Yılın sonuna yaklaşırken Merkez Bankaları'nın 2023 yılı içerisindeki son toplantıları ve 2024 yılına yönelik beklentiler hem yurtiçinde hem de globalde piyasalara yön vermeye devam ediyor. Yurtiçinde Merkez Bankası'nın 23 Kasım'da gerçekleştirdiği son Para Politikası Kurulu Toplantısı'nda parasal sıkılaştırmanın sonuna yaklaşıldığına dair ifadeler dikkat çekerken, ABD Merkez Bankası Fed'in son toplantısında da politika faizinde değişikliğe gitmemesi ve  gelen ekonomik verilerin ardından faiz indiriminlerinin 2024 yılı içerisinde beklenenden daha erken geleceğine yönelik ihtimallerin güçlenmesi piyasalarda oynaklığa neden oldu. Avrupa Merkez Bankası ECB'nin de son toplantısında politika faizinde değişime gitmeyerek faiz oranını tarihi zirvesinde sabit bıraktığı takip edilirken, son gelen enflasyon rakamlarının keskin bir düşüşe işaret etmesiyle birlikte faiz indirimlerinin de gündeme geldiği kaydedildi.     
"Parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası enflasyonla mücadele kapsamında başlatılan sıkılaştırma politikasına kararlılık ilkeleri ile devam ederken 23 Kasım PPK toplantısına ilişkin Karar Metninde bazı değişiklikler de gelecek projeksiyonlara dair ipucları vermişti. Para Politikası Kurulu'nun gerçekleştirdiği son toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı %35 seviyesinden %40 seviyesine yükseltilirken, basın duyurusunda genel ekonomik görünüme ilişkin bazı ifadelere yer verilmişti. Şu ana kadar uygulanan hızlı faiz artırım politikasının etkilerinin yavaş yavaş görülmeye başlandığı, yakın döneme ilişkin göstergelerin parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin başladığına işaret etmesi, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında sınırlı bir iyileşmenin başlaması değerlendirilirken, ayrıca dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerdeki artış, talepteki dengelenmenin sağladığı cari açıktaki dengelenme ve TL varlıklara ilgi artışının kurlara ve para politikası etkinliğine katkı sağladığı da belirtilmişti. Karar metnine eklenen ve 21 Aralık'ta gerçekleşecek olan yılın son PPK toplantısına dair beklentilerin şekillenmesine neden olan; "Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir." İfadesi ise 2024 yılı içerisinde bankanın faiz indirimlerine gidebileceğine yönelik beklentileri gündeme getirmişti. Bu ifadelerin ardından Aralık ayındaki toplantıda politika faizinde 250 baz puanlık bir artış bekleniyor. Tahminlere paralel bir kararın gerçekleşmesi halinde Merkez Bankası %8,5 seviyesinde başladığı faiz artırım sürecini 2023 yılı içerisinde 3400 puan artırarak %42,5 seviyesinde tamamlamış olacak. 
Enflasyonla mücadele kapsamında atılan adımların ardından Türkiye'nin CDS primindeki gerileme dikkat çekerken, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P ise takvim dışı değerlendirmeye giderek Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken not görünümünü ise "durağan"dan "pozitif"e çevirdi.  Son olarak ise Haftalık Para ve Banka İstatistikleri'ne göre; Merkez Bankası'nın rezervlerinin 1 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre 140 milyar 149 milyon dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı takip edildi. 
Fed'in gelecek yıl faiz indireceğine ilişkin piyasa beklentileri arttı.
Yüksek enflasyon oranları ile mücadele kapsamında Haziran 2022'den bu yana faiz artıran ABD Merkez Bankası Fed faiz artırım sürecini Eylül ayında sonlandırmış ve son iki toplantısında politika faizini 2001 yılından bu yana en yüksek seviyesi olan %5,25-%5,50 aralığında sabit bırakmıştı. ABD'de son enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalması ABD Merkez Bankası Fed'in 2024 yılı içerisinde beklenenden daha erken faiz indirimine gidebilir beklentilerini gündeme getirince finansal varlıkların fiyatlamaları üzerinde volatilite artışı gözlendi. En büyük değişim ise ons altın tarafında gerçekleşti. Fed'in faiz indirimi ihtimali dolar endeksinde geri çekilmeye neden olurken jeopolitik risk geriliminin yarattığı ortam sonrası yükseliş trendine başlayan ons altında bu ihtimallerin gün yüzüne çıkması yüksek fiyatlama eğilimine destek oldu. Geçtiğimiz hafta başında 2.145 dolar seviyesini test eden ons altın kendi tarihi zirvesini yenilerken, faiz indirimlerinin zamanına yönelik belirsizlikle birlikte ise hızlı geri çekilme yaşandı. ABD'de haftalık işsizlik başvurularının ise beklentilerin hafif altında kalmasıyla birlikte dolar endeksi 104 puanın altına gerilerken, emtia fiyatlarında ise yükseliş gözlendi. Yeniden 2.040 dolar seviyesini test eden ons altın tarım dışı istihdam verisinin öncesinde yatay negatif seyrederken, verinin ardından ise erken faiz indirim beklentilerinin sekteye uğramasıyla ons altında kayıpların nispeten arttığı gözlendi. ABD tarım dışı istihdam rakamları kasımda 199 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranı düştü. Tarım dışı istihdam verisinin ardından ABD 10 yıllık tahvil verimi yükselirken, dolar endeksi de yükseldi. Dolar para birimleri karşısında prim kaydederken emtia fiyatlarında düşüş gözlendi. Parite tarafında da baskı kaydedildi. 
ABD'den gelen son iş gücü verileri faiz indirim beklentilerini gölgelese de daha zayıf faaliyet rakamları, soğuyan istihdam verileri ve beklentilerin altında kalan enflasyon rakamları para politikasının enflasyonda %2 hedefine yaklaşmak için yeterli seviyelerde olduğuna işaret ediyor. Bu hafta Çarşamba günü gerçekleşecek olan yılın son Fed Faiz Kararı Toplantısı'nda 2024 yılında faiz indirimlerinin gelebileceğine yönelik beklentilerin banka yetkilileri tarafından onaylanabileceği bekleniyor. 
Euro Bölgesi para piyasaları ECB'nin Mart ayında faizi 25 baz puan indirme ihtimalini %84'le fiyatlıyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafında da benzer ihtimallerin fiyatlandığını söylemek mümkün. Enflasyonla mücadele kapsamında faiz artırımlarına ABD Merkez Bankası Fed'e göre nispeten geç başlayan ECB, son toplantısında faiz artışlarına kendi tarihi zirvesi olan %4,50 seviyesinde ara vermiş ve faiz oranını sabit bırakma kararı almıştı. Euro Bölgesi'nde geçtiğimiz hafta enflasyonda keskin bir düşüş olduğunu gösteren öncü verilerin ardından faiz indirim beklentileri arttı. Yeni bir faiz artırımı oldukça düşük beklenirken, gelecek yıl faiz indirimlerinin ise göz ardı edilemeyeceği düşünülüyor. Goldman Sachs'a göre de 2024 Nisan ayından itibaren her toplantıda bankanın 25 baz puan faiz indirimi yapması ve mevduat faizinin 2025 başlarında %2.25 seviyesinde olması öngörülüyor. Fed'in faiz indirimlerine yönelik beklentiler sonrası 1,1000 seviyesinin üstüne çıkan EUR/USD ise ECB kanadında da benzer beklentilerin güçlenmesi ile zayıfladı. ABD'den gelen son verilerin ardından yeniden yükseliş eğilimi gösteren dolar endeksi karşısında 1,0720 seviyelerine kadar geri çekildi. 
Sonuç olarak global piyasalarda Merkez Bankaları'nın 2022 yılının ortasında başlayan ve 2023 yılı içerisinde devam eden faiz artırım süreçlerini tamamlandıkları ve 2024 yılı içerisinde faiz indirimlerine başlayabileceklerine yönelik beklentiler hakim. Yurtiçinde ise TCMB'nin 23 Kasım'daki 500 baz puanlık yüksek faiz artırımı sonrası Aralık toplantısında daha düşük faiz artırımına gidebileceğini ve mevcut faiz seviyesini koruyarak dezenflasyonist sürecin başlamasını izleyeceğini söyleyebiliriz.