Sarı metal şüphesiz bugün de binlerce yıl önce olduğu gibi periyodik cetvelin en kıymetli metallerinden biri olmaya devam ediyor. Peki, dünya çapında onu böylesi değerli kılan ve ‘’güvenli liman’’ olarak nitelendirilmesini sağlayan ne?

Altın; şekillendirmesi kolaydır ve çeşitli ebatlarda üretilebilir. Zenginliğin sembolü olarak toplumlarda yer etmiş, Mısır Krallarının mezarlarını dahi süslemiş, süs ve mücevherat yapımında kullanılmıştır.  Altın,  özellikle günümüzde kadınların ilgi odağı olmasının yanı sıra gelişen toplumlarda; kimyasallar ile güç tepkime vermesi ve oksidasyona karşı yüksek dirençli olması sebebiyle çeşitli elektronik cihazlarda ve tıbbi uygulamalarda kullanılmasıyla da öne çıkmaktadır. Bu konuyu finans ve yatırım aracı olması yönüyle de ele alacak olursak; altın insanlığın para birimi olarak seçtiği tek elementtir. Toplumlar ve ekonomiler binlerce yıl boyunca altına değer vermiştir. Altın Dünya çapında bir para sisteminin parçasıdır. Acil durumlarda taşınabilir. Enflasyona karşı korunmada kullanılır. Likit bir yatırımdır.

Dünyadaki hiçbir ülkenin kontrol edemediği bir para birimidir. Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının yarısından fazlası hükümetlerin ve Merkez Bankalarının elindedir. Altın, diğer para birimlerinden ümidi kestiğimizde koştuğumuz tek metaldir. Bu da ülkece döviz kurları yükseldiğinde neden altına sarıldığımızı ve güvenli liman olarak kabul ettiğimizi açıklamaya yetiyor. Özellikle son dönemde sergilemiş olduğu yükseliş trendi ile birlikte tekrar yatırımcıların portföylerinde yerini alan ve Merkez Bankalarının yoğun alımları ile karşı karşıya kalan altın pozitif performansını bu yıl içerisinde sürdürecek gibi duruyor.

Geçen sene hak ettiği değeri görmeyen ve düşüş gösteren altın bu yıl kayıplarını telafi edecek mi, bu küçükten büyüğe tüm yatırımcıların merak konusu olmaya başladı. Altın fiyatlarını etkileyen birçok parametre var. Özellikle son dönemde yükselen fiyatlar birçok bileşenin bir araya gelmesinin bir neticesi oldu. Dünyada bütün ekonomileri etkisi altına alan yüksek enflasyon ile birlikte özellikle ABD tahvil faizlerinde yükselişler sonrası gerilemeler gözlendi. ABD 10 yıllık tahvil faizi 3,25 seviyesine kadar geri çekildi. Enflasyonla mücadele konusunda güçlü durmaya çalışan ABD Merkez Bankası Fed enflasyona karşı faiz artırımlarına devam etse de bu sefer ABD tarafında başlayan ve Avrupa’ya sirayet eden ve piyasalarda bankacılık sistemine karşı endişeye sebep olan banka krizi patlak verdi. Yaşanan gelişme sonrası Fed Mart’ta faiz artışında sınırlı kaldı ve politika faizini 25 baz puan artırdı. Öyle ki, yaşanan gelişmeler 2024 yılı içerisinde faiz indirimi beklentilerini dahi güçlendirdi. ABD tarafında yaşanan bu gelişmeler doların para birimleri karşısında zayıflamasına neden oldu. Dolar endeksi 101 seviyesine kadar geri çekildi. Küresel risk iştahının baskılandığı bu süre içerisinde ise altın sahnelere çıkmış oldu. Yatırımcıların ve ülkelerin güvenli liman arayışı içerisinde ilk akla gelen yatırım araçlarından biri olan altın fiyatları bu sebeplerle yükselişe geçti.

Mart ayında ABD’de takip edilen bankacılık krizi sonrası ons altın fiyatları kısa süre içerisinde 1800 dolardan 2000 dolara kadar yükseldi ve 2000 dolar direncini de aştı. Kar realizasyonlarının gelmesi ile birlikte nispeten yükselişlerini sınırlandıran ons altın fiyatlamasını etkileyen son gelişme ise OPEC+ ülkelerinin petrol üretimlerine sınırlandırma getirmesi oldu. Geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından birkaçının üretimi kısıtladığını açıklamasıyla ham petrolün varil fiyatı hızla arttı. Bankacılık sektöründeki sıkıntılar, merkez bankaları faiz artırımlarının bir süre daha sürecek olmasına dair beklentiler, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve bu gelişmeler neticesinde küresel ekonomiyle ilgili resesyon endişeleri tekrar gündeme taşındı. Petrol fiyatları ile korelasyonlu olan ons altın fiyatı bu gelişmenin ardından tekrar yükseldi. 

Yurtiçi altın fiyatlamasına etki eden 2 unsurdan biri ons altın diğeri ise Dolar -TL kuru. Dolar -TL kuru uzun zamandır kontrol altında bir görünüm sergiliyor. Son dönemde Dolar -TL kurunda ılımlı pozitif görünüm ile yükselişlerin kısmi olarak hızlandığını söylemek mümkün. Ons altın tarafı ise küresel piyasalarda yaşanan makroekonomik gelişmeler neticesinde güvenli liman olarak nitelendirilmesi ve talebin artması ile birlikte yükseliyor. Gram altın fiyatlamasına yansıyan bu görünüm yurtiçinde altın fiyatlarında zirve seviyelerin test edilmesine imkân tanıdı. Gram altın Mart başından itibaren yükselişlerini gerçekleştirirken,  1257TL fiyatlama seviyesi ile tarihi zirvesini görmüş oldu. Kısa vadede kıymetli metal fiyatlarında yaşanabilecek kar realizasyonları ile birlikte nispeten geri çekilmeler gözlenmesi olası ancak küresel piyasalarda önemli ve altın fiyatlarını etkileyecek makroekonomik gelişmeler yaşanmaması durumunda altın için bu trendin devam etmesini ve portföylerde yerini almasını bekleyebiliriz. Merkez Bankaları’da böyle düşünüyor olacak ki son dönemde altın alımlarına devam ediyorlar. Dünya Altın Konseyi tarafından yayımlanan son verilere göre, ülkeler rezervlerine altın eklemeye Şubat ayında de devam ederken, TCMB Şubat ayında 22 ton altın alımı ile üst üste 15 ay altın almış oldu. Şubat ayının en büyük alıcısı ise 25 ton alımla Çin Merkez Bankası oldu. 2023 yılının “Altın Yılı” olup olmayacağını ilerleyen süreçlerde göreceğiz.