu, iki büyük çelik levhayı birbirine bağlayan küçük cıvatalardan biriydi. Gemi Hint Okyanusu'nda yol alırken bu küçük cıvata,  koca gemide kendisinin önemsiz ve değersiz bir ayrıntı olduğunu düşünmeye başladı. Bu düşünce ile birden bire laçka olmaya başladı, düşme tehlikesiyle karşılaştı. Öteki cıvatalar, 'Sen düşersen biz de düşeriz!' diye seslendiler. Geminin teknesindeki perçinler de, 'Biz de çok sıkışığız, biz de laçka olalım' dediler. Bunu duyan demir kaburgalar ise 'Ne olur yapmayın' diye yalvardılar. 'Siz tutmazsanız biz mahvoluruz!'
Derken, küçük cıvatanın niyeti yıldırım hızıyla bütün gemiye yayıldı. Gemi titremeye başladı. Bunun üzerine bütün kaburgalar, levhalar, cıvatalar, en küçük perçinler el ele verip küçük cıvataya bir elçi gönderdiler. Küçük cıvata yerinde kalmalıydı. Aksi halde gemi parçalanacak, içlerinden hiçbiri vatana kavuşamayacaktı.
Küçük cıvata kendine bu kadar önem verilemesine çok sevindi ve olduğu yerde kalacağını bildirdi. Rudyard Kipling)
Her şeyin her şeyle bir alakası olduğunun farkına varırsa insan küçük saydığı ve önemsemediği şeylerin önemi daha iyi anlaşılır. ''Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir insan da bir toplumu kurtarır.'' Atasözünde olduğu gibi başarı hep ayrıntılarda gizlidir. İyi insan olmak da ayrıntılarda, önemsemediğimiz küçük yanlışlarda gizlidir. Küçümsendiği için bina inşa edilirken kumlar; ''biz yokuz''! Dese inşaat hemen durur, yarım kalır. Küçüklük değil görülen iş önemlidir. Büyük şeyler küçük şeylerden güç alır. Bazen bir dilim ekmeğe ihtiyaç duyar insan, bazen bir yudum suya. Karanlık ve ıssız bir yerde bir dost ister insan. Bazen öyle bir an gelir ki, şahı kurtarır piyon! Küçük şeylerin değeri, onun yokluğunda daha iyi anlaşılır. Avcının tuzağına düşmüş ve bir sicimle bağlanmış ormanların kralı aslanı, küçücük bir fare ipi kemirerek kurtarabilir. Ne kadar küçük ve güçsüz olsak da yine de yapabileceğimiz bir iyilik vardır. Her şeyin yeri ve değeri ayrıdır. Birinin yerini diğeri dolduramaz. Birimizin yaptığını başkası yapamayabilir. Herkesin iyi yaptığı bir şey vardır. İnsanları küçük görmek yerine, dışlamak yerine kuvvetli yanlarından yararlanmak gerekir. Birinin yerini başkası dolduramadığı durumlar vardır. Her şeyin yeri ve değeri ayrıdır. Esas doğru olan, küçük şeyin bütündeki değerini keşfedebilmektir.
Her kıştan sonra bir yaz, her karanlıktan sonra bir aydınlık gelir. Her günah için bir kurtuluş ve her arayan için bir buluş vardır. Çünkü bulanlar arayanlardır. Hiçbir şeyle karşılaşılmaz ki onda öğrenilecek bir şey olmasın.
Lokman Hekim'e, ''Hikmeti kimden öğrendin?'' demişler. O da '' körlerden öğrendim, çünkü bir yeri değnekleriyle yoklayıp iyice anlamayınca, adım atmazlar.'' Demiş.
Dağ tepesinde bir çam olmazsan 
Vadide bir çalı ol. 
Fakat oradaki en iyi çalı sen olmalısın. 
Çalı olamazsan bir ot parçası ol. 
Bir yola neşe ver. 
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol. 
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. 
Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz, 
Dünyada hepimiz için bir şey var, 
Yapacağımız iş bize en yakın olan iştir. 
Cadde olamazsan patika ol. 
Güneş olamazsan yıldız ol. 
Kazanmak yahut kaybetmek ölçü değildir, 
Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın… DOUGLAS MALLOCH.