Yeni yıl ile birlikte daha fazla tartışılmaya başlanan merkez bankalarının bir kısmından bu hafta para politikası kararı açıklanması bekleniyor. Çin, Japonya ve Avrupa merkez bankalarından politika faizlerinde herhangi bir değişiklik beklenmezken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısından 250 baz puan faiz artışı bekleniyor. Yurt dışı piyasalarda tahvil faizlerinin yüksek seyretmesi ve ABD dolarının yılbaşından itibaren kazandığı değeri koruması ile dalgalı piyasaların devam ettiğini görüyoruz. Özellikle enflasyonun beklentilerin üzerinde seyretmesi ve ekonomik aktivitede beklenen hareketliliğin gelmemesi ile birlikte resesyon endişeleri yüksek faiz ortamında konuşulmaya devam ediliyor.

Global piyasalarda yeni yıl ile birlikte jeopolitik endişeler artarken mevcut endişelere ek olarak enflasyon ile mücadelede uygulanan politikaların başarısı da sorgulanmaya başlanabilir. Geçen hafta merkez bankalarının üyelerine ek olarak Avrupa Merkez Bankası Başkanı’nın faiz indirimlerinin yaz aylarına kalabilir açıklaması piyasada risk iştahının ertelenmesine neden oldu. Özellikle petrol ve altın fiyatlarında yaşanan yükseliş, ABD dolarının güçlü olduğu bir döneme denk gelmesi endişelerin sadece jeopolitik riskler kaynaklı değil iyimserliğinde ertelenmesi anlamına geliyor.

Bu nedenle bu hafta açıklanacak ABD büyüme verisi ve kişisel tüketim harcamalarında hem büyüme hem de beklenen enflasyon ile ilgili kötümserliğin hakim olması durumunda haftayı %4,13 seviyesinde kapatan ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yükselişin devamını beraberinde getirebilir. Diğer taraftan 103 seviyesi üzerinde kalıcılık sağlayan dolar endeksinde ise faizlerin beklenenden uzun süre yüksek seyretmesi algısıyla güçlü dolar ile yüksek kalması beklenebilir. Bu gelişmeler yurt dışı borsalar için negatif beklentiyi artırır diyebiliriz.

Yurt içinde ise haftanın en önemli gelişmesi TCMB PPK toplantısında beklenen 250 baz puanlık faiz artışı ve daha önceki iki toplantıda açıklanan metin içinde belirtilen sıkı para politikasında hedeflenen seviyeye yakın olma söyleminin hedeflenen seviyeye gelindi olarak değişmesi. Diğer taraftan bir önceki haftaya bakarsak merkez bankasının açıkladığı haftalık istatistiklerde yabancı ilgisinin borsaya ve devlet iç borçlanma senetlerine devam ettiğini görüyoruz. Mevduat faizlerinde gerileme olmasına rağmen borsada yatırımcı sayısı 7,5 milyon altına inerken yerli yatırımcı ilgili hacim bazlı sınırlı kalmaya devam ediyor.

Altın fiyatı bu haftayı düşüşle tamamlıyor. Bu düşüşte hafta içerisinde Fed yetkililerinden gelen mesajların faiz indirim beklentilerini düşürmesi ve açıklanan ABD verilerinin beklentilerin üzerinde açıklanması etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, enflasyonda devam eden düşüşlerin Fed'in bu yıl faiz oranlarını düşürmesine olanak sağlayacağını ancak bunun "dikkatli" şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Konuşmasında "Enflasyon yükselmediği ve yüksek kalmaya devam etmediği sürece FED’in bu yıl federal fon oranı hedef aralığını düşürebileceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı. Bu açıklamanın anlamı enflasyonda %2 hedefi bir süre tutturulabildikten sonra faiz indirimlerinin yolu açılabilir şeklinde yorumlanabilir. Tüm bu açıklanan veriler ve gelen açıklamaların sonucu olarak ABD 10 yılık tahvil faizi %4.17’ye kadar yükseldi. Piyasaların Mart ayında faiz indirimi yapılacağına dair olasılığının ise önceki %70-80’li seviyelerden %50’ye kadar indiği gözleniyor. Ons Altın’ın ise hafta içinde en düşük 2002 Dolar’a kadar düşüş gösterdikten sonra tepki hareketi aldı ve yönünü kısmen yukarı çevirdi. Ons Altın’ı yukarı yönde destekleyebilecek ve son günlerdeki düşüşünü dengeleyen önemli bir diğer unsur da jeopolitik gelişmeler olarak açıklanabilir. Son birkaç günde İran’ın Irak ve Pakistan’a hava saldırıları düzenlemesi, Husi’lerin ABD gemilerine saldırıları sonucu bölgede jeopolitik tansiyon yüksek. Bu durumun devam etmesi ve gerginliğin artması durumunda güvenli varlık talebi ons Altın’da yükselişin devamına zemin hazırlayabilir. Ayrıca Kızıldeniz’de gemilerin geçişlerin yavaşlamasının yaratacağı olası tedarik sıkıntıları ekonomilerde durgunluğa dair endişe kaynağı oluşturarak yine ons Altın talebi yaratma potansiyeli oluşturulabilir.

Borsa İstanbul’da ise yabancı ilgisinin geçen hafta sınırlı kaldığı dönemlerde kritik direnç seviyelerinin geçilemediğini görüyoruz. Diğer taraftan endeks içinde yükseliş için hacim artışı gerekiyor. Özellikle bu hafta TCMB PPK toplantısında beklenen faiz artışı öncesinde tekrar bankacılık endeksinde yükselişler görülebilir.

Merkezi İstanbul Maslak’ta bulunan Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler A.Ş. İstanbul Göktürk, Ankara, İzmir, Isparta, Denizli İrtibat Büroları ve Çorum ile İstanbul Sarıyer Şubeleriyle BİST, VİOP, Forex, Opsiyon ve Yurtdışı Vadeli Ürünler (Futures), Bireysel Portföy Yönetimi ve Kurumsal Finansman alanlarında hizmet vermektedir. Ahlatcı Yatırım markasıyla sermaye piyasası faaliyetlerine başlayan kurumumuz, kalite ve güven prensiplerine bağlı, kurumsal bir yönetim yapısına sahiptir. Sizde yatırımlarınızı Ahlatcı Yatırımda değerlendirebilirsiniz.