Ortadoğu yanıyor. Yıllar önce canlı yayında Bağdat'ın bombalanmasını izlemiştik. Şimdi de Filistin'in yıkımını seyrediyoruz. Eğer ileride Hollywood'da savaş filmleri hazırlanırsa unutmayınız ki Gazze stüdyolarını kullanacaklar. Zira şu anda oynanan oyun, aynen film seti gibi. Orada binlerce çocuk ölmüş, binlerce kadın can vermiş, onlar için önemi yok. Zaten onlar, Yahudi olmayanların hepsini ölümü hak etmiş yaratıklar olarak görüyorlar. Ama kendilerinden biri öldürüldüğü zaman derhal intikam yeminleri ediyorlar.
Yahudiler, kendi huy ve karakterleri yüzünden tarih boyunca hep horlanmışlar, hep soykırıma uğrayan Musevilerden sonra onun arkasına saklanarak masum kisvesine bürünmüşler. O dönemde Hitler, Musevilerden bir kısmını Holokost adı verilen toplama kamplarında imha etti. Bu bir gerçek. Geçen yazımda da belirttiğim gibi bunlar, Yahudi asıllı olmayan Yahudilerdi. Aslında onlara hiç acımadılar ama istismar etmekten de deri durmadılar. Almanya'yı işgal eden ABD, bu devletin elini kolunu bağladı. Kolluk kuvveti aşmayacak kadar asker bulundurmasına izin verdi. Savunma sanayisine yatırımını kendi kontrolüne aldı. O yüzden yıllardır başka türlü sanayilere yönelebildiler. Aynı şeyi Japonya'ya uyguladılar.
Bunlardan daha beteri, başta Almanya olmak üzere Avrupa devletlerinde Antisemitizmi (Yahudi aleyhtarlığını) yasakladılar. Bu yüzden hiçbir kimse, Yahudilerin haksızlıklarını, yanlışlarını söyleyemez. Aksi takdirde derhal yargılanır ve tutuklanır.
Ama bugün Almanya'da ve diğer Avrupa devletlerinde bu yasağa rağmen Yahudi aleyhtarlığı hızla artıyor. Açıktan söylemeseler de bilinç altında Yahudilerin ülkelerinin ekonomisini sömürdüğü bilinci yatmaktadır.
2000 yılında İsviçre'den Almanya'ya gitmiştim. O sırada elimde bir ilaç vardı. Parmak aralarındaki pişiklere iyi geliyordu. Orada bir eczaneden almak istedim. Orada hiçbir ilaç, doktor yazmadan parayla alınamıyormuş. Bir hemşehrim, "Ben aile doktoruma yazdırırım" demiş. Aynısını istese de yazmamış. Hemşerim üzerinde Bayer firmasını görünce başka ilaç yazdığını söyledi. Nedenini sorduğumda onun Yahudi firması olduğunu anlattı. Onlar, Antisemitizm yasasından dolayı söylemeseler de Yahudileri hiç sevmezler, dedi.
O yıllarda İsviçre'de ve Fransa'da Türk çocuklarının eğitimi için yaz döneminde görev yaptım. Zaman zaman camide vaaz edip, hutbe de okuduk. Yetkililer sohbet arasında ya doğrudan ya da dolaylı olarak beni uyarıyorlardı. "Aman dikkat et. Öğrencilerin yanında veya vaazlarında Yahudiler aleyhine bir şey söyleme. İstihbaratları böyle bir şey tespit ettikleri takdirde seni derhal sınır dışı ederler. Bizi de sorguya çekerler."
Birkaç defa tekrar edilince nedenini sordum. "Burada antisemitizm yasası var, unutma dediler." Zira Avrupa'yı Antisemitizm öcüsü sarmış.
Gazze'deki soykırımın ilk günlerinde Avrupalılar sessizce izlediler. O yasanın etkisiyle devlet adamları İsrail'i destekleyen demeçler verdiler. Artık mızrak çuvala sığmayınca, yapılan soykırıma hiçbir vicdan dayanamaz hale gelince antisemitizm yasasına rağmen halk sokaklara döküldü. İsrailli yöneticilerin zalim, Filistin halkının mazlum / zulme uğradığını haykırmaya başladılar. Dünya ayakta. Artık cin şişeden çıktı. Yalanlarla soykırımı normal göstermelerine imkan kalmadı.
İsrail'in içindeki Yahudiler, hatta Hahamlar bile bunun sonunda kendilerine zarar vereceğinin farkına vardılar.
Elbette bu savaş bitecek. Yahudi devletinin karizması çizildi. Amerikan destekli zulüm ne kadar sürecek? El atına binen, elbet bir gün inecek. O zaman o topraklarda o komşularla nasıl birlikte yaşayacaklar? Nüfusunun yarısı, başka ülke pasaportu taşıyorlar. Savaştan sonra onları orada nasıl tutacak?
Evet, şu anda silah üstünlüğü onlarda. Ama moral üstünlüğü Filistinlilerde. Zira onlar topraklarını, vatanlarını savunuyorlar. Yahudiler ise adı üstünde işgalci haramiler. Elbette birgün geldikleri gibi gidecekler. Geriye yıkım, soykırım, kin ve nefret kalacak. O da İsrail'in sonunu getirecek.