EROL TAŞKAN

Dere yatağında ölü bulunan genç son yolculuğuna uğurlandı Dere yatağında ölü bulunan genç son yolculuğuna uğurlandı

Kırkdilim Köyü sakinleri, tünel inşaatlarının başlamasıyla birlikte taş ocağı çilesi yaşadıklarını, yeni açılması planlanan taş ocağı ile köylerinin tamamen yaşanmaz hale geleceğini ifade ediyor.

Köy sakinlerinden Muzaffer Solak, köye 800 metre mesafedeki taş ocağı ile ata toprakları olan Kırkdilim Köyü’nün yaşanmaz hale geleceğin belirterek, “Köyümüze kıymayın, canlarımızı yakmayın.” dedi.

Devletin yanında olduklarını, yol çalışmalarına karşı olmadıklarının altını çizen Muzaffer Solak ve köy halkı, yolun önemi kadar insanların yaşam haklarının da önemli olduğuna işaret etti. 

Taş ocağında gerçekleştirilen patlatmalar nedeniyle tüm evlerin duvarlarında ve temellerinde derin çatlaklar olduğunu aktaran köy sakinleri, ikinci taş ocağının yapılmasına rizaları olmadığını, bölgede doğal hayatın yanısıra yine bölgeye has tarihi ve kültürel dokunun da yok olma tehlikesi altında olduğunu vurguladı. 

Binalar çatlıyor

Çevrede bulunan taş ocaklarının köylerine  verdiği zaranın gün geçtikçe derinleştiğini anlatan Muzaffer Solak, kendi evi ve komşularının evlerinde meydana gelen çatlakları gösterdi. 

Cami başta olmak üzere köyde bulunan tüm yapıların büyük bir zarar gördüğünü söyleyen Solak, “Bunu yerinde görmek isteyen kim varsa buyursun gelsin. Artık evlerimizin zarar görüyor olması bir yana, bu çatlakların sebep olduğu hayati risk de ayrı bir dert. İnsanlar, evlerinin elden gittiğini çaresizce izlerken, artık canlarının da risk altında olmasının korkusuyla başbaşa yaşamak zorunda kalıyor. Bize bu zulmü reva görmesinler. 1200 metre uzaklıktaki taş ocağı bu zararları verrirken, hemen bunrumuzun dibine açılmak istenen taş ocağının vereceği zararı tahmin etmek için uzman olmaya gerek yok. Evlerimiz risk altında, su kaynaklarımız risk altında, bölgenin doğal yaşamı ve kültürel değerlerimiz risk altında.” dedi. 

Yusuf Ercan: “Evlerimiz başımıza yıkılacak”

“Çatlaklar her geçen gün artıyor. Evlerimizin başımıza yıkılacağından, bize mezar olacağından korkar olduk. Bu işe bir çare bulunması lazım. Göz göre göre bir felakete sürükleniyoruz.”

Fatih Akman: “Su kaynaklarımız tehlikede”
“Yeni açılması planlanan taş ocağının alanı, bizim su kaynaklarımızın bulunduğu alandır. Yarın bir gün burada yapılacak taş ocağı çalışmaları çok büyük sıkıntılara yol açacak. Belki burada içecek suyumuzu bile bulamayacağız.”

Şengül Ercan: “Deprem olmuş gibi sallanıyoruz”

“Neyin ne olduğunu anlatmadan bize kağıt imzalattılar. Evlerimizin hali meydanda, inanmayan gelsin baksın. Tünelin dinametleri atılınca, evlerimiz deprem olmuş gibi sallanıyor. Ben şahsen yeni bir taş ocağı istemiyorum. Evlerimiz yıkılacak diye korkuyoruz.”