Farklı yatırım araçları, benzer beklentiler.. Peki, yatırımcılar neye göre karar veriyor? Portföy dağılımı yaparken neler göz önüne alınmalı? Hisse yatırımcısını son dönemde tetikleyen neler oldu? Yatırımcı sayısındaki artış ve işlem hacimleri bize ne ifade ediyor? Borsa İstanbul düzeltme beklentilerine karşın rekorlar kırmaya devam ederken Temmuz ayının da en iyi getiriyi sağlayan yatırım aracı oluyor…
Son yıllarda ilerleyen teknoloji ve dünyanın dijitalleşmesi ile birlikte finansal piyasalar daha çok kişinin ilgisini çekerken ve daha kolay ulaşılabilir hale gelirken büyük küçük pek çok yatırımcı da kar elde etme fırsatı yakalıyor. Özellikle enflasyonist etkilerin yüksek olduğu ekonomilerde insanların farklı yatırım araçlarına yönelim taleplerinde de artış gözleniyor. En fazla getiriyi nasıl sağlar ve enflasyon karşısında paramın değerini nasıl korurum sorusu beklentilerin temelini oluştururken, karar verme mekanizmasında geçmiş veriler, dönemin konjonktürü ve geleceğe yönelik beklentiler devreye giriyor. Aynı zamanda yatırımcılar arasında farklılık gösteren ve ülke içerisinde yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmelerden etkilenen risk algısı hedef belirlemede belirleyici oluyor. Vadeli mevduat gibi garantisi olmayan ve farklı riskler barındıran yatırım araçlarına yönelim ve portföy dağılımıda bu algı etrafında şekilleniyor.
Var olan bir değere ortak olmak ya da kısmen satın almak ve buradan elde edilen değer artışlarından bir gelir elde etmek mantığıyla işleyen, tasarruf edilen parayı değerlendirmek için yatırımcıların tercih ettiği yatırım araçları döviz, altın, hisse senedi, tahvil, devlet tahvili, fonlar, katılım belgeleri vb. olarak incelenebilir. Günümüzde yatırımcıların hangi yatırım aracını neden tercih ettiği konusu bireysel kararlarına bağlı ancak karar mekanizmasını da etkileyen veriler ve gelişmeler oldukça önem taşıyor.
Özellikle yılbaşından bu yana hem döviz, hem kıymetli madenler hem de hisse senedi piyasasına baktığımızda farklı getiri oranları söz konusu. Seçim sonrası yukarı yönlü rallinin başlaması ile birlikte yıl içerisindeki getiri oranını %40'ın üzerine taşıyan DolarTL, hem parite hem de kur tarafındaki yükselişlerle ivme kazanan EuroTL'nin hemen ardında yer alıyor. EuroTL'de yılbaşından bu yana kaydedilen prim %45'leri aşmış durumda. Kıymetli madenler tarafında ise yurtiçinde gram altının göz ardı edilemez yükselişi şüphesiz Mayıs sonrası yukarı yönlü atakları güçlenen Doların etkisi ile gerçekleşti. Yılbaşı itibariyle 1090TL seviyesinin hemen üzerinde fiyatlama görmeye başlayan gram altın 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sonrası 50 Günlük üssel ortalaması 1245TL seviyesinden aldığı destek ile birlikte kısa vadede hızla 1300TL seviyesinin üzerine çıktı. Temmuz ayının ortası itibari ile 1700TL seviyesine yakın fiyatlama gördüğümüz sarı metal yılbaşından bu yana %50'nin de üzerinde prim kaydetti. Aslında 202 yılı itibari ile hak ettiği değeri görmediğini ve Borsadaki rallinin gölgesinde kaldığını gördüğümüz altın için yine yılbaşındaki beklentilerin gerisinde kaldığını söylemekte mümkün.
Borsa İstanbul tarafında ise özellikle yılbaşından sonraki dönemde gerek ülkemizde yaşanan deprem felaketinin olumsuz etkileri, gerek siyasi ve ekonomik alanlarda yaşanan gelişmeler, seçim atmosferi ve yeni ekonomi modeli öncesi güncel durum geri çekilmelere neden olmuştu. Fakat seçim sonrası belirsizliklerin yavaş yavaş ortadan kalkması, yeni kabine ile birlikte Merkez Bankası Başkanı ve kadrosunda yaşanan değişiklik yeni ekonomi modeline geçiş sürecinde atılan adımlar, küresel anlamda yapılan anlaşmalar risk iştahının canlanmasına neden oldu. Yurtiçinde büyük ya da küçük fark etmeksizin hisse yatırımcılarının yeniden dikkatini çekmeyi başaran Borsa İstanbul'a yabancının da tekrar ilgi göstermesi yükselişi tetikledi. Endeks için önemli direnç seviyesi 7.500 puanın temmuz ayı itibari ile yukarı yönlü kırılması sene sonu için beklentiler tarafında iyimserliğe neden olurken, aynı zamanda bu hızlı yükseliş karşısında acaba bir kar realizasyonu ya da düzeltme gelir mi soruları da gündemi meşgul etmeye başladı. Hisse senedi tarafında yatırım fırsatını kaçırmış yatırımcıların bu seviyelerde endekse yeniden dâhil olması riskli algılanırken olası geri çekilmelerin fırsat olabileceği göz önünde bulunduruluyor. Borsa İstanbul düzeltme beklentilerine karşın rekorlar kırmaya devam ederken Temmuz ayının da en iyi getiriyi sağlayan yatırım aracı oluyor.
Peki, rüzgârın yönü terse döndüğünde yatırımcılar nasıl hazırlıklı olmalı? Portföy dağılımı yapılırken nelere dikkat edilmeli? Bireylerin risk algılama ve risk değerlendirme mekanizmaları farklı işlese de temel de beklentiler aynı yönde şekilleniyor. Zararı minimize ederek maksimum fayda sağlamak… Finansal piyasalar açısından ele aldığımızda yatırımcının portföy dağılımı yaparken tam da gerektiğinde güvenli bölgede kalabilmesi için tabiri caizse "bütün yumurtaları aynı sepete koymayın" diyoruz. Elinizdeki bütün kaynağı tek bir ürüne yatırmak o ürünle birlikte gelecek bütün riskleri taşımanıza neden olur. Ancak kaynağınızı farklı ürünlere dağıtmak riski de dağıtmak açısından önemlidir. Böylece portföyünüzdeki ürünlerden biri beklentilerinizi karşılamadığında diğer tarafta bunu amorte edecek kaynaklarınız olur. Bu sebeple elinizdeki varlığın bir kısmını mevduata yatırmak da temkinli olmak ve size hareket alanı sağlayabilmesi açısından değerlendirilebilir.
Son dönemde yatırımcıların döviz ve hisse senedi tarafında yoğunlaşması şüphesiz yurtiçinde yaşanan gelişmelerin bir neticesi olarak karşımıza çıkıyor. Kur tarafında yükseliş bekleyen yatırımcı özellikle seçim sonrası portföyünde buna ağırlık verdi. Sonrasında ise Borsa İstanbul'da yaşanan ralli dikkatleri çekti. Borsayı destekleyici bir takım adımlar atılması yatırımcının yeniden güvenini sağlarken, yabancı oranının da artması ile birlikte yabancının yeniden dâhil olması yükselişi desteklemeye devam ediyor. Bu yükselişten faydalanan yatırımcılar bir yana dâhil olmak için geç kalan bir kesim ise geri çekilmeleri fırsat olarak değerlendirmeyi beklerken, yılsonu beklentilerinin 8000-10000 puan arasına yükselmesi ise hala hisse senedi piyasasının cezbini korumasına imkân tanıyor…