Ateş kes ilan edilerek, esir takası başlayınca katliamın da duracağı konusunda ümitlenmiştik ama nafile. Peygamberimiz nifak alameti dörttür; "1. Söz verir sözünde durmaz. 2. Konuştuğu zaman yalan söyler. 3. Bir şey emanet edildiği zaman emanete hıyanetlik eder. 4. Her hangi bir konuda hakem tayin edildiği zaman haktan ve adaletten ayrılarak yanlı ve taraflı davranır" buyurmuştur.

Şu anda Filistin topraklarında işgal ve katliam yapan İsrail ile her türlü gücü elinde bulundurarak onun arkasında duranlar bu hadisi şerifin muhataplarıdırlar. Nükleer bomba kullanılıyor, işgal devam ediyor, topraklar genişletilmeye çalışılıyor, çocuk, kadın, ihtiyar demeden katliam yapılıyor. Sözünde durmamak var, yalan var, hıyanetlik var, haktan ve adaletten ayrılarak yanlı ve taraflı davranma var. Eli kanlı katil İsrail ve destekçilerine hiçbir zaman güven olmayacağını, hakkın, adaletin, özgürlüklerin ve insan haklarının sadece onların kendileri için geçerli kavramlar olduklarını devamlı söylüyorduk da dünya kamuoyu önünde bir daha bunu tescillemiş oldular. Zira Cenabı Hak asırlar önce "Ey iman edenler Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin zira onlar birbirlerinin dostudurlar. Bizde sizdeniz diyerek onların dinine girmedikçe onlar asla sizden razı olmazlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez" buyurmuştur. Yahudi lobileri ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin yöneticilerini öyle bir kontrolü altına almış olmalı ki halklarına rağmen bütün imkânları ile eli kanlı katil İsrail'in arkasındalar. Hiçbir kutsalları olmayan gözleri dönmüş İsrail devlet başkanı ve avanesi bir taraftan esirlerini kurtarmak için yıllardır İsrail hapishanelerinde suçsuz bir şekilde yatan çocukları bırakırken diğer taraftan da bırakılanların yerlerini doldurabilmek için sokakta oynayan çocukları yakalayarak hapse attığına dünya âlem tanık olmuştur. Tüm dünyanın gözleri önünde bu nasıl bir zulümdür, gerçekten akıllara durgunluk veriyor.

Bütün bunlarda gösteriyor ki İsrail oğullarının lanetlenmiş bir kavim oldukları gerçeğini hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Yine yaşananlar gösteriyor ki Siyonistlerin Arzı Mev'ud hayalleri devam ediyor. Görünen o ki, Filistin için diplomatik mücadeleler de sonuç vermedi. Şu da bir gerçek ki Filistin meselesi çözülmeden gerçek bir bölgesel barışın sağlanması?mümkün değildir. Bizde bütün iyi niyetlere rağmen nasıl ki "çözüm süreci" baltalandıysa, İsrail-Filistin sorunu için aranan çözüm yolları da sonuç vermedi. Filistin kaynaklı bir şiddet olmadı ama İsrail menşeli Siyonist işgal, zulüm ve katliam yeniden başladı. Bölgeye elini uzatan, katliam ve işgali durdurmak için gayret gösteren tek ülke ise Türkiye oldu.?İşin gerçeğine bakılırsa Arap ülkelerinin ve Türkiye'nin İsrail ile diplomatik ilişkiler kurması ve aralarındaki ekonomik işbirliği İsrail'e cesaret vermektedir. Şu anda ise yaşananlar İsrail'in adım adım Arzı Mev'ud projesini hayata hâkim kılmaya çalıştığını göstermektedir. Bu katliamlara da şu anda Allah (cc) dan gayrı dur diyecek kimsede görünmüyor. Nil'den Fırat'a kadar uzanan bölgede Büyük İsrail devletini kurmayı planlayan İsrail'e, ABD ve Batı ülkeleri de destek veriyor.?

Siyonist İsrail devletinin işgal ettiği topraklar Filistin'e aittir. Yahudi'nin zulmü şu anda sadece işgal ve abluka ile de sınırlı değildir. Ne zaman nerede duracağı da belli değildir. Çoluk, çocuk, kadın, ihtiyar demeden katliam yapması, büyük bir zulüm ve insan hakları ihlalidir. İsrail resmen savaş suçlusudur. Bu yaşananlar ortada iken Hamas'ı suçlamak ve İsrail'i masum göstermek, hiçbir zaman çözüme de katkı sağlamayacaktır. İşgalci Siyonist zalimler her gün Filistinlileri katlediyorlar. Siyonist Yahudilerin tek bir amaçları var o da: Arzı Mev'ud (vaad edilen topraklar üzerinde büyük İsrail devletini kurmak) ve Süleyman Mâbedi'ni yeniden inşa edebilmek için Kubbe-tüs Sahra'yı ve Mescid-i Aksa'yı yıkmaktır.?Anlaşılan o ki Eli kanlı Netanyahu'nun "Savaştayız ve biz kazanacağız" söylemi, iki devletli çözümün gerçekleşmeyeceğinin işaretidir. Özü, sözü, fikri ve fiili bir olmayan, hiçbir zamanda güven vermeyen eli kanlı bir katil ile geleceğe yönelik nasıl bir çözüm yolu düşünebiliriz? 

İsrail, gözlerimizin önünde bir katliam yapıyor ve müslümanlar olarak bizlerde maalesef hiçbir şey yapamıyoruz. Sözde müslüman ülkelerde bir şey yapmıyor veya yapamıyor. Zulmü onaylayan hiçbir müslüman ülke yok ama hiçbirinin de bu katliamı durduracak gücü de yok. Maalesef müslüman ülkelerin birçoklarının bırakın Gazze'deki katliama dur demelerini kendilerini bile savunabilecek kadar güçleri de yok. Birçoklarının öyle bir dertleri de yok. Yaşananlar gösteriyor ki İsrail Filistin topraklarını işgalle de durmayacaktır. 

Peygamberimiz; "Öyle bir zaman gelecek ki, aç insanların yemek kabına üşüştüğü gibi, kâfirler sizin üzerinize üşüşecekler" Sahabeler, "Ey Allah'ın Resulü o zaman geldiğinde müslümanların sayıları az mı olacak?" Peygamberimiz; "Hayır, çok olacaksınız ama sizin çokluğunuz su üzerindeki saman çöpünün çokluğu gibi olacak, ağırlığınız olmayacak. Bir de vehn hastalığına yakalanacaksınız" buyurur. Sahabeler, "Vehn hastalığı nedir?" diye sorarlar. Peygamberimiz; "Dünyayı çok seveceksiniz, ahireti unutacaksınız" buyurmuştur. Allah (cc) Ümmeti Muhammed'e yaşananlardan dersler çıkararak yeniden ümmet olma bilincini lütfeylesin inşallah.

Ey Yüce Rabbimiz 57 tane islam ülkesi var ama güç birliği yaparak katliam ve işgalciler karşısında bir tavır koyamıyorlar. İnanıyoruz ki senin yardımınla nice azlar, nice çoklara galip gelmişlerdir. Senin yolunda, senin rızan için mücadele eden bir avuç mücahid de helak olurlarsa eli kanlı katillere karşı mücadele edecek kimse kalmayacak. Ey Yüce Rabbimiz görünmeyen ordularınla onlara yardım ederek zaferler nasip eyle.