Ey oğul;
Önemli bir göreve başlarken cennetlik isen bırakırken de cennetlik olarak bırakabilmek için çaba göster ki, makam mevki uğruna cennet gibi bir nimet elinden uçup gitmesin oğul.
*
Ey oğul;
Eskiden bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardık. Şimdi fincandaki kahve içtikçe azaldığı gibi hatırda gün geçtikçe azalıyor. Önce yıllara sonra günlere düşüyor. Belki yarın belki saatlere, dakikalara düşer. Sen düşürmemeye özen göster oğul.
*
Ey oğul;
Her yeni gün bir tecrübe ile başlar. Tabi alabilirsen ve ihtiyaç halinde kullanabilirsen. Sen almaya ve ihtiyaç halinde kullanmaya çalış ki, zarar görmeyesin oğul.
*
Ey oğul;
Yaş kemale erip musalla taşı daha yakından görünmeye başlayınca insanoğlu; ''Ben nasıl bu kadar günah işledim diye?'' nedamet duyarmış. Sen daha musalla taşına uzakken günahlarını azaltmaya çalış ki, sonra pişmanlığın az olsun oğul.
*
Ey oğul;
Emekliye emek ver.  Hele senden önce aynı koltuklara oturmuşsa daha çok emek ver ki, yarın sana da emek verenler olsun oğul.
*
Ey oğul;
En kötü insanın bile iyi bir yönü vardır. Maharet o iyiliği görebilmek ve topluma yayabilmektir. Sen daima o iyiliği görmeye ve topluma yaymaya çalış oğul.
*
Ey oğul;
İş yerinde, apartmanda yukarı çıkarken asansörü kullan ama inerken merdivenleri kullanmaya çalış ki,  resen komşuları görebilesin, selam verip hal hatır sorabilesin oğul.
*
Ey oğul;
Dün görmeye çalışan ve koşup sarılan bugün görmezden gelip bırak sarılmayı selamsız geçiyorsa demek ki samimi değilmiş diye yorumlar insanlar. Sen bir yola girdiğinde kazansan da kaybetsen de samimiyetini muhafaza etmeye çalış ki, zamanı gelince mutlaka kazananlardan olursun oğul.
*
Ey oğul;
Yarın etkili yetkili olduğunda bitti de / gitti de kurtulduk diyeceklerin yerine keşke biraz daha kalsaydı diyecekleri çoğalta bilmek için emek vermeye çalış oğul.