Etiketi değiştir yeter: Geçmiş yıllarda ''Kem aletle kemalat olmaz'' sırrınca okullarımızdaki yangın söndürme cihazlarının dolum sürelerine dikkat edilmesi ve tarihi geçmiş cihaz bulundurulmaması için yazı gönderip akabinde de sondaj usulüyle denetim yapılacağını belirtmiştim. Bu yazı üzerine bir okul müdürü yangın söndürme cihazı satan firma görevlilerini çağırır. Görevliye, ''Sivil savunma uzmanı okullara denetime gelecekmiş. Gelince tüm cihazları tek tek inceliyormuş. Para verip de yeniden doldurtmaya gerek yok. Size cihaz başı 5 TL vereyim. Son kullanım tarihi gelmiş tüm cihazların etiketlerini değiştiriverin'' der.
Hâlbuki olası yangınları söndürebilmek için fiziksel olarak cihazların etiketlerinin yeni olması değil içinin dolu olması önemlidir. Ne dersiniz efendim, haksız mıyım?
Almak istememiş: 2005 yılında okullara sedye, megafon, YSC, geçme merdiven, el feneri dağıtımı yapıyoruz.  Özellikle çok amaçlı geçme merdivenler için arkadaşlar teşekkür ediyor. Çünkü okulun bahçesinde bir ampul patlasa değiştirmek için merdiven arama derdine düşüyorlardı.  Bunun yanında dağıtılan malzemeleri almak istemeyen biri iki tane idarecinin olduğunu duyunca şaşırdım. Nasıl olur diye merak ettim sebebini araştırdım. Meğer arkadaşlar, firma görevlisine, ''Sivil savunma uzmanı bu malzemeleri verince sonra da gelir kullanıma hazır mı diye iki de bir sorar '' demişler.
Anadolu'da oynamaktan maksat ütmektir diye bir tabir vardır. Bu bağlamda okullarda veya başka kurumlarda yangına yönelik malzeme bulundurmaktan maksat olası yangınlarda veya diğer afetlerde kullanımının sağlanması ve can, mal kaybının en aza indirilmesidir.  Yoksa sadece döküntüden ibaret olur. Daha sonra bu okula denetime gittiğimde tüm malzemelerin bir odaya kilitlendiğini ve malzemelerin nerede olduğunu personelin dahi bilmediğine şahit olunca üzüldüm… 
Keşke… Keşke… Keşke… Dedim
Kiramen kâtibini geçtin: Merkezde bir okula topyekün savunma sivil hizmetleri kapsamında denetime gittim. Okul müdürü emektar bir abimiz. Çatıdan kazan dairesine kadar beraber gezdik. Eksiklikleri not alıp sonuç raporunu 25-30 madde olarak gönderip üç ay içerisinde gereğinin yapılmasını istedim.
Bizim daha önceki yazılara istinaden, okulun bahçe kapısını yaptırıp kapatınca özel araç parkını önlediği için komşulardan tepki aldığını söyledi. Bende, ''müdürüm, okulun bahçesine özel araç park etmek yasaktır. Bunun için bahçe kapısının yaptırılıp kapalı tutulması maddesini ekleyeyim. Sen de gelen vatandaşlara göster. Bu uygulamanın senin değil, bakanlığımızın olduğunu bilsinler. sana söz gelmesin'' dedim. ''İyi olur, beni de rahatlatırsın'' deyip teşekkür etti.

Sonra da rapor kendine ulaşınca telefonu açıp sitemli bir şekilde ''Mahir Bey, maşallah Kiramen katibini geçmişsin. Senden önce yaptırdığım bahçe kapısını bile yazmışsın'' diye teşekkür(!) etti. Bende müdürüm, 'kapıyı sana sordum da yazdım' desem de bir türlü anlatamadım. Daha sonra okul müdürleri toplantısında, aynı şeyleri il müdürüne karşı tekrarlayınca, bende usulüne uygun olarak cevabını verince sustu. Meğer Atalarımız bazen ''iyilikten maraz doğar'' diye boşuna dememişler.
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı  Mahirane Söylemler ve -hikâyeden şiire sızan- Susamak ve Depremle Yaşamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak veya Osmancık'ta Topçuoğlu Mağazası'ndan temin edebilirsiniz.