Psikolojik iyi oluş için tüm ilişkilerin, duyguların, davranışların dengede tutulması önemlidir. Günümüzde yaşanan yoğun tempolu iş hayatı, şehir gürültüsü vb. durumlar bireylerin duygu durumlarını da etkilemektedir. İnsanlar duyguları iyi ya da kötü olarak tanımlayabilirler ancak her duygu sonsuza dek var olacaktır ve yaşanması kaçınılmazdır. Hırs duygusu dengede tutulmadığında insan hayatını olumsuz etkileyecektir. Hırs, yetinme duygusunun azalması ve beklenti düzeyinin yükselmesi olarak tanımlanmaktadır. Hırs belli düzeyde kişiye fayda sağlar hatta başarıya götürür. İyi yönetilemeyen hırs sonuçları ön görülemez hatalara neden olabilir. Yönetilemeyen hırs duygusu genellikle bir duruma ya da olaya bağlılık sebebiyle oluşur. Hırs duygusu bu bağlılık karşısında duygusal körlük oluşturur ve yargı gücü azalır. Hırsı yönetemeyen insan küçük dahi olsa her hatayı görürken çevresinde olup biten pozitiflikleri kaçırır. Olayları gerekenden fazla yorumlar. Sosyal ilişkileri bozulur, çevresine zarar vermeye başlar. Bu durumda en büyük zararı kendine vermiş olacaktır.
Hırsını iyi yönetemeyen insana sık sık pişmanlık da eşlik eder. Bu pişmanlık uzun vadede ortaya çıkacaktır. Hırs yönetilmediğinde kendini gerçekleştirme sekteye uğrar. Çevresine ve ailesine olan sorumluluklarını yerine getiremeyebilir. Hayatı anlamlandırmada ve yaşamdan zevk almada zorlanmaya başlar. Yoğun yaşanan hırs duygusunun fiziksel zararları da vardır. Strese ve bazı psikosomatik rahatsızlıklara neden olabilir. Araştırmalar incelendiğinde depresyonun bir nedenin de yönetilemeyen hırs duygusu olduğu görülmektedir.
Hırs bir noktaya kadar insanın ilerlemesi için gereken motivasyonu sağlayan, azmi ve çabayı arttıran, başarıya katkı sağlayan olumlu bir duygudur. Ancak hırsta sınırı belirlemek çok önemlidir. Sınırı belirlenemeyen hırsın esiri olmak bir risktir. Hırs başarıya gitme noktasında bir araç olarak kullanılmalıdır. Hırs bir amaç haline geldiğinde uzun vadede mutsuzluğa neden olur. Bu mutsuzluk yalnızca kişinin kendisini etkilemeyecek aynı zamanda aile, iş, sosyal hayatına da yansıyacaktır.
Bahsedilen mutsuzluk ve hırsı dengede tutmakla ilgili de açıklamalar bulunmaktadır. Öncelikle mutluluk peşinde koşulacak ya da aranacak bir durum değildir. Duygusal yatırım yaparak, enerji tüketerek üretmek gerekir. Ancak hırsını dengede tutamayan birey bu mutluğu üretecek enerjiyi kendine bulamayabilir. İlişkiler içinde bu dengeyi sağlamak önemlidir. Aile, iş ya da romantik ilişkilerdeki mutlulukta karşılıklı verilen emeğe bağlı olarak değişkenlik gösterir. İş hayatına ilişkin bir hırs söz konusuysa bu durum aile hayatına yansıyacaktır. İş hayatının aile hayatının önüne geçmesi ve daha çok önemsenmesi muhtemeldir. İlişkilerde ilginin azalması saygının da azalmasına yol açacaktır. Hırsını dengede tutamayan kişi ilişkilerine karşı duyarsızlaşıp iyi niyetli olsa bile niyetini davranışlarına yansıtamayabilir. Hırsı kontrol altına alıp daha sağlıklı bir hayat yaşamaya çalışmak uzun vadede kişinin ilişkilerini yeniden düzenleyecektir. İş hayatındaki başarının önemi kadar içinde bulunulan ilişkilerin de kalitesinin de bir yaşam başarısı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, açık iletişim her ilişkiyi düzenlerken kişinin duygularını fark etmesine de yardımcı olacaktır.
Özetle, hırsını yönetemeyen yani dengede tutamayan insanın sağlıklı düşünmesi beklenemez. Sağlıklı bir düşünce oluşmadığında davranışların sonuçlarını da değerlendirmek mümkün olmayacaktır. Hırs beraberinde sabırsızlığı da getirecektir. Kişi belirsizliğe tahammül edemez ve olaylar karşısında hemen sonuç almayı hedefler. Bazı durumların sonuçları için beklemek, zamana bırakmak gerekmektedir. Hayatı anlamlı bulmak için her zaman somut başarıları gözetmek gerekmez. İnsan kendi şartları içinde mutlu olacağı hayatı belirleyebilir ve diğerlerinin şartlarını bir kenara bırakabilir. Dengede tutulamayan hırsın kişinin çevresindekilere de zarar vereceği açıktır. Ancak en büyük zararı görecek ve kendini tek başınalığa itecek olan kişinin kendisidir.