Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşma ve uluslararasılaşmaya yönelik önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini belirterek, “Savunma sanayi, sağlık ve gıda teknolojileri başta olmak üzere birçok alanda hocalarımız ve öğrencilerimizle daha hızlı adımlarla yola devam edeceğiz” dedi.

Rektör Prof. Dr. Öztürk, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı ile TÜBİTAK 2209-B Sanayiye Yönelik Lisans Öğrencileri Araştırma Projeleri Destek Programı kapsamında desteklenmeye değer bulunan proje yürütücüsü öğrenciler ve akademik danışmanlarıyla, çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantıda bir araya geldi.

Toplantıda, projede görev alan öğrencileri tebrik ederek sözlerine başlayan Rektör Prof. Dr. Öztürk, TÜBİTAK’ın ilgili programı kapsamında Hitit Üniversitesi’nden sunulan 25 projenin desteklenmeye değer bulunduğunu söyledi.
Sağlık, gıda, makine ve imalat teknolojileri alanında hazırlanan söz konusu projelerin TÜBİTAK desteğiyle yürütülmesinin hem Hitit Üniversitesi hem de öğrenciler açısından önemli kazanım olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Bu kıymetli projeleri hazırlayan siz değerli öğrencilerimizle tanışmak ve sizler için neler yapabiliriz konusunu görüşmek için böyle bir çevrimiçi toplantı yapalım istedik. TÜBİTAK gibi önemli bir kurumun desteğini alacak projeler hazırladığınız için sizleri tebrik ediyorum” diye konuştu.

Hitit Üniversitesi’nin, 2020 yılı Ocak ayı itibarıyla makine ve imalat teknolojileri bağlamında bir ihtisas üniversitesi olduğunu anımsatan Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“İhtisaslaşmayla beraber doğrudan Çorum’a, bölgemize ve ülkemize değer katacak alan açılmış oldu. İhtisaslaşan üniversite sayısı, Türkiye’de, şu anda toplam 15. Yani şu yaptığınız projelerle, sizler için üniversitenin açtığı büyük alanın geri dönüşünü alıyorsunuz. Bundan sonra, Hitit Üniversitesi mezunları, makine ve imalat teknolojilerinde ihtisaslaşmış bir üniversite mezunu olacak. İstanbul Teknik Üniversitesi neyse,  ODTÜ neyse, Hacettepe neyse, bu alanda bizim de bir markamız oluşacak. Siz bu markayla birlikte öğrencilik hayatınızda bu konulara ne kadar yatkın olduğunuzu, TÜBİTAK tarafından kabul edilmiş projenizle de CV’nize koymuş oldunuz. Göreceksiniz, bu durum sizi, mezun olan diğer arkadaşlarınızdan çok çok adım öne çıkarmış olacak.”

‘ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERİMİZ, PROJE ÜRETEREK ÜNİVERSİTEMİZE DEĞER KATIYOR’
Hitit Üniversitesi’nde proje çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla yeniden yapılanma kapsamında Teknoloji Transfer Ofisini kurduklarını anımsatan Prof. Dr. Öztürk, bu ofis sayesinde TÜBİTAK tarafından desteklenen proje sayısında önemli artış olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Daha önceki yıllarda az sayıda yapılan projelerin sayısını artırmak istiyoruz. Bu yıl şu ana kadar desteklenmeye değer bulunan lisans öğrenci proje sayısı 25’e ulaştı.  Projelerin sayısını daha da artırmak istiyoruz. İhtisaslaşma bağlamında bu tür çalışmaların arkası gelecek. Farklı proje ortamları da oluşturulacak.”

İhtisaslaşmanın yanı sıra uluslararasılaşmayı da öncelikli bir konu olarak ele alıp, Hitit Üniversitesi’ne dışarıdan araştırmacı çekmek istediklerini vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İhtisaslaşmadan sonra uluslarasılaşarak bizlere katkı sunacak, beraber çalıştığımızda hem kendilerine hem bize çok şey katacak arkadaşlarla bir araya gelmemiz gerekiyor. Biz hep dışarıya araştırmacı göndermişiz. Biz de dışarıdan araştırmacıları buraya getirmek için çalışacağız. TÜBİTAK’ın desteklemeye değer gördüğü projelerde, farklı ülkelerden gelip Hitit Üniversitesi’nde eğitimlerini alan öğrencilerimiz de bulunuyor. Uluslararası öğrencilerimiz proje üreterek üniversitemize değer katıyorlar.”

‘SAVUNMA SANAYİ, SAĞLIK VE GIDA TEKNOLOJİLERİNDE HIZLI ADIMLARLA YOLA DEVAM EDECEĞİZ’
“İhtisaslaşma ve uluslararasılaşmadan sonra esas amaçlarının, Hitit Üniversitesi’ni üçüncü nesil girişimci üniversiteye dönüştürmüş olmak” diyen Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti:

“Savunma sanayi, sağlık ve gıda teknolojileri başta olmak üzere birçok alanda hocalarımız ve öğrencilerimiz ile daha hızlı adımlarla yola devam edeceğiz.  Biz 2000 yılı sonrası kurulan devlet üniversiteleri arasında araştırma geliştirme ve diğer hususlarda 8. sıradayız. 3. nesil üniversiteye dönüştüğümüzde inşallah bizden daha köklü üniversitelerin karşısına rakip olarak gelmiş oluruz.”

Teknoloji Transfer Ofisi Koordinatörü Doç. Dr. Seyfi Polat da daha önceki yıllarda TÜBİTAK gibi kurumların desteğiyle yürütülen araştırma ve geliştirme projelerinin sayısının, üniversitenin yeterli altyapı ve insan kaynağına sahip olmasına rağmen çok düşük olduğunu belirterek, bunun en önemli nedeninin proje çağrılarının öğrenci ve akademik personele ulaştırılamamış olması olarak tespit ettiklerini söyledi. Bunun üzerine, Teknoloji Transfer Ofisinin web sayfasını güncel çağrılar bölümü oluşturduklarını anlatan Doç. Dr. Polat, şunları kaydetti:

“Öğrencilerimizi  ve hocalarımızı burayı takip etmesi için teşvik ettik. Bunun dışında çağrı bültenlerini hazırladık. Resmi yazı ve e-mail ile bu çağrıları duyurmaya çalışıyoruz. Çağrı metinlerini detaylandırarak oluşturduk. Proje tercih sistemi organizasyonu gerçekleştirdik ve bu sistemle hoca ve öğrenci eşleşmelerinin organizasyonlarını gerçekleştirdik. Bunun meyvelerini almaya başladık. Farklı bölümlerden farklı hocalarla ve öğrencileri aynı projelerde buluşturduk. Şu an elimizde kabul edilmiş 25 projemiz var. Önceki yıllarda 2-3 olan proje sayısını 25’e çıkarmış durumdayız. Bu sayıyı yılsonunda 50’nin üzerinde çıkarmayı hedefliyoruz.”

Toplantıda, ayrıca TÜBİTAK desteğiyle yürütülecek projelerde görev alan öğrenciler ve akademik danışmanlar da görüş ve önerilerini paylaştı. 

Editör: Haber Merkezi