Hocamız Halis Ayhan, 1966 yılında Çorum İmam Hatip Okulu’na meslek dersleri, öğretmeni olarak atandığında Çorum Atatürk Lisesi’nde felsefe grubu derslerine de girdi. O dönemdeki öğrenciler, hocamızı çok sevmişlerdi. Onu hep saygıyla yâd ediyorlardı.
Bizim Sanat Tarihi ve Felsefe gurubu derslerimize geldi. Bize sadece kitapta geçenleri anlatmaz, onların kaynağı olan kitapları da getirip tanıtırdı. O dönemde biz, kaynaklara inerek okumayı, araştırmayı ondan öğrendik. Felsefe, sosoyoloji, mantık, din sosyolojisi ve islam felsefesi derslerini daha farklı okumayı ondan öğrendik.
Aristo, Sokrat, Eflatun, Descartes’i ve Kant’ı ondan dinledik. Descartes’in ‘Metod Üzerine Düşünceler’ adlı kitabını ve ‘Sokrat’ın Müdafaası’ adlı eseri ilk defa onun elinde gördük. İslam felsefecisi olara İbni Sina’yı, İbni Rüştü ve Farabi’yi, bir sosyolog olarak İbni Haldun’u ve Mukaddime’sini o anlattı bize. Sosyoloji dersinde ekonomik doktrinleri, sosyalizm ve kapitalizmi o anlattı bize. Demokrasi ve laikliği ondan öğrendik. Descart’ın septisizmine karşı Gazali’nin metodik septisizmini sadece ondan duyduk. Hilmi Ziya Ülken’i, İsmail Fenni Ertuğrul’u ondan işittik.
Misyonerlerin çetin sorularına sevap olarak Abdülaziz Çavış’ın yazdığı Mehmet Akif Ersoy’un tercüme ettiği ‘Anglikan Kilisesi’ne cevap’ adlı eserlerden bölümler okuyordu. Muhammed İkbal’in ‘Dini Tefekkür’ün Yeniden Teşekkülü’ adlı eserini tanıtıyordu.
Her dersimiz dolu dolu geçiyordu. Batılı araştırmacıları ve bizim aydın ve düşünürlerimizi tanıyordu. O yaşlarda ufkumuzu açıyordu.
Hocamız. memleket sevdalısıydı, Başka yerde model aramayın diyordu. Bizde her imkanın olduğuna işaret ediyor ve ihtiyaçlarımızın olduğunu söylüyordu. Bize hedef gösteriyordu.
Şimdilerde yerinde yeller esen o büyük tedrisat binası, onun zamanında tamamlanmıştı. Üst katına konferans salonu yaptırmıştı. Orada hemen her hafta bir sınıf gecesi yapılıyordu. Şehrin her tarafından yüzlerce seyirci geliyordu. Sınıflararası bilgi yarışmaları ve münazaralar orada yapılırdı. Dışarıdan önemli kişiler davet edilip konferans verdirilirdi. Hatta öğrencilerin bile konferans vermeleri teşvik edilirdi. Şahsen ben de ‘Hz. İsa ve Misyoner Faaliyetleri’ konulu bir konferans vermiştim.
Cuma hutbeleri, Ulu Cami vaazları ve Mevlit programlarıyla halka hitapdan da geri kalmıyordu.
Hocamızın öğretmenlik ve idarecilikteki temel ilkesi şu idi. Öğrencilere karşı maddi ceza yolunu seçmeksizin, kötü söz kullanmaksızın yol gösterici olmak lazımdır. Baskıcı olmayan bir uslupla iyi, doğru ve güzel olan tutum ve davranışları çocuklara kazandırmak gerekir..’ Dayakçı öğretmen ve idarecilerle sürekli tartışırdı.
1970 yılında okulumuzdaki kız öğrencilerin 19 Mayıs kutlamalarında yer alması ısrarı karşısında Halis Ayhan’dan olumlu cevap alamayınca onu görevden uzaklaştıracakları sıra da o, Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü öğretim görevlisi sınavını kazanarak Çorum’dan ayrıldı.
Bundan sonraki hayatında Bura Yüksek İslâm Enstitüsü öğretim üyeliği ve müdürlüğü önemli yer tutmuştur.
Ama en önemli hizmeti 12.1980 darbesi döneminde askeri yönetime sundukları ‘Din Eğitimi Raporu’ ile din derslerinin mecburi ders haline getirilmesi, İmam Hatip Liseleri’nin bünyesinde ortaokul kısımlarının açılmasının sağlanması, bu okulların önündeki engellerin kaldırılması, Yüksek İslâm Enstitülerinin İlahiyat Fakültelerine dönüştürülmesi gibi konular karara bağlanmıştı.
Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden sonra Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi Genel Müdürlüğü, YÖK üyeliği görevlerinde bulundu. 2009 yılından sonra Aydın Üniversitesi’nde çalışmaya başladı.
Hocamızla sık sık görüşürdüm. İstanbul’da özel olarak ziyaretine giderdim. Hocamın kadir-kıymetini bilmek gerekir derdim.
Son günlerde rahatsızlandığını ve köyünde dinlendiğini duymuştum. Ancak ziyaretine gidip helallik almak nasip olmadı.
Geçen Cumartesi günü 24 Mayıs 2025 tarihli gazetede İstanbul’da vefat ettiği haberini okuduğumda derinden sarsıldım. Onun bize ölümsüz öğütlerini ve yol göstericiliğini hatırladım.
Çorum İmam Hatip Okulun’da ilk göreve başlamış ve okulumuzda pek çok ilke öncülük etmiş, sonra Yüksek İslam Enstitüsü döneminde din eğitimine bunca hizmetleri olan, Çorum’u ve okulumuzu hep ön safta tutan değerli müdürümüze karşı Çorum İmam Hatip Lisesi (Erol Olçok İHL) yöneticileri ve öğretmenleri de herhalde görkemli bir anma töreni yaparlar. Onlardan beklenen de budur.
Hocama tekrar Allah’tan rahmet diliyorum, emeklerinin boşa gitmediği için onu din eğitimi camiasının minnetle anacağından emin olduğumu ifade etmek istiyorum.