İskilip'li Atıf hocanın diyarı İskilip'in sevilen siması, Milli Görüş hareketinin yılmaz savunucularından Ahmet Bağdat Hoca, vefat etti.
İskilip Merkez Cami İmam Hatipliği ve yine İskilip İlçe Vaizliği yaptığı dönemlerde halkın teveccünü kazanan Ahmet Bağdat, geçtiğimiz pazar günü İskilip Merkez Camii’nde kılınan cenaze namazına mütaakip yoğun bir kalabalığın katılımı ile Kuzköyü’nde toprağa verildi.


Saadet Partisi İskilip İlçe Başkanı Yavuz Katırcı, ebedi hayata uğurlanan Ahmet Bağdat Hoca olan anılarından şöyle bahsetti:
“Merhum, mücahid Ahmet Bağdat hocamız, şahsımda ailemde ve teşkilatımızda iz bırakan bir isimdir. Babamın, Ahmet hocamız ile ilgili gençlik dönemlerdeki hatıralarını dinleyerek büyüdük. Babam, “Ne zaman bir sıkıntı yaşasam Ahmet ağabey yetişir, en büyük destekçim olurdu. Okulda talebe iken bizimle ilgilenirdi, hastalandığımda en çok yanımda olan insandı, vefatına kadar da öyle oldu.” derdi. Büyüklerimiz bizleri, ‘baba dostları baba gibidir’ anlayışı ile büyüttü. Babamız neyse Ahmet hocamız da öyleydi. Askerden önce ve sonra 15 yılım Ahmet hocamız ile iç içe geçti. Milli Gençlik Vakfı’nda bizi yetiştirdi. Rabbim vesile kıldı. Biz gençtik ama O’ndaki heyacanı yakalayamazdık.


Yalan konuştuğuna, dedikodu yaptığına, birilerinin hakkında karalama yaptığını duymazdık. Erbakan Hocamıza yapılan iftiralar gibi Ahmet Hocamıza belediye başkan adaylığında da yaptılar. Ben sinirlenirdim, “Yavuz bunlar bizim cennetimiz olacak, sabır” derdi. Teşkilatımızda ise ilçe başkanlığı vazifesini bana verdiklerinde 25 yaşındaydım. Yönetimdeki arkadaşların hepsi benden büyüktü. “Ben size nasıl başkanlık ederim, vazife verebilirim, siz büyüksünüz” dediğimde, “Yavuz Başkanım, teşkilatta başkan büyüktür, artık emrindeyiz” demiş ve bunu bana hissettirmiştir. Her zaman “Başkanım bir emrin var mı” derdi. 


Ahmet Hocamız 6 çocuk büyütmüş, hepsini okutmuştur. Uzun yıllar gözleri görmeyen yenge hanımın, çocuklarının, hem de İskilip’te yüzlerce gencin yetişmesinde emeği vardır. Tüm hayatı mücadele  içinde geçmiştir. Teşkilatta mazereti hiç olmamıştır. Ömrünün son 6 yılı felçli olmasına rağmen sanki bir genç gibi aktif faaliyet göstermiştir. Evi uzak olmasına rağmen ağır ağır yürür toplantıya gelirdi. Rahatsız diye haber etmezdik, yine de gelirdi, çünkü bilirdi ve bize anlatırdı, “Bu davadan geri duramayız” derdi ve hasta haliyle eşinin görmemesine rağmen son nefesine kadar cihat etti. Biz cihadına şahitlik ettik, Allah makamını cennet eylesin.” (Haber Merkezi)