Şükran duygusu, ulaşılması zor ve özel anlara özgü gibi düşünülebilir. Oysa, keyifli anların tadını çıkarmak için kendimize izin vermek de aslında şükranın ilk kapılarından biridir. Bir an durup içtiğimiz kahvenin kokusunu fark etmek, aldığımız lezzeti ve beden duyumlarımızı hissedebilmek verilebilecek örneklerdir. Araştırmalar, kişilerin her gün mutluluk veren en az iki ya da üç şeyi düşünerek bu duyguları içlerinde yaşattıklarında pozitif duyguların etkisinin arttığını gösteriyor. Çünkü şükran, var olduğumuz anı kutlamamızı sağlar. Sahip olduklarımızı görmeyi kolaylaştırır.
Günlük yaşamın hızında çoğu zaman kıymetli ilişkilerimizi, hayatımızdaki iyilikleri ya da bize iyi gelen detayları fark edemiyoruz. İnsan zihni yeniyi sever. İlk anda heyecan ve mutluluk yaratan şeyler, zamanla sıradanlaşır ve kolay ulaşılır gibi görülmeye başlanır.İşte şükran tam bu noktada devreye girecektir. Olumlu olanı yeniden görünür kılar.Alışkanlığa dönüşen güzellikleri takdir etme becerimizi güçlendirir.
Pozitif psikoloji araştırmaları da bunu doğruluyor. Sevgi, umut, merak ve hayattan zevk alma ile birlikte şükran, psikolojik iyi oluşla en yüksek düzeyde ilişkili karakter güçlerinden biridir. Minnettarlığın yaşam doyumunun en güçlü belirleyicilerinden olması da bu yüzden şaşırtıcı değildir. Çünkü şükran hem bilişsel hem duygusal hem de davranışsal bir başa çıkma biçimi olarak görülmektedir. İyi bir duruma anlam atfetmemizi, olumlu hisler üretmemizi ve teşekkür ederek bu duyguyu davranışa dönüştürmemizi sağlar.
Ayrıca şükran, olumsuz duygulara karşı güçlü bir koruyucu çemberdir. Haset, kıskançlık ve pişmanlık gibi duygular iyilik hâlini zehirler.Ancak aynı anda hem kıskanç hem de şükran dolu olmak mümkün değildir. 2008 yılında yapılan bir araştırmada şükran duygusunun depresyonun sıklığını ve şiddetini azalttığını göstermiştir. Benzer biçimde, şükran duyan bireylerin strese karşı daha dayanıklı olduğu ve travma gibi zorlayıcı yaşantılardan daha hızlı iyileştiği birçok çalışmada gösterilmiştir. Çünkü şükran, kişinin öz değerini güçlendirir. Etrafındaki destekleri fark ettikçe kendine dair algısı da iyileşir.
Elbette şükranı hissetmek her zaman kolay değildir. Bilişsel hatalar çoğu zaman yolumuza engeller çıkarır. Örneğin; başarıyı kendimize, olumsuzluğu başkalarına bağlama eğilimi (self-servingbias) şükranı zorlaştırır. Aynı şekilde "hayatta hak ettiğini alma" inancı da yanıltıcıolabilmektedir.İyi insanların başına sadece iyi şeyler gelmez. Şükran, fark ettiğimizden daha fazlasını aldığımızı görmemize yardım eder.
Peki şükran nasıl beslenir?Her akşam hayatımızda şükran duyduğumuz beş şeyi yazmak güçlü bir başlangıçtır. Bir "şükran kavanozu" oluşturup minnet duyduğumuz durumlarda içine ufak bir para atarak biriktirmek, sonra bunu ihtiyaç sahiplerine vermek hem yetişkinlere hem çocuklara model olur. Hayatımıza dokunan insanlara teşekkür mektubu yazmak, mektup gönderilmese bile psikolojik iyi oluş üzerinde etkili bulunmuştur Şükran paylaşımları da sosyal ilişkilerde iyileştirici yönde etkilidir.
Eşimize, sevgilimize ya da kendimize teşekkür etmek; sosyal medyada olumlu yorumlarla takdirgöstermek; olumsuzun içindeki olumlu noktayı fark etmeye çalışmak; empatiyle başkalarının gözünden bakmak da şükranı büyütür. Ayrıca her zaman aynı şeylere değil farklı alanlardaki minnet duygularına odaklanmak şükran duyma sıklığını aratırır.
Özetle, şükran bulaşıcıdır. Birbirimize şükranlarımızı sunmanın toplumdaki etkisi büyüktür. Yazının sonunda ben de şükranın toplumsal iyileştirici gücüne inanarak bir teşekkürle kapatmak istiyorum. Uzun yıllardır hayatıma dostluğunu katan, varlığıyla beni şükranlandıran, uzağı yakın eden, iyi günümü güzelleştirip zor günümde yanımda duran can dostum Asena,iyi ki doğdun. Şükran duygusunun bir insanın hayatını nasıl aydınlatabileceğinin en somut örneklerinden biri sensin.