Ebeveynlerin sohbetlerinde çocuklara bazı değerlerin aktarılamadığı, çocukların tüketim alışkanlarının kontrol edilemediği ve marka takıntılarının engellenemediği çokça konuşulur. Çocukların duyarsızlığı, dersler başta olmak üzere sorumluluklarının bilincinde olmadıkları, saygıya dair bir tutum geliştirmediklerini de aynı sohbetlerin ilave konuları olarak görürüz…
Çocuklarımız en çok sosyal medya, televizyon ve akranları tarafından şekillenirler. Bu şekillenme esnasında onlara sunulanlar, "değerleri" sağlıklı üretemeyeceği gibi en sağlıksız yeme/içme alışkanlıklarını tek seçenek gibi sunmakta, marka giymeden/kullanmadan hayatın anlamsız olduğuna dair düşünceler aşılamaktadır. Böylece çocuklarımız için hayatın tek gayesi "tüketici" olmak olarak formüle edilmektedir. Ürettiği şeylerle değil de tükettiği şeylerle kendini var eden çocuklar ne için/kim için duyarlı olacaklar, neden çalışacaklar/çaba sarf edecekler, saygıya dair bir tutumu "tüketimlerinin" neresinde anlamlandıracaklar?
Sosyal medya, televizyon ve akranların etkisi gerçekten ebeveynlerin etkisinden fazla mıdır? Bu sorunun cevabı kısaca ve çok genel hatlarıyla "evet" olarak verilebilir. Ancak ebeveynler "hangi sosyal medya, hangi televizyon ve hangi akran ile iletişime geçileceğine dair" bazı duyarlılıklar oluşturarak konuya müdahil olabilir. Bunun için insanın sadece "tüketici" kimliğinin olmadığı üzerinde durulması gerekir. İnsan olarak dünyadaki varlığımızın anlamı, bizim dışımızda yaşayan insanlarla irtibatımız, insanlığa ve çevreye karşı sorumluluklarımız, insanlığa/çevreye dair sorunlardaki rolümüz, sorunları çözmede üstlenmemiz gereken sorumluluklar üzerinde mutlaka düşünülmesi gereken noktalardır.
İşte tam da bu noktada Filistin; birçok alanda insanlığı ve insanlığa dair tehditleri bize gösteren bir turnusol kâğıdı olduğu gibi "sadece tüketici" olamayacağımıza dair göstergeler konusunda da yol gösterici olmaktadır. Gerçekten de iyileri-kötüleri, sömürüyü, insanlığa karşı işlenen suçları, ırkçılığı, zulmü, masumiyetti, onuru, direnişi ve insanın haysiyetli bir yaşam sürmesi için elemesi/benimsemesi gereken unsurları hiçbir mesele bu kadar net bir biçimde ortaya koyamaz. Hiçbir mesele bizim sadece "tüketici" olmadığımızı bu kadar çarpıcı bir şekilde anlatamaz.
Çocuklarımıza Filistin'i anlatalım, onlarla birlikte Filistin dayanışma gösterilerine katılalım, Filistin dayanışma platformlarında çalışalım, zulmü lanetleyelim, boykot çağrılarına kulak verelim, Filistin konulu sergilere gidelim; Filistin için yazılan şarkıları dinleyelim, romanları okuyalım, filmleri/belgeselleri izleyelim.
Göreceksiniz ki çocuklarınız tüketmeden düşünecekler, seçici davranacaklar, insanlık adına bir şeyler yapabildiklerinin farkına varacaklar. Tüketimleri üzerine düşündüklerinde öncelikle kola-hamburger-cips gibi zararlı yiyecekleri daha az tüketecekler, pahalı markalar yerine daha ucuz ve kaliteli ürünlere yönelecekler ve kendilerini tükettikleri ile değil ürettikleri ile anlatacaklar. Sosyal medyalarını, televizyon programlarını ve hepsinden de önemlisi akranlarını daha iyi seçebileceklerdir.
Bu sonuca hem kendi çocuklarımla yaşadığım deneyimlerimden hem de son olaylar sonucunda bazı arkadaşların çocukları ile yaşadıkları deneyimlerden ulaştım.
Filistin'e selam olsun….