M. BURAK YALÇIN

Ziyarette açıklama yapan İDP Sözcüsü Dr. Öğretim Üyesi Zekeriya Işık, geçtiğimiz hafta toplum olarak iki ahlaksızca ve vicdansızca hadiseye şahit olduklarını belirterek, “Önce Bafra’da yaşlı bir amcamızın üzerine araçla su sıçratanların bu yetmezmiş gibi geri dönerek büyük bir kin ve öfke ile onu darp ettiklerini üzülerek gördük. Bu olaydan iki gün sonra da ilimizde engelli bir kardeşimizin dövüldüğüne dair haber sitelerine düşen bir hadise ile sarsıldık. Çorum İnsani Değerler Platformu olarak bu menfur hadiseleri şiddetle kınıyoruz” dedi.

Zekeriya Işık, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bizim örfümüzde, inancımızda dedelerimiz, ninelerimiz, büyüklerimiz, otağın ve odanın başköşesinde oturan toplumun bütün bir sosyal ve içtimai yaşama dair tecrübesini hafızalarında taşıyan dolayısıyla geçmişi geleceğe rabıta eden ulu çınarlar olarak saygın bir yere sahiptirler. Büyüklerimiz evlat için Allah rızasını kazanma, cennete ulaşma, toplum için ise onların sağduyusu ve irfanıyla birlik, beraberlik, kardeşlik duygularını yaşatma vesilesidir. Bizim örf ve inancımızda bir dede, nine bütün köyün, mahallenin büyüğü milli, manevi ve ahlaki değerler öğretmenidir. Onların yanında yüksek sesle konuşmaktan, sözlerini kesmekten, saygısızlık ederek gönüllerini kırmaktan çekinen bir toplumdan onlara hakaret ve küfürler savuran hatta fiili olarak şiddette bulunan bir topluluğa nasıl dönüştük bunun üzerinde durmamız ve bir çözüm aramamız gerekmektedir.

Ortaçağda Avrupa’da engelli insanlar Tanrı’nın bir cezası, azap ve gazabı olarak nitelenmiş, şeytanla ilişkilendirilmiş hapsedilerek, zincirlere vurularak, işkencelere maruz bırakılmıştır. Oysaki tevhit sancağı altında ilim, irfan, merhamet ve mağfiretten, hak ve hakikatten beslenen bizim atalarımız engelli insanlar için şifahaneler inşa etmiş, müzikal aletlerle ve su sesiyle onlara huzur, dinginlik ve şifa kazandırmak için hastaneler kurmuş, evlerin, tekke ve zaviyelerin en hatırlı sakinleri ve misafirleri olarak onları baş köşelerde ağırlamıştır. Onlar diğer bütün insanlar için dünya imtihanını kazanmak ve Rızayı bariye kavuşmak için bir fırsat olarak görülmüştür.

Bugün ise maalesef bunların tam tersi bir durumla karşı karşıyayız. Modern insanın temel sorunu materyalist bir anlayışla nefsinin hormonlanması böylece kendisini olduğundan on kat daha güçlü ve yüksekte görmesi sonucu egoizim ve pragmatizim hastalıklarına gark olmasıdır. Bu hastalık hızla toplumumuzda da yayılmış ve yayılmaya da devam etmektedir. Söz konusu hastalıkların tedavi edilmesi için bu toplumun kadim dini, milli, manevi, ahlaki ve vicdani değerlerinin yeniden hatırlatılması, yetmez kanıksatılması ve pratiğe sürülmesinin elzem olduğu yaşanan bu tür hadiselerden de açıkça görülmektedir. Biz Çorum İnsani Değerler Platformu olarak bu konuda bir eğitim seferberliğine ihtiyaç olduğunu görüyor ve talep ediyoruz.

Bu bağlamda Hitit Üniversitesi Rektörlüğümüzü bir “Değerler Eğitimi Merkezi” kurmaya davet ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımızın “Değerler Eğitimi”ne eğitim-öğretim faaliyetleri içerisinde etkin olarak yer vermelerini özelde ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü’müzün bu konuda aktif rol almalarını talep ediyoruz. Diyanet Teşkilatımızın yine özelde Müftülüğümüzün Cami ve Kur’an Kurslarında bu tür faaliyetleri artırmalarının yerinde ve faydalı olacağını düşünüyoruz. Gençlere ve çocuklara ulaşılmasında daha aktif bir yöntem olarak sinema, tiyatro, çizgi film ve sosyal medya gibi enstrümanların ilgili kurum ve kurullarca işe koşulmasının ivedi bir durum olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Üniversite, Milli Eğitim Müdürlüğü, Müftülük, Belediye ve STK’larımızın dayanışma ve işbirliği içerisinde bir değerler eğitimi seferberliği başlatmalarının şehrimiz ve ülkemiz için bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.

Ziyaretlerinde bulunduğumuz Alperen Kayacı kardeşimize, Güler Kayacı annemize bir kez daha geçmiş oldun diyor böylesi menfur bir hadisenin bir daha yaşanmamasını diliyoruz.”

Editör: Haber Merkezi