Hicret Kararı
Hz. İbrahim, Nemrud'un en büyük zulmü olan ateşte yanmaktan Yüce Allah'ın yardımı ve bir mucizeyle kurtuldu. Bundan sonra burada mı hizmete devam edecekti? Bu hususta karar, Rabbi Allah'a aitti. Yüce Allah, Hz. İbrahim'e Nemrud'un ülkesinden ayrılıp Şam toprağına doğru gitmesini emretti. Kendisine tabi olan arkadaşları da birlikte hareket etmeye karar verdiler.
Hz. İbrahim, Allah yolunda muhacir olarak yurdundan ayrıldı. Amcasının kızı Hz. Sare de Hz. İbrahim'le birlikte hicret etti. Yüce Allah, Hz. İbrahim'e Hz. Sare ile evlenmesini vahyetti. Bunun üzerine onunla evlendi. O sırada Hz. İbrahim, otuz yedi yaşındaydı.
Hz. İbrahim memleketinden ayrıldığında babası ona iman etmemişti. Yüreği yana yana onu o halde bırakıp ayrıldı. Yanında Hz. Lut aleyhisselam da vardı.
Nemrud, haberi duyar duymaz telaşa kapıldı. "Acele edin. Süryanice konuşan hiçbir kimseyi salmayın, bana getirin" diye emirler yağdırdı. Zira Hz. İbrahim'in yaşadığı bölge insanı Süryanice konuşuyordu.
Hz. İbrahim Harran'dan Fırat'ı geçince Yüce Allah onun dilini İbranice'ye çevirdi. Hz. İbrahim ve arkadaşları artık İbranice konuşmaya başladılar. Nemrud'un adamları, onlara yetiştiler ama İbranice konuştuklarını görünce serbest bıraktılar.
Muhacirler, Harran'a varıp orada bir müddet oturdular. Oradan hareketle çeşitli ülkeleri geçip Şam'a ulaştılar. Şam, İbrahim aleyhisselama yeni ufuklar açtı. Her geçen gün inananları çoğaldı. Oradan Ürdün'e, daha sonra Mısır'a gitti.
Ama Mısır'da Nemrud'un benzeri bir Firavun vardı. Babasını öldürüp tahta geçecek kadar zalim, Tatis isimli bir Firavun iş başındaydı. Akrabalarını, ev halkını, amcasının oğullarını, hizmetçilerini, kadınlarını ve bir çok kahini, hekimleri öldürmekten çekinmemişti. Kan dökmekten zevk alıyordu.
Hz. İbrahim, Nemrud'un zulmünden kurtulmuştu ama başka bir zalimin ülkesine gelmişti. Burada da Firavunlar dönemini yaşamak zorunda kalacaktı. Oradaki mücadelelerine, tekrar Şam yoluna doğru dönerken Kudüs çevresinde yerleşmesine, orada Hz. Hacer ile evlenmesine, Mekke'ye gidişine, Mescid-i Haram ve Kabe'nin inşasına, Hz. İsmail'in kurban edilmesi emrine, ilk hac uygulanmasına ve diğer olaylara girmek istemedik. Zira konumuzu, Hz. İbrahim ve Nemrud çerçevesinde sınırladık.
Nemrud'un Akıbeti
Nemrud, Hz. İbrahim'i ateşe atıp şanını artırmayı umuyordu. Yüce Allah, onu ateşten koruyup kurtarınca halk arasındaki itibari düştü. Zulmünden korktuğu için halk sesini çıkartamasa da artık eski gücünü sürdüremiyordu.
Mancılığın kurulu olduğu bölgede fazla tutunamadı. Ateşin yakıldığı alana baktıkça Hz. İbrahim karşısındaki yenilgisi aklına geliyor ve kahroluyordu. Bütün Mezopotamya'nın kralıydı. Onun için Babil Devleti'nin başkenti olan Babil şehrine gitti ve Babil Kulesi'nin en görkemli katına yerleşti. Ama huzursuzdu. O yenilgi içini kemiriyordu. Kulenin çevresinden ırmaklar geçtiği için arazi çok verimli ve çok sulaktı. Doğal olarak sivrisineği de boldu.
Nemrud, bir gün keyifle çevresindeki araziyi ve yeşillikleri seyrediyordu. Eline yüzüne konan sivrisineklerden birisi burun deliğine yaklaştı. Onu oradan kovmak isterken sivrisinek, burun deliğinin derinliklerine doğru ilerledi. Sarayın hekimleri de çıkartmak için çabaladılar. Ama başaramadılar. O sivrisinek, beyin zarına kadar ulaştı.
Nemrud, sivrisineğin sebep olduğu şiddetli ağrılar yüzünden bir türlü uyuyamıyordu. Başını duvara vurduğunda bir süre sakinleşse de yeniden sancılar başlıyordu. Hizmetçilerine emrediyor, başını tokmakla dövdürüyordu. O haşmetli kralın bir sivrisnek karşısında düştüğü acizlik, anlatılır gibi değildi.
Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi'nin 26. Ayetinde şöyle buyuruluyor:
"Şüphesiz Allah, sivrisinek ve ondan daha büyüğü ile misal getirmekten çekinmez. İnananlar, bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler…"
Müfessirlerimiz, sivrisineğin yaratılış özelliklerinden bahsetmişler ama yukarıdaki olaya hiç temas etmemişlerdir. Muhtemelen bu bilgileri bir mitolojik bilgi olarak düşündükleri için konuya bu yönüyle bakmamışlardır. Ancak yukarıdaki bilgiler ışığında bu ayet yeniden tefsir edilse farklı sonuçlar çıkacağından eminim.
Kısas-ı Enbiya yani Peygamberler Tarihi kitaplarının hemen hepsinde yukarıdaki bilgiler geçmektedir. Hepsinde de Allah'a meydan okuyan Nemrud'un burnundan giren bir sivrisinek tarafından öldürüldüğü kabul edilir. İşte bir zalimin akıbeti…
Nemrud'un bütün azamet ve ihtişamıyla krallığını sürdürdüğü ve tanrılık iddiasında bulunduğu halde bir sivrisinekle başa çıkamayıp can vermesi, edebiyatımızda şairlerin en önemli temalafı arasında yer almıştır.