Şaka; güldürmek, eğlendirmek maksadıyla karşısındakini kırmadan şaşırtmak ve aldatmak için söylenen söz ve yapılan hareketlerdir. Toplumumuzda şaka yapmak, çok yaygındır. Latife de şakanın bir türüdür. İnsanları güldüren, neşelendiren hoş ve güzel sözlerdir.
Terim olarak latife; sözle ifade edilmesi güç ince mana, kalbe doğan duygu, güldürecek tuhaf söz ve hikayelerdir.
Alay etmek manasına gelen istihza ise başkalarının söz ve davranışlarını kusurlu görmek ve göstermek amacıyla onu alaya alıp küçük düşürmektir. Gazali, bunun haram olduğunu beyan eder.
Sözlü istihzanın yanında kaş göz işaretiyle veya yazı, resim, şiir, karikatür, taklit yoluyla yapılanların dışında inanç, düşünce, yaşama tarzı gibi konularda yapılanları da vardır. Kur'an-ı Kerim, buna işaret etmektedir:
"Şüphesiz ki günahkarlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi. Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketleriyle alay ederlerdi. Ailelerine döndüklerinde (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi. Müminleri gördüklerinde "Şüphesiz bunlar sapıtmış" derlerdi. Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler. İşte o gün (ahirette)de iman edenler, kafirlere gülerler" (Mudaffifin-29-34)
İmam Gazali ve diğer İslam alimleri, bu tür istihzayı büyük günah saymışlardır. Kur'an-ı Kerim'de "Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı (el, kaş ve göz işaretiyle) eğlenmeyi ve ayıplamayı adet edinen herkesin vay haline!" (Hümeze-1) buyrulmaktadır. Ayrıca bu tür davranışların münafıkların halleri olduğu beyan edilmektedir: "İman edenlerle karşılaştıkları zaman "inandık" derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, "Şüphesiz biz sizinle beraberiz. Onlarla sadece alay ediyoruz" derler. Gerçekte Allah, onlarla alay eder. (Alaylarından dolayı onları cezalandırır.) Onlar, azgınlıkları içinde bocalayıp dururken onlara mühlet verir." (Bakara-14-15) "Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar. Belki onlar, kendilerinden daha iyidir. Kendi kendinizi ayıplamayın, kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra yoldan çıkmış olmak, ne kötü bir addır. Tevbe etmeyenler, zalimlerin ta kendileridir" (Hucurat-11) (Ayrıca bak Nisa 140, En'am 68)
Hz. Peygamber (sav) de şaka yapardı. Ama kimseyi incitmez, kimseyle alay etmezdi. Şakalarında bile hep doğru söz söylerdi. Onun tavsiyelerine kulak verelim:
"Şakadan sakının. Çünkü o, mümin değerini, şanını giderir." (Deylemi)
Enes demiştir ki: Hz. Peygamber bana latife ederek "Ey iki kulaklı" dedi. (Ebu Davud Tirmizi)
Bir gün Efendimize: "Ya Resulallah, görüyoruz ki sen bizimle şakalaşıyorsun" diye sorduklarında Efendimiz (sav), "Ben şaka yapıyorum ancak gerçeği söylüyorum" buyurdu. (Tirmizi)
İslam alimleri de şakanın incitici olmayanına cevaz vermişlerdir. Bunun için hazır cevaplı olmak gerekir. İçinde yalan olmamalı ve karşısındaki insanla dalga geçmeyi, alay etmeyi hedeflememelidir. Onun içindir ki İmami Şafi, "Usandığınız zaman birbirinize şaka yapın. Ama bu, hiçbir zaman yemekteki tuzdan fazla olmasın" der.
Bazı alimlere göre ideal Müslüman tipi; fazla gülmeyen, daima ölümü hatırlayarak hüzünlü duran kimsedir. Bu sebeple şakaları ve mizahçı karakterleriyle tanınan Müslümanların şahitliği, güvenirliliği ve hadis raviliği sorgulanmıştır.
İmam Gazali diyor ki:
"Arkadaşının insaniyetine güvenip fenalık ve latifeye kalkışma. İster akıllı olsun, ister ahmak; insanlarla çok şakalaşma. Çünkü akıllılar sana kızar, ahmaklar da şaka esnasında lüzumsuz ve çirkin sözler söyleyip izzet-i nefsini rencide ederler.
"İstihza ise insanın vakarını kaybettirir, yüzünden hayayı kaldırır, kin ve nefreti uyandırır, dostluğun tadını kaçırır, fakihin fıkhını lekeler, adi kimselere söz söyleme fırsatı verir, büyükler nazarında değerini kaybettirir, kalbi köreltir, insanı Allah'tan uzaklaştırır, gafleti doğurur, zillet ve meskeneti getirir, hatıraları öldürür, kusurları çoğaltır ve günahları açığa çıkartır."